Prof. Dr. Loeb, The Salon'a verdiği son röportajında, 25 ışıkyılı uzaktaki bir yıldızdan, Vega yönünden gelen ve 4 yıl önce keşfedilen nesneye dair görüşlerini paylaştı.
Loeb, "İlk başta gökbilimciler bunun bir kuyruklu yıldız olması gerektiğini varsaydı. Ama bu görüşte bir sorun var. Çünkü bu nesnenin bir kuyruğu yok"diye konuştu:
Bazı insanlar da 'Tamam bu bir kuyruklu yıldız değil ama sadece bir kaya' dedi. Fakat bu görüşte de bir sorun var. Yaklaşık 6 ay sonra anlaşıldı ki Güneş'in uyguladığı çekim kuvvetine ek olarak, nesne son derece büyük bir güçle itiliyor da. Bu da bize Güneş'in çekim kuvvetinin yanında nesneyi iten başka bir kuvvetin de bulunduğunu gösterdi. Normalde bu kuvvet, kuyruklu yıldızın kuyruğundaki roket etkisinden kaynaklanır ama bu nesnenin kuyruğu yok. Öyleyse soru şu: Bu büyük itiş gücünü ne yaratıyor?
Prof. Loeb bu gizemli nesneyle ilgili fikirlerini detaylı anlattığı bir kitap da yazdı. Extraterrestrial: The First Sign of Intelligent Life Beyond Earth (Dünya Dışı: Dünyanın Ötesinde Akıllı Yaşamın İlk İşareti) adlı kitabın 26 Ocak'ta çıkması bekleniyor.
Bu kitapta Loeb, 'Oumuamua'nın bir "ışık yelkenlisinden" koptuğunu savunuyor. Profesör, yeni röportajında ışık yelkenlisini şöyle tanımladı:
Işık yelkenlisini rüzgar gücünden yararlanan bir yelkenli gibi düşünebilirsiniz. Rüzgar onu iter. Işık yelkeni söz konusu olduğunda ise onu iten şey, yüzeyinden yansıyan ışıktır. Işık, foton adı verilen parçacıklardan oluşur. Bu parçacıklar nesnemizi, tıpkı bir duvardan seken bilardo topları gibi itiyor.
Kitabında özellikle bu itiş gücüne odaklandığını belirten Loeb, sözlerini şöyle sürdürdü:
Aklıma gelen tek şey, Güneş ışığının yansımasından kaynaklandığı.
Işık yelkenini meydana getirecek doğal bir süreç gelmiyor aklıma. Hatta kendi uygarlığımız da uzay araştırmalarında bu teknolojiyi hayata geçirebilmek için çabalıyor.
Bunun yanında Loeb, geçmişte, 2020-SO adı verilen ve 'Oumuamua'yla benzer bir itiş gücü sergileyen bir başka cisim bulduklarını da aktardı. Buna göre, sonra söz konusu cismin, 1966'da fırlatılan ve Ay'a iniş yapan Surveyor II'nin roket güçlendiricisi olduğu anlaşılmıştı.
Bu cismin, belki de 'Oumuamua'nın da yapay bir nesne olduğunu ve bizim dışımızda birileri tarafından inşa edildiğini gösterdi. Çünkü 'Oumuamua bize sadece birkaç ay kadar yaklaştı. En iyi roketlerimizle bile peşine düşemedik.
Hawaii dilinde "izci" anlamına gelen 'Oumuamua, ilk kez 2017'de, saatte 315 bin km. hızla seyahat ederken tespit edilmişti.
Önce bir asteroit olarak sınıflandırılan nesnenin, daha sonra kuyruklu yıldız gibi hareket ettiği ortaya çıkmıştı.
NASA, 'Oumuamua'yı "Güneş Sistemi'nde görülen ve başka bir sistemden geldiği bilinen ilk nesne" diye nitelemişti.