HABER

21. Avrasya Ekonomi Zirvesi

Başbakan Yıldırım: (2) - "Bugünlerde maalesef bölgemizde yaşanan bu gelişmeleri fırsat bilerek ekonomimiz üzerinde bazı spekülasyonlar yapıldığını görüyoruz. Bizim ekonomimizle ilgili bu göstergelerin dışında 3 tane konumuz var. Birisi enflasyon, birisi faiz, bir diğeri de kur, kurlardaki dalgalanma. Bunlarla ilgili bazı sığ, bilimsel temeli olmayan, gerçeklikten yoksun değerlendirmeler var." - "Bu vesileyle milletime vereceğim mesaj şudur; 2017'de olduğu gibi 2018'de de büyümeyi sürdürülebilir şekilde devam ettireceğiz. Soğutma falan yok. Aşırı ısıtma da yok. Kararında büyüme devam edecek. Hedeflediğimiz orta vadedeki planda, hedeflediğimiz büyüme oranını devam ettireceği. Onun altına değil üstüne çıkabiliriz" - "Türkiye büyümede kapsayıcılığı da sağladı. Son 10 yılda, yani küresel krizin başladığı 2008'den bu tarafa yaklaşık 9 milyon vatandaşımıza iş sağladı, aş sağladı. Bu Avrupa Birliği ülkelerinin tamamının sağladığından fazla" - "Ülkelerin durumunu gösteren bir başka büyüklük kamu borcu. Türkiye'nin kamu borcu 15 yıl önce yüzde 70'lerden fazlaydı. Şu anda yüzde 28. Bizim benzerimiz ülkeler var, gelişmekte olan ülkeler. Gelişmiş ülkelerin çok daha fazla borcu var. Ama onlara 'Niye borcun var bu kadar' diye soran yok. Onlar dünyanın sahibi olarak kendilerini görüyor. Canları sıkıldıkça 'Sana şu kadar vergi koydum' diyor. 'Demir çeliğe bu kadar vergi koydum, şunların girişini yasakladım' diyor. Ekonomik savaşı başlatıyor. Bunun bedelini kim ödüyor? Diğer ülkeler ödüyor"

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, bölgede yaşanan gelişmeleri fırsat bilerek ekonomi üzerinde bazı spekülasyonlar yapıldığını belirterek, "Bizim ekonomimizle ilgili bu göstergelerin dışında 3 tane konumuz var. Birisi enflasyon, birisi faiz, bir diğeri de kur, kurlardaki dalgalanma. Bunlarla ilgili bazı sığ, bilimsel temeli olmayan, gerçeklikten yoksun değerlendirmeler var." dedi.

Yıldırım, "21. Avrasya Ekonomi Zirvesi"nde, toplantının bölgenin ve dünyanın içinde bulunduğu bu karmaşık durumdan nasıl çıkılabileceğine ilişkin görüşlerin ele alınacağı bir platform olduğunu belirterek, Türkiye'nin bölgesinde üstlendiği sorumluluğun yanı sıra 2023 hedeflerine erişmek için planlanan şekilde yola devam ettiklerini anlattı.

Yıldırım, "Dünyanın parmakla sayılan ülkeleri arasına gireceğiz" dediklerini ifade ederek, satın alma paritesine göre Türkiye'nin 13. sırada olduğunu, ilk 10'a girme hedefine adım adım gidildiğini söyledi.

Türkiye'nin geçen 15 yılda 190 milyar doların üzerinde doğrudan yatırım aldığını belirten Yıldırım, "Nasıl geldi bu insanlar. 190 milyar dolar. Borsaya para yatırma değil. Fabrika açma, iş kurma, doğrudan yatırım, uzun vadeli. Üretim yapıyor, istihdam sağlıyor. Peki bu 2002'den önceki 15 yılda ne kadardı? 15 milyar dolar. Yılda 1 milyar dolardan neredeyse ortalama 12 milyar dolara yıllık yükselmiş. Bu neden oluyor? Güçlü iktidardan dolayı oluyor, güvenden dolayı oluyor, istikrardan dolayı oluyor." değerlendirmesini yaptı.

- "Göstergelerle sorunumuz yok"

