Adana’nın merkez Yüreğir ilçesine bağlı Helvacı köyünde, topraktan yapılmış, her ikisi de tek oda bir mutfaktan oluşan iki evde biri resmi nikahlı olmak üzere 4 kadın ve 22 çocuğuyla yaşayan Süleyman Akbırak, bir kız ve bir erkek iki çocuğunu evlendirdiğini, bu çocuklarından da 5 torununun bulunduğunu söyledi.
Süleyman Akbırak, çok çocuk sahibi olmasının nedenini çocukları çok sevmek olarak açıklayarak, "Çocuklar neşedir, eğlencedir. Yedekleriyle birlikte iki futbol takımı kuracak kadar çocuğumun olması beni gururlandırıyor. Bundan hiç şikayetçi değilim" dedi.
Biri resmi 3’ü imam nikahlı toplam 4 eşinin de gül gibi geçindiğini, aralarında zaman zaman tartışma çıksa da bunun çocukların yaramazlıklarından kaynaklandığını anlatan Süleyman Akbırak, "Halimden şikayetçi değilim. Eşlerimin hiç biri benim sözümden çıkmaz. Gül gibi geçinip gidiyorlar. Kız çocuklar büyüyüp annelerine yardımcı oluyor, erkekler de bana tarla işlerinde yardım ediyor. Çocuklarımdan 6’sı erkek, gerisi kız" diye konuştu.
Süleyman Akbırak, çok çocuk sahibi olmanın geleneklerinde bulunduğuna dikkati çekerek, "10 çocuk bizde taban sayıdır. En az 15 çocuk olmalı. Benim 4 eşim olduğu için en az 40 çocuğu tamamlayacağımı düşünüyorum. Artık Allah ne verirse, 30 olur, 40 olur. Ama benim hedefimde 50 çocuk var. Herkesin bir hedefi var, benim de hedefim budur" diye konuştu.
BİZİM ÇOCUKLAR UCUZ BÜYÜR
Süleyman Akbırak, çocuklarının, kentli çocuklar gibi olmadığını, oyuncak, markalı giysiler bilmediklerini, ne verirlerse onu yediklerini, yine ne bulurlarsa onu giydiklerini belirterek, şöyle devam etti.
"Bir çocuğun giydiği kıyafet küçüldüğünde arkadan gelen giyer. Gıdanın dışında fazla harcamamız olmaz. Ancak, günde en az 40 ekmek, 3 kilogram şeker, yaklaşık bir kilo da çay tüketiyoruz. Çocuklar hareketli olduklarından çok acıkıyorlar.".
Zehiye, Vatha, Ayşe ve Mine adlarında 4 eşi bulunan Süleyman Akbırak’ın resmi nikahlı eşi Zehiye Akbırak ise, "Bizde kıskançlık olmaz. Kocamız ne derse olur. Kumalar arasında da zaman zaman tartışma çıkar ama çabuk biter. İyi geçiniriz, birbirimize destek oluruz. Bizim evde ’senin çocuğun, benim çocuğum’ lafı olmaz. Herkes herkesin çocuğuna bakar" dedi.
Çocukların yemeklerini evin önüne kurduğu dev boyuttaki kazanda pişiren Zehiye Akbırak, başka türlü yemek yetiştirmenin mümkün olmadığını söyledi.
YILDA 70-80 İŞÇİ GETİRİYOR
Süleyman Akbırak, Çukurova’nın pamuk diyarı olduğu 70-80’li yıllarda her yıl Çukurova’ya en az bin 500 işçi getirdiğini belirterek, "Ancak, emeğin en fazla olduğu pamuk ekimi azalınca işçi sayısı düştü. Benim şu anda getirdiğim işçi sayısı 70-80’i geçmiyor. Bu işçiler günlük 20-25 TL arasında değişen ücretle çalışıyorlar. Bu ücretin 2,50 TL’sini biz elciler alıyoruz. Toprak sahibinden yevmiyeyi alır, elci karını keser, kalanını işçiye veririz" diye konuştu.