AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, "Biz kesinlikle hiçbir toplumu, topluluğu asimile etmenin peşinde değiliz. AK Parti, 16 yıldır özgürlükleri genişleten, çoğaltan bir partidir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin maddelerinin görüşmeleri devam ediyor.
Teklifin, 12. maddesi üzerine HDP Grubu adına söz alan Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, Türkiye'nin sorunlarının çok ağır olduğunu savunarak, Türkiye'de demokrasinin olmadığını öne sürdü.
AK Parti'nin "Kürtlere karşı alerjisi olduğunu" ileri süren Özgüneş'in, "Cumhurbaşkanı, Almanya'da, 'asimilasyon bir insanlık suçudur' dedi. Biz katılıyoruz, çok doğru bir söz ama Kürt çocukları, diğer halkların çocukları asimilasyona tabi tutuluyor." iddiasında bulundu.
Özgüneş'in sözleri Genel Kurulda tartışmalara neden oldu.
- "AK Parti özgürlükleri çoğaltan partidir"
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Özgüneş'in suçlayıcı ifadelerde bulunduğunu belirterek, herkesin ayrıştırıcı bir dilde değil, birleştirici bir dilde konuşması gerektiğini söyledi.
Akbaşoğlu, şöyle devam etti:
"Biz kesinlikle hiçbir toplumu, topluluğu asimile etmenin peşinde değiliz. Birçok doğru olmayan beyanlarda bulunuldu. AK Parti, 16 yıldır özgürlükleri genişleten, çoğaltan bir partidir. Bütün insanlarımızın müreffeh bir yaşam sürmesi için kalkınmaya ve toplumsal, sosyal adalete önem veren bir uygulama içerisinde olmuştur ve kültürel çoğulculuğa da her zaman riayet etmiştir ancak Türkiye hükümetleri terörle mücadelede de hiçbir ödün vermemiştir ve asla vermeyecektir."
- Asimilasyon tartışması
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclisin sorunları kaşıma yeri değil "çözüm yeri" olduğunu söyledi.
"Bu memlekette bir Kürt sorunu olmayaydı, bu hükümetin, Oslo'dan başlayarak İmralı, Kandil, Dolmabahçe, Habur'da ne işi vardı." ifadesini kullanan Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir feryat var. Tıpkı geçmişte başörtüsüne yönelik nasıl anlamsız bir defans var idi ve mağduriyetlere, sorunlara yol açtı, toplumu kamplaştırdıysa bugün, dün, daha evvelsi gün de Türkiye'de, Kürt kültürüne, kimliğine yönelik bir asimilasyon süreci yaşandı. Deve kuşu gibi başımızı kuma gömemeyiz.
Bu ülkede, adama Kürtçe isim koydurmazsan, Kürtçe mektup yazdırmazsan, Kürtçe şarkı söyletmezsen adamı çileden çıkarırsın. Adam da hakkını arar. Bu sorun PKK'nın kan bulduğu yer. Bu sorun, PKK için de bir serum. PKK buradan besleniyor, siyaset de bu sorunu kaşıyarak besleniyor."
Altay, Türkiye'nin bekasının sadece AK Parti'nin sorunu olmadığını, Türkiye'nin ve milletin bekasının AK Parti'nin sorunu olduğu kadar, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti'nin de sorunu olduğunu kaydetti. Altay, "Türkiye'nin beka sorunu gerçekten yaşansa buradaki bütün partiler, et tırnak oluruz. Et tırnak olmayanları da hain ilan ederiz." dedi.
HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, okula ilk başladıklarında andımızı okuduktan sonra derse başlamadan önce kimin akşam evde Kürtçe konuştuğunun raporunun alındığını ileri sürdü. Kurtulan, "Tahtaya çıkarılırdık, eğer avucumuza dayak vururlarsa şanslıydık. Tırnaklarımızın ucuna vurulduğunda bu acıyı hepiniz tahmin edersiniz. Her sabah bizim gördüğümüz bu bir işkenceydi. 'Ne Mutlu Türküm Diyene', andımızla... Akşam tek kelime Türkçe bilmeyen annenle Kürtçe konuştuğun için sabah vurulan dayakla biz Türkçeyi öğrendik. Ülkemizde ne yazık ki asimilasyon vardır. Erdoğan'ın özür dilediği Dersim için bile 'Dersim'i kullanmayacaksınız dediniz." ifadesini kullandı.
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül ise CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan'ın ifadelerini kesinlikle kabul etmediklerini söyledi.
"Asimilasyon" ifadesini ve bu manada yapılan değerlendirmeleri şiddetle reddettiklerini vurgulayan Bülbül, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha kuruluş aşamasında doğusu, batısı, kuzeyi bu memleketin içerisindeki bütün insanlarımızın, ahalinin ortak iradesiyle adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak kurulmuş ve daha o yıllarda 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ifadesi Türkiye'de hiç kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde anlaşılarak bugünlere gelinmiştir. Bu işin bir istismar vasıtası olarak kullanılması ve Türkiye'de 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ifadesinden ırkçı birtakım algılar çıkartılmasının kabul edilebilir bir tarafı yoktur." diye konuştu.
- "Tavrınızı netleştirin"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın konuşmasını eleştiren Bülbül, "Bakın 'asimilasyon' dediniz arkasından HDP söz aldı, asimilasyonu 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ifadesiyle, andımızla ve 'Dersim' ile anlattı. Ben şimdi Sayın Altay'ın, andımız meselesiyle alakalı HDP'nin ifadesine karşı Atatürk'ün partisi olarak bir cevap vermesini, aynı zamanda 'Ne Mutlu Türkün Diyene' ifadesine karşı bir cevap vermesini ve Atatürk'ün sağlığında ortaya çıkan 'Dersim isyanı' olarak ifade ettikleri o kalkışmayla alakalı Seyit Rıza'nın tarafında mı Atatürk'ün tarafında mı durduklarını açıkça beyan etmesini istiyorum. Onu en son bu Mecliste Sayın Onur Öymen kürsüden söyleyerek, Atatürk'ün yanında tavır göstermişti ve o günden beri sayın Onur Öymen'den haber yok. Bu noktada tavrınızı netleştirin." diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan ise Balkan Savaşı sırasında, bölgenin yüzde 85'inin Türk ve Müslüman olduğunu, aradan geçen 100 senede Balkanlardaki Türk ve Müslüman nüfusun yüzde 4'lere düştüğünü belirterek, "asimilasyon görmek isteyenlerin, Türk ve Müslümanların asimile edildiği Balkanlara bakması gerektiğini" söyledi. Türkkan, "Kürtlerin bu memlekette asimile edildiğini' söylemek en hafif tabiriyle gerçeklerin ardına saklanmaktır." dedi.
Yeniden söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, gerçeklerle yüzleşmekten korkan siyasetin sonunun hüsran olduğunu savundu.
Eski bakanlardan Mehmet Ağar'ın, Kürt sorunu konusunda "düz ovada siyaset yapın" sözünü hatırlatan ve bu yüzden siyasi lince tabi tutulduğunu öne süren Altay, "Düz ovada siyaset yapın' diyen Mehmet Ağar'ı linç eden Türkiye, Habur'da PKK'lı teröristleri karşıladı. Çadır mahkemeleri kuruldu." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül'ün yerinden seslenmesi üzerine Altay ile Bülbül arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.
Altay, "Andımız ve 'Ne Mutlu Türküm Diyene' meselesi sizin ağzınıza alacağınız iş bile değil. Bu konuda önce siz AK Parti ile anlaşın. Asimilasyon geçmişte yaşanmıştır sen ne dersen de." ifadesini kullandı.
Sataşma gerekçesiyle söz alan MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Mecliste bir şeyleri konuşurken net ifadeler kullanılmasını talep ettiklerini belirterek, "Sayın Altay'ın ifadesi beni yaralamıştır. Atatürk'ün kurduğu parti olmakla övünen Cumhuriyet Halk Partisi'nin sayın grup başkanvekilinin ağzından, 'evet Türkiye'de bir asimilasyon olmuştur' denildiği zaman 'asimilasyon' çok vahim bir ifadedir. Bunun başka birtakım sonuçları da olacaktır." dedi.
Yeniden söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da yaptıkları siyasette milletten ve örgütlerinden başka kimseye hesap vermeyeceklerini söyledi.
2013 yılında Milli Eğitim Temel Kanununa bir madde eklenmesiyle ilgili kendi imzasıyla verdiği kanun teklifini gösteren Altay, "eklenmesi istenilen maddenin de andımızın Milli Eğitim Temel Kanununa derç edilmesiyle ilgili olduğunu söyledi.
Altay, şöyle devam etti:
"Asimilasyon nedir diye sorsak herkes 50 tane şey söyler. Etnik unsurların, kültürlerinin baskın doku kültürü içinde eritilmesidir. Siz Kürtçe şarkıyı, Kürtçe türküyü, Kürtçe konuşmayı, Kürtçe çocuk ismini yasaklarsanız; bunun adı millet ne derse desin asimilasyondur. Bunu söylüyorum. Geçmişte bunlar oldu. Dersim'de yaşanan olaylar üzücü ve acı olaylardır. Ben nasıl MHP ile Merhum Alparslan Türkeş'in arasına giremezsem sen, CHP ile Atatürk'ün arasına hiç giremezsin."
Tartışmalardan sonra TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop birleşime ara verdi.
Aranın ardından, Genel Kurulun, 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 13. maddesinin oylanmasına kadar bugünkü çalışmalarını sürdürmesi ve yarın yapılacak görüşmelere 14. maddeden devam edilmesi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın maddelerinin oylanmasının tamamlanmasına kadar çalışmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
Yapılan müzakerelerin ardından 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 10, 11 ve 12. maddeleri de kabul edildi.