HABER

"2023'te banknotumuzu, pasaportumuzu üretebilir hale gelmeliyiz"

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Teknik Bilimler MYO Müdürü Prof. Dr. Erdoğan Köse: - "Para basıyoruz, eski sistemle basıyoruz. Biz basıyoruz ama kağıdını, mürekkebini dışarıdan getiriyoruz, makineyi dışarıdan satın alıyoruz. Bunları çalıştıracak elemanları bugün eğitim sistemi içerisinde yetiştiremiyoruz" - "2023 vizyonumuzda, banknotumuzu, pasaportumuzu üretebilir hale gelmiş olmamız lazım"

İSTANBUL (AA) - BAŞAK AKBULUT YAZAR - İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Prof. Dr. Erdoğan Köse, Türkiye'de banknot, pasaport, çek ve senet basıldığını ancak basımda kullanılan kağıt, mürekkep ve makinelerin ithal edildiğini belirterek, "2023 vizyonumuzda, banknotumuzu, pasaportumuzu üretebilir hale gelmiş olmamız lazım." dedi.

AA muhabirine, matbaacılık sektörünün geleceğini ve teknolojik gelişmelere karşı evrilmesi sürecini değerlendiren Prof. Dr. Köse, matbaacılığın, her dönemde var olan bir iş dalı ve dünyanın, kültürel ve kişisel anlamda gelişmesini destekleyen bir sektör olduğunu söyledi.

Sektörün, taş baskılardan bugüne kadar gelişim evrelerini tamamlayarak belli bir noktaya geldiğini aktaran Köse, bugün ise dördüncü sanayi devrimi anlamına gelen Endüstri 4.0'ın konuşulduğunu vurguladı.

Köse, Türkiye'de banknot, pasaport, çek ve senet gibi materyallerin basıldığını ancak burada kullanılan kağıt, mürekkep ve basımı yapan makinelerin ithal edildiğini ifade ederek, şunları anlattı:

"Para basıyoruz, eski sistemle basıyoruz. Biz basıyoruz ama kağıdını, mürekkebini dışarıdan getiriyoruz, makineyi dışarıdan satın alıyoruz. Bu makineleri çalıştıracak elemanları biz bugün eğitim sistemi içerisinde yetiştiremiyoruz. Bu problemleri ya da ihtiyaçları çözecek eğitim karşılığını ortaya koyup o modeli kuramıyoruz. İnşallah bu yeni Cumhurbaşkanlığı Sisteminde her yenilik gibi bunlara da yenilik getirilecektir.

Ülkemizde 2 kağıt firması kaldı. Üretim sınırlı seviyede. Çok zor bir sektör. Selülozu muhafaza etmek zor. Kağıt üretimi dolara endeksli olarak devam ediyor. Bu da sektörü farklı etkiliyor. Türkiye'nin artık bunları aşması lazım. Türkiye bunları yapamayacak bir ülke değil. Bu işleri yapacak, bilecek yetişecek insanların var olduğunu sanayicilerin bilmesi gerekiyor. Zaman zaman sanayicilerle toplantı yapıyoruz. Sanayicinin ya da sektörün talep ettiği elemanlar yetişmiyor."

- "Tapuyu A4 kağıdına basıp veriyoruz"

Prof. Dr. Erdoğan Köse, Türkiye'de kaliteli para üretilemediğini savunarak, "İthal ettiğimiz kağıt için yaptığımız anlaşmada, Cumhuriyetin kuruluş yıllarından bu yana aynı sistemden gidiyoruz. Teknoloji gelişti. Bu sistem bir Türkiye'de bir de Amerika'da değişmedi. Bunun sebeplerinden bir tanesi de Amerikanvari sistemleri kullanıyoruz. Çünkü hem kağıt hem de baskı teknolojisinin başında matbaacılar yok. 2023 vizyonumuzda banknotumuzu, pasaportumuzu üretebilir hale gelmiş olmamız lazım. İkisinin aynı yerden çıkıyor olması lazım. Adam 1 milyon lira verip ev alıyor, tapusunu A4 kağıdına basıp veriyoruz. Bunun düzgün hale gelmesi lazım. Bu aslında Türkiye'nin vizyonudur. Bu kadar uluslararası devletler üzerimize geliyor. Neden geliyor? 2023 vizyonunu acaba nasıl ertelettiririz diye." ifadelerini kullandı.

