İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, "Hükümet, kaza riski, çözüm bulunamayan nükleer atık sorunu ve yüksek maliyetine rağmen siyasi inat haline getirdiği nükleer enerji konusunda her türlü yüksek bütçeli, bol akçeli projeyi takip etmeye, kafa karıştıran hususları da tekrar etmeye kararlı görünüyor." dedi.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçeleri üzerinde İYİ Parti Grubu adına konuşmalar yapıldı.
İYİ Parti Denizli Milletvekili Öztürk, bütçe konusunda kimi muhatap alacaklarını şaşırdıklarını ifade ederek, "Hükümet desek bakanın siyasi sorumluluğu yok, bakan desek eline verilen programı uygulamakla sorumlu, bürokrat zaten topu taca atmış. O zaman tek adamı muhatap alıp nükleer enerji inadından bahsetmek durumundayız." diye konuştu.
Geçen sene bütçe görüşmelerinde de nükleer santrallere ilişkin hükümeti uyardıklarını anımsatan Öztürk, "Hükümet, kaza riski, çözüm bulunamayan nükleer atık sorunu ve yüksek maliyetine rağmen siyasi inat haline getirdiği nükleer enerji konusunda her türlü yüksek bütçeli, bol akçeli projeyi takip etmeye, kafa karıştıran hususları da tekrar etmeye kararlı görünüyor. dedi.
Enerji açısından dışa bağımlılık azaltılmaya çalışılırken, bu defa da muhtemelen milli güvenlik açısından dışa bağımlı hale gelineceğini ifade eden Öztürk, "İlerleyen süreçte, geçmişte olduğu gibi en ufak bir uçak krizinde domates ihracatımız bile ekonomik açıdan sıkıntılı hale gelirken, elin gavuru yüzde 100 kendisine ait olan enerjisini bize mi verecek? Çinlilerin Doğu Türkistan'da yaptığı zulme sırf bu sebepten mi ses çıkarmıyorsunuz?" diye konuştu.
Akkuyu'da kurulacak nükleer santralin 20-25 kilometre yakınından geçen yaklaşık 300 kilometre uzunluğundaki Ecemiş Fay Hattı'nın sismik karakterinin ciddi kaygılar oluşturduğunu vurgulayan Öztürk, "Bu depremlerin tekrarlanma aralıklarının ve mesafelerinin uzun olması, meydana gelebilecek depremlerin ve tsunami etkisinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir." ifadesini kullandı.
- "Yerli ve milli çalışmalar yapmalıyız"
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Enez Kaplan, enerjiyle ilgili tartışmaların her zaman devam ettiğini, barışın ve refah düzeyinin kaynağı olması gerekirken maalesef günümüzde bir savaş sebebi olma durumunun da devam ettiğini belirterek, "Ülkemiz, enerjide dışa bağımlı ve bu sektöre her yıl milyarlarca dolar para harcamaktadır. Enerji sektörü siyasi ve iktisadi açıdan stratejik bir alan olduğu için Türkiye ekonomisi ve dış politikası açısından büyük riskler teşkil ettiğini hepimiz bilmekteyiz. Dışa bağımlılığın azalmasıyla ilgili olarak yerli ve milli çalışmalar yapmalıyız." dedi.
Enerjinin, günümüz dünyasında ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen en önemli faktörlerden birisi olduğunu ifade eden Kaplan, ürettikleri ve tükettikleri enerjiler göz önünde bulundurularak ne kadar gelişmiş ülke olduklarının anlaşıldığını söyledi.
Avrupa Birliği ülkelerinde nükleer enerji kullanımına ilişkin rakamları paylaşan Kaplan, "Çağdaş dünya ülkeleri nükleer enerjiden kaçmaya çalışırken bizim iktidarımız yeni enerji kaynağı bulanların sarıldığı gibi nükleer enerjiye sarılıyor." diye konuştu.
- "Türkiye çok önemli bir bor zengini durumundadır"
İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, Türkiye'nin, dünya bor rezervinin yaklaşık yüzde 73'lük bölümünü elinde bulundurduğunu belirterek, Türkiye'yi yüzde 7,7 ile Rusya, 6,2 ile ABD, 2,8 ile de Çin'in takip ettiğini kaydetti.
Türkiye'nin, 4,5 milyar tonluk dünya bor rezervinin yaklaşık 3,3 milyar tonluk bölümünü elinde bulundurduğunu dile getiren Yaşar, "Maalesef Türkiye, bor rezervinin yüzde 73'lük bölümünü elinde bulundurmasına rağmen, pazarın yaklaşık yüzde 59'una hitap etmektedir. Dünyada yıllık bor tüketimi yaklaşık 4 milyon ton civarındadır. Bu 4 milyon tonluk dünya tüketimini dikkate aldığımız takdirde, dünyaya yaklaşık 800-850 yıl yetecek miktarda bor rezervine sahibiz, diğerleri de yıllık dünya tüketiminin yaklaşık 350 yılına tekabül eden rezervlere sahip. Bunun anlamı şu: Türkiye çok önemli bir bor zengini durumundadır." dedi.
Yaşar, bor madeninin diğer yakıtlara alternatif enerji ve yakıt kaynağı olarak kullanılabilmesi durumunda enerji konusunda Türkiye'nin dışa bağımlılığını neredeyse sıfırlamış olacağını vurguladı.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ise borun kullanılmadığı hiçbir alanın olmadığını, bu nedenle de stratejik bir ürün olduğunu söyledi.
Yerli ve milli savunma için hayati öneme sahip olan Bor Karbür Tesisini Eti Maden'in işletmesi gerekirken bu işletmeye bir firmanın ortak edildiğini ifade eden Ok, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu firma, Tank Palet Fabrikasının verildiği firmadır. Ekim ayında da Balıkesirimizin Bandırma ilçesinde temel atma töreni yapıldı. Kanunen devletin yetkisinde olmasına rağmen, özel bir şirket devletten daha fazla yüzdeyle bu kadar stratejik öneme sahip bu tesisin ortağı oldu ve bu tesisin ortaklarından biri de Türkiye'nin tanıdığı şu meşhur BMC, Tank Palet Fabrikasını alan firmalardan biri. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu kadar stratejik bir ürünü kendisi üretmekten aciz mi Sayın Bakanım? Bu şirket bu kadar önemli, stratejik bir değere sahip olan bu hisselerini yabancılara satarsa ne yapacaksınız?"
Kaz Dağları'nda yaşananlara ilişkin fotoğrafları gösteren Ok, "Ormanları maalesef teröristler yakıyor. PKK'nın birtakım yan kuruluşları şu ormanlarımızı yaktı, ciğerlerimiz yandı. Biz devlet eliyle kanunla yabancı bir şirkete ormanlarımızı katlettiriyoruz, bunu vicdanlarınıza havale ediyorum. Gelecek nesiller bizleri gerçekten affetmeyecekler." ifadesini kullandı.
- "Sosyal güvenlik sistemimiz alarm veriyor"
İYİ Parti Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, denetimsizlik, artan işsizlik oranı ve sayıları, her geçen gün artan göçmenler ile yanlış uygulamalar nedeniyle SGK'deki açığın arttıkça arttığını söyledi. Sosyal güvenlik sisteminin alarm verdiğini belirten Çokal, "İktidar da bunun farkında ve yaşanan sorunlara kılıf arıyor." dedi.
Çokal, "Bize göre, sosyal güvenlik ve sağlık sisteminde yaşanan sorunların nedenleri yönetilememe, denetlememe, kendisi için istediğini vatandaşların için istememe, milyonlarca göçmeni ülkeye alırken bunun ülke ekonomisine vereceği zararı hesaba katmamaktır." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin en büyük sorunun her geçen gün artan işsizlik olduğunu ifade eden Çokal, genç işsizliğin rekor kırarak yüzde 27,4'e ulaştığına, taşı sıksa suyunu çıkaracak milyonlarca gencin işsiz olduğuna dikkati çekti.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına baktıkları zaman kadının adının olmadığını savunan Çokal, "Kadınların sosyal ve ekonomik hayatın daha fazla içinde yer almaları için gerekli bütçelerin ayrılmadığını görüyoruz. Kadına şiddeti kanıksadığımız, normalleştirdiğimiz bugünlerde kadınların korunması, kendi ayaklarının üzerinde durması için bütçeden daha fazla pay elde edilebilirdi." dedi.