Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının yargılanmalarına ilişkin tüm hususların kamuoyunun önünde cereyan ettiğini belirterek, "Bunun için Türk yargısının başı dik ve alnı açıktır. Yargı hem kendisine hem de ülkesine yönelen kuşatma harekatı karşısında etkin ve dinamik bir şekilde adil ve cesur kararlara imza atmaktadır ve atmaya devam edecektir." dedi.
Adalet Bakanı Gül, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2018 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, hükümetleri döneminde vatandaşların hukuki güvencesinin artırıldığını, hak arama yollarının çoğaltıldığını belirterek, son olarak da 23 Ocak 2017'de KHK ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulduğunu ifade etti.
Gül, tamamen bağımsız olan bu komisyonun kurulmasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde derdest başvuru sayısında ciddi azalma meydana geldiğini, özellikle FETÖ üyeleri tarafından AİHM'e yapılan 25 bin civarında başvurunun OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu'nun kurulması ve bunun üzerine yapılan itirazlar sonucu reddedildiğini aktardı.
Yargı yoluna kapalı olan KHK'larla ihraç konusunda yargı yolunun açıldığını belirten Gül, "Böylece Olağanüstü hal dönemi bile olsa temel insan haklarından sapma olmaması, insan haklarının güvence altına alınması ve bu işlemlerin yargı denetimine açılması anlamında hükümetimizin ortaya koyduğu çok önemli bir vizyon ve insan hakları paradigmasının gereği olarak çok önemli bir adım atılmıştır. Kamuoyuna açıklandığı üzere de komisyonda bu kararların yakın zamanda verilmesini bekliyoruz. Yine kararların akabinde de yargı yoluna başvuru imkanı yine hükümetimizin getirdiği düzenlemeyle açılmıştır." diye konuştu.
Yargı bağımsızlığının, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz unsurlarından biri olduğunu vurgulayan Gül, yargı mensuplarının karar verirken her türlü etki ve baskıdan uzak, yalnızca hukuk kuralları ve vicdani sorumlulukla hareket etmeleri gerektiğine işaret etti.
Adalet Bakanı Gül, disiplin mahkemeleri dışındaki bütün askeri mahkemeler ile Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırıldığını da hatırlatarak, böylece Türkiye'de çok uzun yıllardır tartışılan bir konunun çözüme kavuşturulduğunu anlattı.
Ayrıca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun isminin Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) olarak değiştirildiğini ve Kurulun yapısı, üye seçim sisteminin yeniden düzenlendiğini anlatan Gül,
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin HSK'ya üye seçiminde rol üstlenmesi sayesinde milli iradenin yargı üst yönetimine yansımasının yolunun açıldığını kaydetti.
Yargılamaların makul sürede bitirilmesi ve adil yargılanma sürecinin temini için mahkemeler teşkilatının güçlendirilmesinin önemine işaret eden Gül, bu kapsamda önemli adımlar atıldığını, 2002'de adli yargıda 3 bin 581 olan mahkeme sayısının bugün 6 bin 295'e yükseldiğini bildirdi.
Bakan Gül, son 15 yılda mahkeme sayılarındaki artışın adli yargıda yüzde 76, idari yargıda 33.5 oranında gerçekleştiğini belirtti.
Yargı teşkilatının verimlilik esasına göre ele alınacağını ve iş yükü az mahkemelerin kapatılarak, ihtiyaç duyulan alanlarda mahkeme saysının artırılmasının sağlanacağını ifade eden Gül, istinaf kanun yolunun da yargı sisteminde önemli bir reform olduğunu kaydetti.
FETÖ soruşturmalarına değinen Gül, bu kapsamda ihraç edilen hakim ve savcı sayısının 3 bin 945 olduğunu açıkladı. Gül, hakim savcı sayısının iş yüküyle uyumlu bir sayıya çıkarılacağını vurguladı.
Adalet Bakanı Gül, 16 Kasım 2017 itibarıyla da tüm adalet teşkilatında OHAL Kanun Hükmünde Kararname kapsamında, 5 bin 920 personelin ihraç edildiğini, bunların yüzde 7'sinin görevine döndüğünü bildirdi.
- FETÖ yargılamaları
Bakan Gül, yargının FETÖ silahlı terör örgütü tarafından kendi amaçları doğrultusunda nasıl kötüye kullanıldığına hep birlikte şahit olunduğunu belirterek, vicdanını hukukun ve gerçek adaletin hizmetine değil de bir terör örgütünün emir ve talimatlarının hizmetine sunan FETÖ mensuplarının, Cumhurbaşkanına, Yüce Meclise, seçilmiş meşru hükümete ve sonuçta demokrasi ile millet iradesine ihanet ettiklerini kaydetti.
Tarihte az rastlanan bu ihaneti yapanların, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kavramını da istismar ettiklerine işaret eden Gül, yürütülen soruşturmaların büyük çoğunluğunda dava açıldığını, bazı soruşturmaların ise devam ettiğini, başta darbe girişimine ilişkin davalar olmak üzere, FETÖ silahlı terör örgütü ile ilgili açılan davaların hızla sonuçlanmaya başladığını aktardı.
Adalet Bakanı Gül, "Yargıya ilişkin tüm hususlar kamuoyunun önünde cereyan ediyor. Bunun için Türk yargısının başı dik ve alnı açıktır. Yargı hem kendisine hem de ülkesine yönelen kuşatma harekatı karşısında etkin ve dinamik bir şekilde adil ve cesur kararlara imza atmaktadır ve atmaya devam edecektir. FETÖ soruşturma ve davalarında yargı mensuplarının özverili çalışmaları ve hızı takdire şayandır. Milletimizin beklentisi bu davaların hızlı bir şekilde hukuk çerçevesinde sonuca ulaşmasıdır. Durum böyleyken özellikle yargı mensuplarının hedef gösterilmesi, adalete olan güveni sarsacak faaliyet ve eylemlere girişilmesini, FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelede toplum desteğini yıkmaya neden olacak çabaları ibretle izliyoruz." diye konuştu.
Bir yılı aşkın süredir fedakarca görev yapan yargı mensuplarının, bu ülke, bu devlet, millet için çalıştıklarını, bu insanların hedef gösterilmesinin büyük bir sorumsuzluk örneği olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı Gül, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yargı herkesin yargısı. Milletimizin, devletimizin ve yargımızın sistematik bir saldırıya uğradığı dönemde duracağımız yer bellidir, savunacağımız düşünceler bellidir. O da milli bir duruşla milletimizin, devletimizin ve yargının yanında olmaktır. Yargı hakkında itibar ve güven sarsıcı ifadeler kullanan kim olursa olsun söylemlerine, eylemlerine dikkat etmek zorundadır. Bu bir siyasi sorumluluk olduğu kadar adalet, tolum ve vicdan karşısında da büyük bir ödevdir. Bu hususta özellikle yargılamalarla ilgili o gece Anayasayı ortadan kaldırmaya, Cumhuriyetimizi, demokrasiyi ve hukuku ayaklar altına almaya çalışan bir terör örgütünü hepimiz gördük. Ama Türkiye bir hukuk devleti olarak bugün işte o örgüt üyelerini de kaldırmak istedikleri Anayasa, hukuk çerçevesinde, adil, vicdani kanaatine göre, bağımsız ve tarafsız yargı muhakeme etmekte, yargılamaktadır. Yargı kendi mevzuatı, vicdanı kanaati içinde karar vermekte; yargıya hiç kimse emir ve talimat veremez, yargı bu mücadeleyi, bu yargılamayı hukuk çerçevesinde yapar. Hepimize düşen, bu kararlara, bu yargılamalara saygı duymak ve sonuçları hep birlikte takip etmektir."
Ceza infaz sistemi ve denetimli serbestlik uygulaması hakkında da bilgi veren Gül, hükümetleri döneminde yapılan reformlarla uluslararası standartlara ve insan hakları alanındaki gelişmelere uygun, toplumsal ihtiyaçlara cevap verebilen bir ceza infaz sistemi oluşturulduğunu kaydetti.
Bakan Gül, 17 Kasım 2017 tarihi itibarıyla 384 ceza infaz kurumunda, 146 bin 63'ü hükümlü, 86 bin 69'u tutuklu olmak üzere, toplam 232 bin 132 kişinin bulunduğunu bildirdi.
(Bitti)
(AA)