Zonguldak’ta, 234 kişilik salonda gerçekleştirilen KOAH konusundaki eğitim seminerine dört kişi katıldı. Prof. Dr. Meltem Tor, dört kişiye rağmen semineri tamamladı.
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Gögüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Meltem Tor, 14 Kasım Dünya Koah Günü kapsamında İl Sağlık Müdürlüğü Aile Sağlık Merkezleri’nde görevli 1. ve 2. basamak hekimlerine yönelik eğitim semineri verdi. 234 kişi kapasitesi bulunan Şebnem Hanioğlu Kargı Toplantı salonunda gerçekleştirilen eğitime 4 doktor katıldı. Yaklaşık 20 dakika, katılımın artmasını bekleyen Prof. Dr. Meltem Tor, katılımın olmamasına rağmen semineri iptal etmedi. Tor, katılan 4 doktora KOAH Hastalığı, belirtileri, hastalık süreci, benzer hastalıklar, aralarındaki farklar gibi konularda hekimlere detaylı bilgi verdi. Tor, basına yaptığı açıklamada eğitim seminerinin duyurusunun ise İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gerçekleştirileceğini ifade etti. 14 Kasım Dünya KOAH Günü’nün ise hastalıkla ilgili bilinci artırmak amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlandığını belirten Tor, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, her yıl 3 milyondan fazla kişinin KOAH hastalığından öldüğünü ifade etti. Dünyada 40 yaş üstü yetişkinlerin yüzde 10 oranından fazlasında bu hastalığın görüldüğünü kaydeden Tor, tüm dünyada KOAH ve HIV/AIDS önde gelen 4. ölüm nedeni olduğunu kaydetti.
Tor, KOAH'ın yıkıcı bir akciğer hastalığı olduğunu belirterek şunları söyledi: "bu hastalık kişileri ilerleyici şekilde nefes alamaz hale getirir. Dünya Sağlık Örgütüne göre tüm dünyada hem KOAH hem de HIV/AIDS önde gelen 4. ölüm nedenidir. 2003 yılında yapılan Ulusal Hastalık Yükü Çalışması ve BOLD-Türkiye çalışması KOAH’ın ülkemizdeki durumu konusunda kapsamlı bilgi sağlamıştır. Buna göre, KOAH Türkiye’de kardiyovaskuler hastalıklar ve serebrovaskuler hastalıklardan sonra 3. ölüm nedenidir ve her yıl 26 bin kişinin ölümüne neden olmaktadır. Hastalık 40 yaş üstü yetişkinlerin yüzde 20’sinde bulunmaktadır.”
KOAH hastalığının tedavisinin bulunduğunu belirten Tor, erken dönemde görülen semptomlarını ve tedavi yöntemlerini şöyle anlattı: “KOAH’ın erken dönemde görülen semptomları öksürük, balgam çıkarma ve egzersiz sırasında nefes alamamaktır. Tedavi edilmezse KOAH genellikle ilerleyici bir hastalıktır ve hastalık ilerledikçe hastalar merdiven çıkarken, hızlı yürürken ve hatta banyo yaparken veya elbiselerini giyerken bile nefes alamaz hale gelir. Spirometri olarak bilinen basit, ağrısız bir soluk testi ile bir kişi de KOAH bulunup bulunmadığı anlaşılabilir.KOAH’ın tedavisi vardır ve hastalık ne kadar erken teşhis edilirse, tedavi de o kadar etkilidir. Bir doktora görünmeye ek olarak, KOAH’lı hastalar doktorlarının önerilerine uygun şekilde ilaçlarını kullanarak, egzersiz yaparak ve sürekli aktif kalarak (doktorunun önerilerine uygun aktiviteleri seçerek) kendilerine yardım edebilirler ve daha iyi hissedebilirler. Arkadaşları ve aileleri hastalara yemesi için sağlıklı yiyecekler alarak, yürüyüşte ve hafif egzesizlerde ona eşlik ederek ve onun evde yapması gereken günlük işlerine katılarak yardımcı olabilirler.
Hastalar hastalıklarının gelişimine neden olan risk faktörlerine maruziyeti azaltarak KOAH’ın ilerlemesini yavaşlatabilir ve hatta durdurabilirler.”
KOAH için en önemli risk faktörünün sigara olduğunu belirten Tor, diğer risk faktörlerini ise şöyle sıraladı: “Diğer önemli risk faktörleri işyeri ortamında toz ve kimyasal maddelere maruziyet ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde iyi havalanmayan evlerde ısınmak ve yemek pişirmek amacıyla kullanılan biyomas yakıtların yani kömür, odun, tezek gibi yakıtların dumanıdır. Ulusal Hastalık Yükü Çalışmasına göre, Türkiye’de erkekler arasında KOAH gelişiminden yüzde 70 oranında, kadınlar arasında KOAH gelişiminden ise yüzde 10 oranında ortalama olarak yüzde 52 oranında sigara içimi sorumludur. Özellikle kırsal alanda yaşayan kadınlarda KOAH gelişiminden biyomas yakıt dumanlarına maruziyet büyük önem taşıdığı görülmektedir.”
KOAH hastalığının önlenmesi ve binlerce kişinin önüne geçilebilmesi için sigara yasağının güçlendirilmesi gerektiğini savunan Tor, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlık Bakanlığı, Türk Toraks Derneği dahil birçok uzmanlık derneğinin ve sivil toplum örgütlerinin birlikte hazırladığı Ulusal Tütün Kontrol Programı'nın bir an önce hayata geçirilmesi, TBMM’de görüşülmekte olan “Açık ve kapalı alanlarda sigara içilmesinin önlenmesi” yasasının daha da güçlendirilerek bir ön önce çıkarılması ve Sağlık Bakanlığı ile Türk Toraks Derneğinin birlikte hazırladığı Kronik Hava Yolu Hastalıkları Kontrol Programı'nın bir önce uygulamaya geçirilmesi milyonlarca insanımızın gereksiz yere acı cekmesine ve binlerce vatandaşımızın erken ölümünü önleyecektir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz