24 Haziran Cuma hutbesi; Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı 24 Haziran Cuma hutbesini konu başlığını 'kurban' olarak belirledi. Konuya ilişkin bilgi edinmek isteyen vatandaşlar Diyanet Cuma hutbesi konusu nedir? sorusunun yanıtını öğrenmek için araştırma yapıyor. Ayrıntılar haberimizde...
Diyanet İşleri Başkanlığı, 24 Haziran Cuma hutbesini yayınladı.
24 Haziran Cuma hutbesinin konusu 'Kurban' oldu.
İşte 24 Haziran Cuma hutbesi:
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşır; O'na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır..."
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: "Âdemoğlu, kurban günlerinde, Allah için kurban kesmekten daha güzel bir amel işleyemez…"
Aziz Müminler!
Zilhicce ayının gölgesi üzerimize düştü. Zilhicce, hac ve kurban günleri gibi çok kıymetli vakitleri içinde barındıran müstesna bir aydır. Bugünkü hutbemizde insanlıkla yaşıt olan kurban ibadetinden bahsedelim. Bu ibadeti eda ederken dikkat etmemiz gereken hususları hatırlayalım.
Kıymetli Müslümanlar!
Kurban kurbiyettir; kulun Rabbine yakınlaşma çabasıdır, takvaya ulaşma arzusudur, ilahi rahmete nail olma gayretidir.
Kurban sadakattir; Cenâb-ı Hakk'ın rızasını herkesten ve her şeyden üstün tutmaktır.
Kurban teslimiyettir; müminin Allah yolunda malını ve canını seve seve feda edebileceğinin nişanesidir.
Kurban şükürdür; Rabbimizin verdiği sayısız nimetlerin kadr ü kıymetini bilmektir. Heva ve hevesin, hırs ve tamahın esiri olmamak, Allah'la aramızdaki bütün engelleri kaldırmaktır.
Değerli Müminler!
Her ibadette olduğu gibi kurban ibadetinde de belirli şartlar vardır. Akıllı, büluğ çağına ermiş, dini ölçülere göre zengin sayılan Müslümanlar Peygamberimiz (s.a.s)'i örnek alarak kurban keserler. Kurban edilecek hayvan ise İslam'ın emrettiği küçük veya büyükbaş hayvanlardan biri olmalıdır. Kurbanın sağlıklı, organları tam ve besili olması hem ibadet açısından hem de sağlık bakımından önemlidir. Kurban edilecek hayvan, Peygamberimiz (s.a.s)'in sünnetiyle tayin edilen yaş şartını taşımalıdır. Satıcının bu şartlara özenle riayet etmesi alıcının da gerekli araştırmayı yapması dini ve ahlaki bir sorumluluktur. Diğer yandan hayvan neslinin devamı için dişi hayvanlar tercih edilmemelidir.
Aziz Müslümanlar!
Kurban ibadeti, kurbanlık hayvanın belli günlerde ve kurban niyetiyle usulüne uygun olarak kesilmesiyle eda edilir. Kurbanlık hayvan kesilmeksizin bedelini infak etmek suretiyle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Bu gibi uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Kurban her şeyden önce bir ibadettir, et alım satımı değildir. Dolayısıyla kurban ibadetini adeta belli kiloda et satışına indirgeyen uygulamalar bu ibadetin maksadı ve ruhuyla bağdaşmaz.Kesimden önce her bir kurbanlık hayvan ve hissedarları muhakkak belirlenmelidir. Önceden vaat edilen kiloyu tamamlamak amacıyla farklı kurbanların etlerini birbirine karıştırmak asla caiz değildir.
Kıymetli Müminler!
Kurban aynı zamanda kardeşlik şuurunu pekiştirmek, yardımlaşma ve dayanışma bilincini geliştirmektir. Müminler arasında gönül köprüleri kurmak, ülkemizde ihtiyaç sahiplerine ve dünyanın her köşesindeki mazlum ve mağdurlara umut ışığı olmaktır. Kurbanlarımızdan bize asıl kalan yiyip tükettiklerimiz değil, paylaşıp ikram ettiklerimizdir. Nitekim bir defasında Peygamber Efendimiz (s.a.s), kestiği hayvandan geriye ne kaldığını sorunca Hz. Âişe validemiz, "sadece bir kürek kemiği kaldı" diye cevap vermişti. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmuştu:
"Desene, kürek kemiğinin dışında hepsi bize kaldı."
Aziz Kardeşlerim!
Kurban ibadetini yerine getirmenin en güzel şekli, kişinin kurbanını alma, kesme ve dağıtma gibi her aşamasıyla bizzat ilgilenerek ibadet şuurunu bütün benliğiyle hissetmesidir. Bununla birlikte güvenilir kişi veya kurumlar aracılığıyla yani vekâlet yoluyla da bu ibadet eda edilebilir. Her yıl olduğu üzere bu yıl da pek çok vakıf ve STK gibi Türkiye Diyanet Vakfı da vekâlet yoluyla kurban kestirmek isteyen aziz milletimizin hizmetindedir. "Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş" şiarıyla yeryüzündeki ihtiyaç sahiplerine sadece kurban eti değil, devletimizin yardımseverliğini ve necip milletimizin cömertliğini götüreceğiz. Emanet ettiğiniz her bir kurban açık ve şeffaf bir şekilde İslami usullere göre kesilecek ve sizin adınıza mazlum, mağdur ve muhtaçlara ulaştırılacaktır. Bu sayede kardeşlik bilincimiz güçlenecek, buruk gönüllere bayramın neşe ve sevinci taşınacaktır inşallah. Bu vesileyle siz aziz cemaatimizi din görevlilerimize, il ve ilçe müftülüklerimize başvurarak ya da vakfımızın internet sitesi üzerinden bu hayır kervanına katılmaya davet ediyoruz. Bizleri sağlık, huzur ve afiyet içerisinde bayrama ulaştırmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;
Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.
Niyet ederken
"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.
Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.
İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
Son oturuşta:
Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur
Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.
Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.
Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"
Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".
Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).
İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir