SAMSUN (İHA) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türkiye'nin çok yakında çok büyük bir güç olacağını belirterek, Türkiye'nin 2020 vizyonunu çizdi. Bakan Şener, 2020'de Türkiye'nin milli gelirinin 1.5 trilyon dolara ulaşacağını belirterek, yıllık ortalama yüzde 6'lık istikrarlı büyümeyle bunun gerçekleşmesinin hayal olmadığını söylerken, trilyon dolarları telaffuz etmekten kimsenin korkmaması gerektiğine dikkat çekti.
Samsun'da Büyük Otel'de düzenlenen yemekte işadamları, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine hitabeden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Doç. Dr. Abdüllatif Şener, umut veren bir konuşma yaptı. Hükümetlerin genellikle sadece kendi yönetim dönemini kurtarma çabası bulunduğunu, bu alışkanlıkların da ülkeyi sıkıntıya soktuğunu dile getiren Şener, kısa vadeli düşüncelerin ülkenin hayrına olmadığını kaydetti. Şener, sorumlu iktidarların; ülkenin bugününü, geleceğinden ayırmadan düşündüğünü vurguladı.
Ekonomi sağlıklı bir zeminde yürüdüğü zaman Türkiye'nin yakın bir gelecekte çok büyük bir güç olacağına değinen Şener, "Eğer Türkiye istikrarlı bir şekilde yıllık ortalama yüzde 6'lık bir büyüme performansı gösterirse 2020 yılında Türkiye'nin milli geliri 1.5 trilyon dolara ulaşacaktır. Dünyanın güçlü bir ekonomisi olarak yerimizi almalıyız. Bu zor değil. Ekonomik rasyonalite neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. Kendi yönetim döneminize kilitlenip kalmazsınız, ülke de sürekli uzun vadede büyür ve gelişir. Eğer diğer ülkelere göre ilave yüzde 1'lik avantajı yakalarsak orta ve uzun vadede büyük bir dev haline geliriz. Biz bu doğrultuda, ekonomik politikalarımızın temeline doğrudan istikrarı yerleştirdik. Siyasal istikrar bir ülkenin güven ortamında olması için önemliyse aynı şekilde ekonomik aktörlerin de ekonomik istikrara ihtiyacı vardır. Ekonomik istikrar ülke potansiyelinin ayağa kaldırılması, yükseltilmesi, harekete geçirilmesi için olmazsa olmaz temel şarttır" dedi.
"ULUSLARARASI REKABETTE GÜÇLÜ OLMAK FİKRİNİ BENİMSİYORUZ" Temel ilkelerinin ülkenin performansını ayağa kaldırmak olduğunu ve bunun için istikrarlı sürdürülebilir bir büyüme trendini, ekonomileri felç eden enflasyonist ortamın terk edilmesini, herkesin üreterek ve rekabet üstünlüğünü arttırarak daha fazla kazanabileceği bir ekonomik yapının kurulmasını, böylece iç piyasanın dar kalıpları içersinde enflasyonist ortamdan kazanmak yerine uluslararası rekabette güçlü olmak fikrini benimsediklerini ifade eden Bakan Şener, "Dünyaya sağlıklı bir şekilde açılmayı gerekli görüyoruz. Onun için Başbakanımız sürekli Türkiye'nin diğer ülkeler nezdindeki potansiyel ve itibarını arttırma gayreti içinde. AB ülkelerine baktığınızda dış ticaretinin asgari yarısını kendi komşularıyla yapıyor. Türkiye'nin 4 sene öncesine baktığımızda Türkiye'nin komşularıyla yaptığı dış ticaretin toplam dış ticaret içindeki payının yüzde 5 bile olmadığını görürsünüz. Dünyanın hiçbir ülkesi komşularıyla yaptığı ticaretten Türkiye kadar karlı çıkamaz. Ama Türkiye yıllardır bir takım fantaziler, söylemler arasında en fazla avantajlı olabileceği bir alanda ticaret hinterlandını genişletmemiştir. Bunu aşmak için komşularımızla ticaret hacmimizin arttırılması için temel politika belirledik. Bugün itibariyle pay yüzde 15'e tırmanmaktadır. Bu daha da artacaktır. Uluslararası ticarete yatkın hale gelmek yakın komşularla ticarete başlamakla mümkündür. Dış politikada Türkiye'nin itibarlı olacağı, gururla 'Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' diyebileceği bir profili ortaya çıkaracağız. Bunun için sağlıklı ve dengeli bir dış politika yürütüyoruz. Irak'ta savaş patladığında belirlediğimiz dış politika bunun ifadesidir" diye konuştu.
