26. Türkiye Toplantıları (1)

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'de her gün 3 kişinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini, bu rakamın gelişmiş ülkeler seviyesine çekilmesi için çalıştıklarını söyledi.

Türkiye Gazetesi'nin düzenlediği “26. Türkiye Toplantıları”, İhlas Holding VIP Salonu’nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İhlas holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür A. Mücahid Ören ile Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye Gazetesi’nin 43. yaşını kutlayan ve gazetenin bugüne gelmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Bakan Faruk Çelik, "Bir binaya benzetecek olursak, bir binanın statiğinin, çimentosunun, demirinin, kalıbının değiştirilmesi takdir edersiniz ki mümkün değil teknoloji içerisinde. Ama cephesinin değişmesi çok doğaldır. Farklı mimari özelliklerle yeni yapıların sunumu nasıl doğru bir yaklaşım ise, gazetenin özünün değişmeden, değişmesi gerekenlerin değişmesi konusundaki hassasiyetinden dolayı Türkiye Gazetesi'ni ve ailesini kutluyorum. Gazeteyi kuranları ve bugüne kadar gelmesine vesile olan bütün arkadaşları tebrik ediyorum. Bir diğer açıdan Türkiye Gazetesi gençlik dönemini geride bıraktı, aslında olgunluk döneminde. 43 yaş dediğimiz zaman olgunluk dönemidir. Türkiye Gazetesi’nin hiç yaşlanmamasını temenni ediyorum, hep böyle olgun kalmasını temenni ediyorum. İnanıyorum ki böyle de kalacaktır” diye konuştu.

İş kazası ve işsizlik sigortasına değinen Bakan Faruk Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İş kazası sayısına baktığımız zaman yıllık 62 bin 900 civarında olduğunu görüyoruz. İşsizlik sigoratası konusu var bildiğiniz gibi. İşveren tarafından işçilerin ve kamunun katkısıyla oluşan, şu anda 56 milyar 600 milyon fon varlığımız var. Şuan da sigortalı olarak çalışanların sayısı 17 milyon 717 bin kişi. Emekli sayımız ise, 10 milyon 230 bin kişi. Aktif-pasif oranına bakınca 1.89 olduğunu görüyoruz. Yani, bir çalışana iki emekli düşmemektedir. Dört çalışana bir emekli olması gerekirken, bizim tablomuz ortalarda. Yapmamız gereken çok iş olduğunu, almamız gereken çok mesafe olduğunu belirtmek istiyorum. Yıllık emekli aylığı ödememiz 105 milyar liradır. Yıllık kamu çalışanlarına ödediğimiz maaşın tutarı 110 milyar lira. Kamu sağlık harcamaları ilaç, tedavi giderleri ve hastanelerin aile hekimliği masraflarının toplamı 2011 yılı itibariyle 45 milyar liradır. 2012 yılında bütçe, 2012 sonu itibariyle 47.7 ama büyük ihtimalle 50 milyar dolar gerçekleşecektir. 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle genel sağlık sigortasına geçmiş bulunuyoruz. 75 milyon vatandaşımız şu anda genel sağlık sigortası kapsamındadır. Sosyal güvenlik reformu 2008’in 10. ayında yürürlüğe girdi. Yeşil kartlı diye ifade ettiğimiz vatandaşlarımız, bu kapsamın içinde değillerdi. 1 Ocak 2012’den itibaren yeşil kartlılar da bu kapsam içine dahil edildi ve gelir testine tabi tutuluyorlar."

Sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemelere değinen Çelik, "Van ve Simav’da meydana gelen depremler dolayısıyla orada genç öğretmenlerimiz hayatlarını kaybettiler. Bunlarla ilgili bir düzenleme yaptık. 1 ay sigortalıkla ilişkisi olanlara ölüm aylığının bağlanması düzenlemesini Meclis’ten geçirdik. Emeklilerimizin uzun yıllar beklediği intibak yasasını meclisten geçirdik. 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren 2 milyon emeklimizin maaşlarına yansıyacak düzenleme, teknik boyutlarıyla bakanlığımız bünyesinde devam ediyor. Bunun yanında 4688 sayılı kamu çalışanlarıyla ilgili anayasa değişikliği yaptık. Toplu görüşmeden, toplu sözleşmeye geçiş sürecinde bu anayasa değişikliği çerçevesinde uyum yasasını çıkardık. Uyum yasasının neticesinde ilk kez kamu çalışanlarıyla konfederasyonlarla, bir ay boyunca bir uzlaşmaya varamadık. Hakem heyetine gidildi. Hakem heyeti vermiş olduğu bir karar ile kamu çalışanlarını ilk kez ayrıntılı bir şekilde bir masa etrafında kamu işvereniyle ciddi pazarlıklar yaptılar. Neticede kamu çalışanlarımız açısından yeni bir süreç, toplu sözleşme süreci bu yasanın çıkışıyla başlamış oldu" ifadelerini kullandı.

Türkiye’de her gün 3 kişinin iş kazası nedeniyle hayatını kaybettiğini kaydeden Bakan Çelik, "Geçen hafta Eskişehir’deki patlamada 4 işçimiz hayatını kaybetti. Ankara’da bir altyapı çalışmasında, çok basit bir önlem alınmadığı için 24 yaşındaki genç bir kardeşimiz hayatını kaybetti. Davutpaşa’daki, OSTİM'deki patlamalar ve sürekli yaşan olaylar. Yani Türkiye’de günde 3 kişi, iş kazalarında hayatını kaybediyor. Dünyadaki durum da vahim. Ama bizim iş kazaları açısından tablomuz çok parlak değil. Bunu açıkça söylüyorum. Her yıl daha iyi bir düzeye gidiyoruz. Yani yüz binde 16 ölümden, 9 ölüme inmişiz. Ama 9 ölüm küçük bir rakam değil. Bunun için bu rakamların gelişmiş ülkelerde olduğu gibi 2’lere, 3’lere çekilmesi gerekiyor. Kamu olarak biz iş sağlığı güvenliği yasasını çıkardık. Bu yasa diyor ki: 'Tehlikeli ve çok tehlikeli bir iş yerine risk değerlendirmesi yapacaksınız. O risk değerlendirmesinin neticesinde tespit edilen eksiklikler giderilmeden işe başlamayacaksınız'. Geçenlerde Esenyurt’ta yanılmıyorsam 9 işçimiz yanarak öldü. Risk değerlendirmesi yapılsaydı, kaldıkları çadırın bir çıkış kapısı olacaktı. Ama bu değerlendirme yapılmadığı için oradaki işçilerin çadırını toprak yere dayamışlar. Çadır yanınca giriş kapısına koşuyorlar. Giriş kapısı yanınca geriye gidiyorlar. Fakat bir çıkış kapısı olmadığından 9’u yanarak hayatını kaybediyor. '1 kişi öldü' diyoruz ama bir kişi ölmüyor. Eşi, çocuğu, annesi, babası ölüyor. Onun için bu basit ihmallerden dolayı biz işçimizin bu tür durumlarla karşı karşıya kalmaması adına son derece önemli bir yasa meclisten geçti, cumhurbaşkanımızın onayındadır. İnşallah iş kazalarının az olduğu bir süreci yaşarız" ifadelerini kullandı.