Köse, Türkiye'de ağaç işleri mühendisliği olduğunu ancak basım mühendisliği bulunmadığını vurguladı. Ambalaj sektörünün sadece 6 milyar dolar ihracatı olduğunu dile getiren Köse, şunları anlattı:

"Örneğin, etiket sektöründe, etiketi üreten makine 1 milyon avro. Siz işveren olarak bu makineyi alıyorsunuz ama 5 bin liraya onu çalıştıracak adam bulamıyorsunuz. Yurt dışından getiriyorsunuz. Bu sektörü destekleyecek personeller yetiştirmek lazım. Ambalaj dev bir sektör. İçtiğiniz süt kutusundan tutun, doktorların kullandığı steril indikatöre kadar ambalaj ve matbaacılık sektörünün işi. Matbaa denilince insanların aklına merdiven altında eski maşalılar geliyor. Artık günümüzde öyle değil. Üretim sistemlerinde ülkemizde tarım alanında, et, yumurta sektöründe, sebze-meyve konusunda ambalajlamaya yönelik bir gelişme kaydedemiyoruz."

Köse, sektörlerin bir araya getirilip üniversite-sanayi iş birliği gerçekleştirilemediğinden sektörün ihtiyacı olan kişilerin eğitilemediğini öne sürerek, "Bunun acilen oluşturulması gerek. Çünkü Endüstri 4.0 önümüzdeki yıllarda bizim önümüzden gitmeye başladığında bizim ona yetişmemiz imkansız hale gelecek. Belli zamanlarda bunu kaçırdık. Avrupa'nın eski makinelerini gelip burada kullandık. Gümrük mevzuatlarının değişmesi lazım. İnsanların bu yapılar içerisinde uyanıklıklarını yok edip herkese eşit şartlarda ithalat ve yaptığı ithalatın 10 katı ihracat karşılığını yapacağını garanti etmeden ithalata izin vermememiz lazım. Bugün Türkiye, yurt dışından ithal ettiğimiz makineler çöplüğü haline geldi. Kurumların 2 milyon avroya satın aldığı 4-5 tabaka ofset makineleri şu anda 300- 500 bin liraya satılıyor, alan yok. Böyle bir makineyi alıp kurduğunuzda makinenin sadece orada durmasının gideri 100-200 bin liradır."

- "Basım ve ambalaj mühendisliği anabilim dalı kurulsun"

Köse, Türkiye'de, basım ve ambalaj mühendisliği anabilim dalı kurulması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Öğrenci yüzde 30 İngilizce olarak, basım ve ambalaj mühendisliğine göre eğitim görecek. Matbaada kullanılan kimyayı, mühendislik fakültesinin ortak derslerinde kimya mühendisliğinden alacak. Elektrik elektroniği bu mühendislikten, fiziği fizikten, makineyi makineden, mekatroniği mekatronikten, basım ve ambalajı da endüstrinin altındaki ana bilim dalında alacak. Türkiye’de, Cumhuriyet tarihinden beri basım sektöründe yetişmiş şu anda 4 tane profesör, 10 tane de doçent var. Bu hep böyle gitmiş. Yetişmiyor çünkü alan zor. Basım ve ambalaj mühendisiliği anabilim dalının acilen oluşturulması lazım. Yoksa Endüstri 4.0'ı yakalayamayız."

Prof. Dr. Köse, ayrıca Türk ana internetinin oluşturulması gerektiğine dikkati çekti.

Dijitalleşen dünyada matbaacılık sektörünün geleceğine ilişkin bilgiler veren Köse, şunları kaydetti:

"Matbaacılık bitmez, gelişir. Su içme, yemek yeme, giyinme, modayı takip etme istediğiniz biterse matbaacılık biter. Ama matbaacılık dijitalleşir, tabakalaşır, web olur, continuous form olursa bitmez. Eskiden kenarları delikli faturalar vardı. O bir devrimdi. Türkiye'de o makineden bir tane vardı. Amerika'dan gelmişti. Bugün nerede, yok? Şimdi adam bir cihaz almış eline, su saatine okutuyor içinden kağıt çıkıyor. Materyalin, bilgisayar teknolojisinde entegrasyonun kağıda dönüşümü var. Yine kağıt çıkıyor, yine matbaa işin içinde. Süt içeceksiniz, bunu karton kutuya koyacaksanız matbaa var, plastik şişeye koyacaksanız da matbaa var. Matbaa sadece kağıtta değil, demirde, deride, elektronik kartta, tenekede, mobilya üretiminde, giyimde her yerde var. Bu sektörü önemseyen ülkeler çok hızlı şekilde gelişiyor. Avrupa Birliği ülkeleri içinde Almanya'nın ön planda olmasının en büyük sebebi budur."

En Çok Aranan Haberler