Türkiye'nin göstergeleriyle ilgili hiçbir sorun olmadığını, benzer ülkelerin hepsinden daha iyi durumda bulunulduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Reel büyüme Çin'den ve Hindistan'dan sonra art arda 2017'ye kadar yüzde 5,8 olarak gerçekleşti. Olmasaydı zaten Türkiye 15 yılda 230 milyar dolardan 850 milyar doların üzerine çıkmazdı. Bir büyüme öyküsü var. Sonuca da yansıyor. Kişi başı milli gelir 3 bin dolarlardan 10 bin doların üzerine çıkmazdı. Türkiye büyümede kapsayıcılığı da sağladı. Son 10 yılda, yani küresel krizin başladığı 2008'den bu tarafa yaklaşık 9 milyon vatandaşımıza iş sağladı, aş sağladı. Bu Avrupa Birliği ülkelerinin tamamının sağladığından fazla. Ülkelerin durumunu gösteren bir başka büyüklük kamu borcu. Türkiye'nin kamu borcu 15 yıl önce yüzde 70'lerden fazlaydı. Şu anda yüzde 28. Bizim benzerimiz ülkeler var, gelişmekte olan ülkeler. Gelişmiş ülkelerin çok daha fazla borcu var. Ama onlara 'Niye borcun var bu kadar' diye soran yok. Onlar dünyanın sahibi olarak kendilerini görüyor. Canları sıkıldıkça 'Sana şu kadar vergi koydum' diyor. 'Demir çeliğe bu kadar vergi koydum, şunların girişini yasakladım' diyor. Ekonomik savaşı başlatıyor. Bunun bedelini kim ödüyor? Diğer ülkeler ödüyor. Demek ki idarecilik de sorumluluk gerektiriyor. 'İstediğim işi istediğim zaman yaparım, istediğim kararı veririm' demek iyi idarecilik demek değildir. Aldığınız kararların sadece kendi ülkenizi değil, başka ülkelere ne gibi sonuçlar doğuracak bunu da hesap etmeniz lazım."

Binali Yıldırım, Amerika'nın başlattığı bir ekonomik savaş olduğunu dile getirerek, buna cevap veren Çin gibi ülkeler bulunduğunu, bunun da belirsizlikleri artıran başka bir faktör olduğunu söyledi.

Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 28, aynı durumda olan ülkelerin oranının ise yüzde 48 olduğunu vurgulayan Yıldırım, Türkiye'nin emniyetli bir alanda olduğunu vurguladı.

Yıldırım, kamu açığında da durumun iyi olduğunu, gayrisafi milli hasılanın yüzde 2 civarında seyrettiğini, benzer ülkelerin ise yarısından az olduğunu belirterek, "Bankaların özkaynak yeterlilik oranı yine mevcut ülkelerinkinin iki katı. Yüzde 16,7, kriter yüzde 8. Yüzde 8'in altında olursa Maastricht kriterlerine göre risk alanı oluşuyor. İki katının üstünde, batık kredilerde yüzde 3'ün altındayız. Firmaların sayısı artıyor, ihracatçıların sayısı artıyor. PMI dediğimiz yani satın alma yöneticileri endeksi bu ay da arttı, artmaya devam ediyor. Yüzde 51,5. Bütün göstergeler olumlu." diye konuştu.

Ayrıca yatırım ortamını iyileştirici birçok tedbir aldıklarını ifade eden Yıldırım, Türkiye'de şu anda aynı günde şirket kurulup çalışmaya başlandığını söyledi. Sene sonundaki, iş yapma kolaylığı bakımından ilk 20 içerisinde yer alma hedeflerine ulaşmak için yasal düzenlemeler yaptıklarını dile getiren Yıldırım, teşvik sisteminde de çeşitliliğe gittiklerini aktardı.

- "135 milyar liralık 23 projeye olur verdik"

Bölgesel teşvikler yanında teknolojik katma değeri yüksek ürünlere özel teşvik verildiğini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:

"İki gün önce Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde 135 milyar liralık 23 projeye olur verdik. Ne olacak böylece? Bu 19 firma 135 milyar liralık bir yatırım yapacak. 19 firma yatırım yapacak. 34 bin doğrudan çalışan olacak. 134 bin de dolaylı olarak o sektöre hizmet eden çalışan olacak. Cari açığa, yani ithalata verdiğimiz o ürünler için ödediğimiz paralarda düşme olacak. Bu yatırım kararının verenler laf olsun diye vermiyor. Milyar dolarlardan bahsediyoruz. Neye karar veriyor? Ülkenin geleceğine karar veriyor. Ülkenin geleceğini parlak, güvenli görüyor ve bu yatırım kararını veriyor. Bu günlerde maalesef bölgemizde yaşanan bu gelişmeleri fırsat bilerek ekonomimiz üzerinde bazı spekülasyonlar yapıldığını görüyoruz. Bizim ekonomimizle ilgili bu göstergelerin dışında 3 tane konumuz var. Birisi enflasyon, birisi faiz, bir diğeri de kur, kurlardaki dalgalanma. Bunlarla ilgili bazı sığ, bilimsel temeli olmayan, gerçeklikten yoksun değerlendirmeler var. Bu vesileyle milletime vereceğim mesaj şudur; 2017'de olduğu gibi 2018'de de büyümeyi sürdürülebilir şekilde devam ettireceğiz. Soğutma falan yok. Aşırı ısıtma da yok. Kararında büyüme devam edecek. Hedeflediğimiz orta vadedeki planda, hedeflediğimiz büyüme oranını devam ettireceği. Onun altına değil üstüne çıkabiliriz."

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler