MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, "Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde birçok siyasi, ekonomik, diplomatik, kronik ve konjonktürel sorunu kriz haline gelmeden aşabilmiştir." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığı, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, yargıda siyasallaşmanın olduğunu öne sürerek, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ilişkin milletvekillerinin soru önergelerine Adalet Bakanlığı tarafından yanıt verilmediğini savundu.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Türkiye'de ifade özgürlüğüyle ilgili çok ciddi problemler olduğunu savunarak, "AİHM istatistiklerinde ifade özgürlüğü ihlali dolayısıyla en çok dava açılan ülke Türkiye'dir. Bu şekilde çok ceza da ödüyoruz." dedi. Bekaroğlu, ifade özgürlüğünün olmadığı bir yerde hakikatlerin ortaya çıkarılma şansının olmadığını söyledi.
İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, adaletin en kötüsünün geç tecelli eden adalet olduğunu belirterek, "Gerek Anayasa Mahkemesi gerekse AİHM'de ihlal nedenlerine baktığımızda yüzde 76'sının adil yargılama ve bunların da yüzde 80'inin makul sürede yargılama olmamasından kaynaklanıyor. Erel, yargı yükünün azaltılmasına ilişkin her yıl aynı demeçlerin verildiğini ancak adaletin gecikmeye devam ettiğini belirterek, bunun bir çaresinin bulunması gerektiğini, Yargıtay'da 2015-2016 yıllarından bekleyen dosyaların olduğunu söyledi.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, hukukun sağlıklı işlemesi, adaletin doğru tecelli etmesinin şüphesizki herkes için hayati önemde olduğunu belirterek, "İnsanlarımızın adaletli ve hakkaniyetli bir sosyal düzen içerisinde yaşaması, hukukun üstünlüğü prensibinin hakim kılınması ile hak ve özgürlüklerin uygulamada da güvence altına alınmasına bağlıdır." dedi.
Türkiye'de yakın dönemde hukuk ve yargı sistemiyle ilgili anayasal ve yasal düzeyde köklü düzenlemeler yapıldığına işaret eden Aksu, 16 Nisan 2017 referandumunda kabul edilen Anayasa değişikliği ile yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığının da anayasal kural haline getirildiğini, askeri mahkemeler kaldırılarak yargı birliğinin sağlandığını kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kuvvetler ayrılığının tahkim edildiğini ve kuvvetlerin kendi görev alanlarında daha etkin, güçlü hale geldiğini belirten Aksu, "Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde birçok siyasi, ekonomik, diplomatik, kronik ve konjonktürel sorunu kriz haline gelmeden aşabilmiştir." diye konuştu.
Aksu, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer alan temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, insan odaklı hizmet, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuk güvenliğinin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin arttırılması kapsamında belirlenen ilkelerin, kendilerinin de geçmişten bugüne savundukları, üzerinde durdukları, parti programı ile beyannamelerinde yer alan konular arasında olduğunu söyledi.
AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi, 15 Temmuz'da bir darbe girişiminin yaşandığını belirterek, "Bu ülkede bir ihanet şebekesi vardı ve bu devletin toprak, bayrak bütünlüğüne kastedildi. Bu kasttan dolayı da bu millet genciyle yaşlısıyla anasıyla kızıyla dimdik durdu ve bir cevap verdi." dedi.
HDP milletvekillerinin, tutuklu eski HDP milletvekilleri ve belediye başkanlarının resimlerini komisyon sıralarına koymasını eleştiren Çelebi, şunları söyledi:
"Burası bir ihtisas komisyonu ve Adalet Bakanlığı bütçesini konuşuyoruz. Bütçeyle ilgili değerlendirme, eleştiri yapmamız lazım. Kalkıp da terörü öven şahısların tutuklu olmalarından dolayı bunların fotoğraflarını buraya koymayı ben vicdanlarınıza havale ediyorum. Eğer bu Avrupa'da olsaydı ne olurdu? Suçu ve suçluyu övmekten dolayı o milletvekilleri hakkında bile mazbata düzenlerler, içeri alırlardı."
Çelebi, her devlette olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de kendi topraklarını ve kendi vatandaşlarını korumakla mükellef olduğunu kaydetti.