"TARİH BOYUNCA İNSANLAR VE ÜLKELER İÇİN SORUNSUZ DÖNEM YOKTUR" Ekonomi ve dış politikada zaman zaman irade aşan politikalar ortaya çıkabileceğine de değinerek, "Aşkı ben mi yarattım?" şeklindeki şarkı sözünü hatırlattı. Şener, "Sorunlar zaman zaman ortaya çıkar. Sorunsuz bir dönem ve zaman, tarih boyunca hiçbir insan ve ülke için yoktur. Önemli olan sorunu sağlıklı bir şekilde çözme irademiz var mı yok mu? Kendi ülkemizde yaşayan T.C. vatandaşı, 72 milyon insanımızın menfaatini gözeterek, kollayarak, hesabımızı kitabımızı düzgün yaparak, menfaatlerimizi polemiklere kurban etme anlayışından uzak sağlıklı bir zeminde yürüme gücümüz var mı yok mu? Zaman zaman polemiklere kurban olacağımız zeminlerde görsek, bu ülkenin menfaati nedir deriz ve yolumuza devam ederiz. Polemik üretmek, yanlış gösterişe dayalı politikalar kolaydır ama faydası yoktur. Biz faydalı icraatın peşindeyiz" şeklinde konuştu.
Artık enflasyonsuz bir ekonomiye herkesin intibak etmeye çalıştığı bir dönemin yaşandığı, istikrarlı bir büyümenin yakalandığı, 7.9'luk büyüme trendinin sürekliliğinin önemli olduğu, ekonominin kurallarında rekabet, kendini sürekli yenileyen, pazar payını arttırmaya çalışan, üretim yaptığı sektörü değişen şartlara göre ölçen, biçen, tartan ve dünyadaki gelişmeleri takip eden insanların başarılı olabileceği bir dönemin yaşandığına işaret eden Şener, bu yeni yapının gelecek adına faydalı olduğunu vurguladı. Değişimin zor olduğuna ve Çinliler'in beddua ettikleri kişilere "Allah seni değişim dönemlerinde yaşatsın" dediğine dikkat çeken Şener, değişim dönemlerinin eski alışkanlıkların sürdürülemediği dönemler olduğunu açıkladı.
"SAMSUN 2005'TE KAMU YATIRIMI BAKIMINDAN 14. SIRAYA GELDİ" Şener, yatırımlar konusunda ise illerin performansına göre kaynak aktarılmasının önemli olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Amasyalı mermerci İskenderun Limanı'nı ürününü 30 dolara, limandan ABD'ye ton başına 25 dolara taşıttırıyor. Deniz ulaşımı dünyanın en ucuz ulaşımıdır. Samsun Limanı ton başına 30 dolar teşvik sağlamaktadır. Samsun Limanı'nı hareketli canlı bir düzleme kavuşturmaya çalışıyoruz. Gemiciliği burada geliştireceğiz. Samsun'un karayoluyla da Türkiye ile bağlantılarını güçlendireceğiz. Ödenekleri arttırdık. İnsanın mutlu yaşayacağı bir kent olması için belediye büyük çaba harcıyor. Hafif raylı sistem burada kurulmalıdır, kurulacaktır. Katı atık ve atık su arıtma kredi bağlantıları sağlanmıştır. Doğalgaz şebekesi çalışmaları sürmekte ve toplu konutla ilgili temeller de atılmıştır. Bakanların kendi illerini gözettiği kanaati vardır. Bu böyle olmamalıdır. Ülke şartları neyi gerektiriyor ve illerin kapasitesi hangi önceliği ortaya çıkarıyorsa bu göze alınarak kamu kaynakları dağıtılmalıdır. 2002 öncesinde Samsun'un kamu yatırımlarından aldığı paya göre 30. sıraya düşmüştür. 2005 yılında kamu yatırımı bakımından 14. sıraya gelmiştir. 2003, 2004 ve 2005'te Samsun'a daha çok kamu yatırım payı aktarılmıştır. 2005'te Sivas'ın payı 106 trilyon TL'dir. Samsun'un 159 trilyon TL'dir. Karşınızda potansiyel varsa, bu potansiyeli harekete geçirmek gereklidir. Türkiye'nin her karışı önemlidir. Potansiyel olan ilde yatırımlar arttırılmalıdır. Kısır çekişmeler doğru değildir. Tüm iller birbirini sevmelidir. Bu ülkede yaşayan hiç kimse rakibiyle, öğrenci sıra arkadaşıyla, kendi ülkesinde aynı tahsili yapanlarla yarışmıyor. Japonya'daki, Amerika, Almanya, Rusya'daki yaşıtlarıyla yarışıyor. İşadamlarımız da aynı şekilde. Topyekün dünyayla yarış içindeyiz. Birbirimize güvenerek ve inanarak bu yarışta başarılı olabiliriz. Ne yapıyorsak iyi niyetle yapıyoruz. Geleceğimiz iyi ve verimli olacak. Ülkemiz mağrur, halkımız mutlu olacak"
Bu arada, yemekli toplantıya Karadenizli sanatçı Davut Güloğlu da katıldı. Bakan Şener ve beraberindekiler, sanatçıya büyük ilgi gösterdi