1960 doğumlu Yıldırım MÜAEF'den 1984 yılında mezun oldu. Bugüne kadar 14 kişisel sergi açan sanatçı, ulusal ve uluslararası birçok sergi ve etkinliğe katıldı. Bir çok Avrupa ülkesinde sanatsal etkinlik, gezi ve araştırma çalışmalarında bulunan Yıldırım halen İstanbul - Kalamış'ta ki atölyesinde profesyonel çalışmalarını sürdürmektedir.
İnsan yaşanmışlığı içerisinde ve insana ait olanla ilgili sorgucu tavrıyla çalışmalarını sürdüren sanatçı, toplumsal hesaplaşmaları konu ediyor. Sosyal dışlanmışlığa karşı bir savunmaya geçiyor, bir karşı duruş sergiliyor.
Özellikle son dönemlerinde "Aforizmalar", "Öteki Ben", "(H)iç Yer" isimlerini verdiği sergilerinde, siyah - beyazın dramatik etkisinin güçlü bir şekilde öne çıktığı büyük boyutlu, sarsıcı yüzleri ve örselenmiş insan bedenleri ile karşımıza çıkan sanatçı, son sergisinde, öncesinde ele aldığı konuları daha geniş bir yelpazeye yaydığı resimleri, sergiye de ismini veren 22x27 cm. boyutlarında tuvalleriyle sanatseverlere sunuyor.
Ağırlıklı olarak, kimi aşina kimi tahayyül noktasında olan çok farklı yelpazede ve ruh hallerinde ve farklı çözümlemelerle, hiç birimizin olan ama her birimize ait olan ve derinin altına sızan engellenemez acısıyla adeta bir "yüzler" haritası izlenimi veren farklı izlekler ve tekniklerle yapılmış portrelerin yanı sıra, insan bedenleri ve sanatçının kendi serüveni içerisinde belki de mahzurlu ve dokunulmaz bulunabilecek, fakat günlük yaşamına dokunan peyzaj görünümlerini , ölü doğa ve doğadan küçük ayrıntıları ile izleyiciyi şaşırtacak bir yaklaşımla resimleyen Selahattin Yıldırım'ın sergisi 4 Nisan tarihine kadar RenArt Sanat Galerisinde görülebilir.
"Selahattin Yıldırım tuvalinde bütün figür girişimleri, dış gerçekliği; varoluş ya da yaradılış boyutunda değil ama toplumsal dış gerçekliğin birey üzerindeki amansız etkisini, yıkımını ve biçimleyişini kendisine konu edinmektedir. Sanatçı dış dünyada gerçekleşen bir olguya, bir şeye, bir toplumsal sürece, bir yıkıma alternatif bir gönderme yaparak Anti Benlerin yaratıcısı olarak tuvalde adımlarını pekiştirir. Her tuvalde betimlenen insan yüzleri hem bir bildiri oluşturmaya hem de onu doğru biçimde çözümleyip anlamayı sağlamak üzerine yapılandırılarak sanatçının kendi özel kodlarına dönüşür. Öncelikle yapıtların bağlı olduğu anlam dizgesi; toplumsal yapıya bir eleştiri, bir anımsatma, geri itme ve öne hamle yapma gibi eylemleri içerir. Sanatçının yapıtını oluştururken öne sürdüğü kodlardan biri ve en önemlisi de resim okuyucusuna; ileri sürdüğü tezi sezdirme ve anıştırma yöntemleridir. " Gülseli İnal ( "Öteki Ben " sergi kataloğundan )