24 Haziran seçimlerini hakkında iddialar gelmeye devam ediyor. Sabah yazarı Melih Altınok bugünkü yazısında adaylığı konuşulan Abdullah Gül'ü değerlendirdi.
Altınok'un yazısının ilgili kısmı şöyle;
Beni düşündüren, Gül'ün, bunları hazmetse bile, Erdoğan'ın karşısına aday olarak çıkması halinde iddiasının ne olacağı? Seçmene Erdoğan'dan farklı olarak ne vaat edeceği?
Muhaliflerin söylediği gibi "Yeniden parlamenter sisteme döneceğiz" mi diyecek...
FETÖ ile, PKK ile mücadeleden ötürü kendisini "mağdur" hissedenlerin "kontrollü darbe" söylemlerini mi tekrar edecek?
"Afrin şehir merkezine girmeyeydik iyiydi" diyecek mi mesela? Ya da Erdoğan'la birlikte ayrıldığı Saadet Partisi'ne geri dönüp Karamollaoğlu gibi "Yatırımları durduracağız" diye nedamet mi getirecek?
Küresel saldırılara, faiz lobisine üçüncü dünyacı yaklaşım mı diyecek?
"Niye canım, başka şeyler de söyleyebilir" mi diyorsunuz? İyi de o zaman şu an adaylığına omuz veren aşağıdakilerden tek bir oy alamaz ki.
Kim o aşağıdakiler?
"Gül aday olursa onu destekleriz" diyen HDP mesela...
15 Temmuz sonrası "Hocaefendi dönsün ben yapmadım desin" diye Twitter'da kıvranırken bugün Milli Görüş güzellemesi yapanlar...
16 Nisan Referandumunda "hayır" için çalışan ancak adam gibi çıkıp "hayır verdik" diyemeyen Davutoğlucular, şucular bucular...
Salih Tuna'nın ifadesiyle "AKP'li fırıldaklar..."
Yurtta sulhçu Akşener ekibi...
Geçen gün apar topar bir video çekip, "Türkiye'de kansız geçişin ancak Abdullah Gül'ün adaylığıyla mümkün olacağını" söyleyen Emre Uslular...
Ve eşi Hayrünnisa Gül'ün başı örtülü diye kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olmaması için ülkeyi ateşe sürükleyenler... Cumhuriyet mitingleri düzenleyenler, 28 Şubatçılar, e muhtıracılar...
Şimdi siz söyleyin, destekçileri bu kesimler olanın, sahneye Erdoğan'ın, Ak Parti'nin argümanlarıyla çıkması mümkün mü?
Evet, birkaç gündür dilime Şahan Gökbakar'ın Turkcell reklamındaki o "Hiç bu kadarını bekliyorduk aslında" sözleri takılmış olsa da ben hâlâ inanamıyorum Gül'ün aday olacağına...
Ama günlerdir çıkıp da "Ne saçmalıyorsunuz, hiç olur mu öyle şey, yakışır mı" demediğine göre o da adının konuşuluyor olmasından memnun. İstemem yan cebime koy suskunluğu yani.
Belki niyetleniyordur iddiaları reddetmeye... Bilemiyorum. 2014'te ikinci kez Cumhurbaşkanı adayı olmayacağı anlaşılınca, "Asıl intifadayı ben başlatacağım" diyen Hayrünnisa Gül'ü ikna etmekte zorlanıyor da olabilir Abdullah Bey.
Çünkü Hanımefendinin bu yöndeki hırsını, kimi "etkili isimlerle" Abdullah Bey'i "ikna etmeleri" için temasta olduğunu bilmeyen yok.
Bahsettiğim hikâyeyi unutanlara, arşivden Mehmet Barlas'ın o günlerde tartışmayı başlatan yazısını tavsiye ederim:
"Bakalım daha ileri günlerde bu meslektaşımız (Özkök) Bayan Gül'le Gezi Parkı'na gidip 'İkinci İntifada'yı başlatmak üzere bir şeyleri birlikte taşlayacaklar mı?" (Sabah/23 Ağustos 2014)
Düşünüyorum da, Abdullah Bey'in kararsızlığının sıkıcılığında, Hayrünnisa Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklansa muhalefet renklenmez mi?
Olmaz olmaz demeyin, Clintonlar bile yaptı aynısını. Hatırlayın, eşi Bill değil, Bayan Hillary adaydı seçimlerde. Hatta ABD medyasında şimdiden, gelecek seçimlerde de Obama'nın eşi Michael'in adı geçiyor... Moda yani, tıpkı zaman zaman ortaya çıkan kaba saba Louboutin marka ayakkabılar gibi...
Abdullah Bey, 7 Nisan 2011'de vatandaşların, neyi kastettiğini hâlâ tartıştığı o twiti, anlaşılan bugünleri kastederek yazmış: "İnsan gerçekten hayret ediyor."