Nakit ödeme büyük oranda ortadan kalkacak, 'kokteyl' kimlikler ortaya çıkacak, daha az gelişmiş ülkelerde iki ya da üç salgın patlak verecek, Türkiye tıbbi merkez olacak... İşte 2020 öngörüleri
''Future Agenda'' (Geleceğin Gündemi) global tartışma platformunun çalışmalarını somutlaştıran ''Future Agenda: 2020 Yılında Dünya'' kitabının global lansmanı İstanbul'da gerçekleştirildi. Platform ve lansman, Vodafone'un desteğiyle hayata geçiriliyor.
Santral İstanbul Enerji Müzesi'nde düzenlenen tanıtım toplantısında, Vodafone Group İcra Kurulu Üyesi Matthew Kirk, bir iletişim şirketi olarak böyle bir program başlatma nedenlerine değindiği konuşmasında, ''Birçok şirket geleceğin kendileri için ortaya çıkaracağı engelleri görmeye çalışır. Biz Vodafone Group olarak bu konuda çalışırken, bu sorunların birçoğunun birbirine bağlı olduğunu gördük. Yalnızca kendi geleceğimize, telekomünikasyonun geleceğine bakmak yerine çok daha geniş bir bağlamda sorunları ele almamız gerekir diye düşündük'' dedi.
Sürecin bir sohbet olarak başladığını, insanları bir araya getirerek bu konuları konuşmalarını ve bulundukları yerin perspektifinden geleceği değerlendirmelerini sağlamanın yararlı olduğunu gördüklerini ifade eden Kirk, tanıtımın İstanbul'da yapılmasının nedenini, ''Sahip olduğu dinamikle bu kadar uzun süre yaşayan bu şehir, karşımızdaki engelleri ve geleceğe yönelik sorunları bir araya toplamak ve toplamlara sunmak için en iyi yerlerden biri'' şeklinde açıkladı.
Kirk, iletişimin, giderek artan bir biçimde toplumun gelecekte karşılaşacağı sorunları çözmek adına çok önemli bir görev üstleneceğine inandıklarını vurguladı.
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray ise büyük fırsatların yanı sıra büyük zorluklar getirecek olan gelecek için iyi hazırlanmak, bugünden planlamalara başlamak gerektiğini belirterek, global etkileri olan zorlukların çözümü için yerel inisiyatiflerin de zorunlu olduğunu vurguladı.
Timuray, ''Future Agenda programı, yerel aksiyonları global perspektifle harekete geçirecek benzersiz bir tartışma platformu sağlıyor'' diyerek, kitabın global tanıtımına ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Krizden çıkış sürecinde Türkiye'nin verdiği olumlu sinyallerin, önümüzdeki on yıl içinde global olarak ne kadar önemli bir rol oynayacağının da kanıtı olduğuna işaret eden Timuray, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dolayısıyla global arenada yükselen bir rol üstlenen Türkiye'nin Future Agenda programının ilk yerel uygulamasını gerçekleştiren ülke olmasından dolayı mutluyuz. 'Gelecek Gündemde' programı, ortak geleceğimizle ilgili global bakış açısına sahip, ama aynı zamanda lokal perspektifi de içeren, interaktif ve bağımsız bir tartışma platformudur. Hedefimiz önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye'nin karşısına çıkacak büyük sorunları ele alarak, fikir önderlerini ve çözümün ortağı olabilecek tüm paydaşları bir araya getiren çapraz disiplinli ve benzeri olmayan bir platform sağlamaktır.''
Future Agenda Programı Global Direktörü Tim Jones da ''dünyanın en büyük açık öngörü programı'' olarak ortaya çıkan program kapsamında 25 ülkede düzenledikleri 50 çalıştayda 2 bin kişinin bir araya getirildiğini; online tartışmalara ise 147 ülkeden 50 binden fazla kişinin katıldığını kaydetti.
Jones'un kitabın içeriğine ilişkin verdiği bilgilere göre, 16 paralel tartışmadan yola çıkan kitapta herkesin kesinlikle gerçekleşeceği konusunda hemfikir olduğu dört başlık yer alıyor. Buna göre, önümüzdeki on yılda nüfus artışındaki dengesizlik devam edecek, temel kaynaklarla ilgili kısıtlar artacak, ekonomik güç giderek daha çok Asya'ya kayacak ve küresel bağlantılılık yaygınlaşacak.
Farklı alanlarda gerçekleşmesi beklenen değişimler sağlık, refah, mutluluk, hareketlilik, güvenlik ve yerellik başlıkları altında ele alınıyor. Bu başlıklar altındaki bazı öngörüler şöyle:
- Küresel olarak, 2025'e kadar diyabetin topluma doğrudan maliyeti 300 milyar avroya ulaşırken, yağ vergisi, hasta veri madenciliği ve kişisel bütçeler gibi çözümlerin bir bütün olarak uygulanması obezite salgınını dengelemekte önemli rol oynayacak.
- Kamu sağlık hizmetlerinin sınırlı olduğu bölgelerde iki ya da üç büyük salgın başlayarak tüm dünyaya yayılacak ve acil tepki gerektirecek.
- Dünya genelinde daha fazla insan tıbbi tedavi için seyahat ederken, kalp ameliyatı gibi büyük tedaviler için Hindistan, Tayland, Türkiye gibi ülkeler tıbbi merkez olarak önem kazanacak.
- Yaşlıları doğal yaşam döngülerinin ötesinde desteklemenin artan ekonomik ve sosyal maliyeti, destekli intiharın daha yaygın kabul görmesine yol açacak.
- Nakit tamamen ortadan kalkmasa da, işlemlerin çoğu online yada cep telefonları üzerinden gerçekleşecek.
- Asya'nın ekonomik yükselişi ve dünya rezerv para birimi olarak dolara alternatif bulunması gerekliliği, geniş bir paralel ''Asya para birimi sepeti'' olasılığını ortaya çıkaracak.
- Gerçek ve sanal arasında ayrım ihtiyacı ortadan kalkarken, insanlar kendilerini tek bir kimlikle değil, çeşitlilik içeren bir ''kokteyl kimlik'' portföyü ile tanımlayacak.
- Gittikçe daha sanal ve yalnız bir dünyada canlı aktivitelerin ve deneyimlerin önemi artacak.
- Sürekli bağlantıda olan ve gittikçe kalabalıklaşan dünyada fiziksel yalnızlık sadece zenginlerin erişebileceği bir seçenek olma yolunda ilerleyecek.
- Fransa ve Almanya'nın ilk rolleri üstlenmesiyle birlikte yola çıkan elektrikli otomobiller 2020'de dünya araç filosunun yüzde 10'unu oluşturacak.
- Otomatik otoyollar ile can güvenliği iyileşecek, kapasiteler artacak ve sıkışıklık azalacak.
- Artan ekonomik göçle birlikte, Avrupa'nın toplam Müslüman nüfusu büyüklük açısından Almanya'ya yaklaşacak.
- Hızlı veri artışına karşılık bunların güvenilirliğini tespit etmek önemli bir zorluk olacak.
- Ekonomik su sıkıntısı 2020'de dünya nüfusunun yarısını etkileyecek.
- Kente göç artarken, dağınık değil etkin ve yoğun nüfuslu kentler örnek olacak.
- Özellikle doğurganlığı düşük ekonomilerde ülkeler kendilerini göçmenleri çekecek şekilde konumlandıracak.''