ÖMER FARUK CEBECİ - Türk demokrasi tarihinin kara lekesi 27 Mayıs 1960 askeri darbesinde Çankaya Köşkü'nde dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kapısında nöbet tutan koruma polisi Niyazi Çelebi (92), o gün yaşadıklarını unutamıyor.
Trafik polisliğinden emekli olduktan sonra Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde hayatını sürdüren Çelebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1956-1960 yılları arasında Çankaya Köşkü'nde dönemin Cumhurbaşkanı Bayar ve Başbakan Adnan Menderes'in yakın koruma polisliğini yaptığını anlattı.
Darbe sabahı Bayar'ın olduğu köşkün kapısında 04.00-06.00 saatleri arasında nöbette olduğunu belirten Çelebi, köşkün yüksekte olması nedeniyle kent içinde yankılanan siren seslerini duyduğunu aktardı.
Durumu sormak için Çankaya merkezindeki karakolu aradığını ve görüştüğü kişiden telefonların kapalı olduğunu öğrendiğini ifade eden Çelebi, "Meğerse ihtilal olmuş. Ankara merkezdeki her yeri askeriye teslim almış, sıra köşke gelmiş." dedi.
- "Teslim olmadığın takdirde mukadderat bizim elimizdedir"
Çankaya Köşkü yakınında da tank seslerinin yankılanmaya başladığını kaydeden Çelebi, "Tank sesleri gelmeye başladı. 3-4 tank gele gele Hariciye Köşkü'nden topları köşke doğru çevirdi. Megafonla 'Sayın Reisicumhur teslim ol, her taraf Milli Savunmaya geçmiştir. Teslim ol, teslim olmadığın takdirde mukadderat bizim elimizdedir' anonsu yaptılar." ifadelerini kullandı.
Çelebi, anonsun ardından Köşk'ün kapısında tüm yaverlerin toplandığını ve Bayar'ın da kapıya çıktığını söyledi.
Bayar'da hiç heyecan olmadığını gözlemlediğini dile getiren Çelebi, o an yaşananları şöyle anlattı:
"Bayar, 'Ne oluyor bir bakın' dedi. Heyecan yoktu Bayar'da, 'Bakın' dedi. Kapıya bir cip gönderdiler. Bir şoför ve bir teğmen gitti. Teğmeni bırakmadılar. Bu tartışma hemen hemen bir saat sürdü. O zaman Muhafız Alayı alarm verdi. Her taraf ayakta, kaynıyor.
Beklemenin neticesinde cevap verilmeyince dış kapıdan girmeye başladılar. Bir arabanın üzerinde yaklaşık 15 tane Harbiye talebesi vardı. Ellerinde sehpalı makineli tüfeklerle geldiler. Bir üsteğmen köşkün içine girmek isteyince telefona sarıldım. 'Et namussuz et, hep sizin başınızın altından çıkmadı mı?' dedi, dipçiği salladı ama vurmadı. Kapıdan içeri girdi.
İçeride Bayar'a, her yerin zaptedildiğini söylediler. O da 'Ben millet iradesiyle geldim, millet iradesiyle giderim' diyor. Koluna girdiler, indirdiler aşağıya. Cipe bindirdiler, aldılar götürdüler."
Bayar'ın götürülmesinin ardından bir süre daha Köşk'te beklediklerini ifade eden Çelebi, daha sonra gelen bir araçla Köşk'te görevli polislerin de gözaltına alındığını aktardı.
Harbiye'ye götürüldüklerini ve orada bir banyoya sokulduklarını dile getiren Çelebi, şöyle devam etti:
"İçeride sivil asker polis ne buldularsa doldurmuşlar. Harbiye'nin bahçesi de dolu. Öğleye doğru acıkınca yemek getirdiler. Adamlar hazırlanmış, bir haftadan beri hazırlık yapmışlar. Bizim haberimiz yok. Herkes uyuyor, hiç dedikodu da olmadı. Kazanlarla yemek pişirmiş, hazırlanmış herifler. Bir süre sonra 'Silah başına silah başına' seslerini duyduk. İşte şimdi katliam oluyor dedim."
Bir süre sonra serbest bırakıldığını ve Emniyet Genel Müdürlüğü binasında askeri hakimlerden oluşan mahkemede yargılandığını anlatan Çelebi, Köşk kadrosunun da orada yargılandığını ve suçlu bulunarak Yassıada’ya gönderildiğini söyledi.
Başbakan Menderes'in yakın korumalığını da yaptığını vurgulayan Çelebi, "Halk, Menderes'in yakasına yapıştı. O anda hemen dibindeydim Menderes'in. Özgürlük istediler, 'Bundan ala özgürlük mü olur' dedi yakasını tutanlara." diye konuştu.
Rahmetli Adnan Menderes ve Celal Bayar'ın çok iyi insanlar olduğunu ifade eden Çelebi, darbelerin hiçbir dönemde meşru olmadığını, kabul edilemeyeceğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz