28 ŞUBAT ENKAZ BIRAKTI:
28 Şubat olayı demokrasi tarihimize kara bir leke olarak yazılmış, bir demokrasi faciası olarak, postmodern bir müdahale olarak zihinlere kazınmıştır. 28 Şubat müdahalesi, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül askeri müdahalelerinin devamı niteliğinde, aynı zihniyetin, görüşün ve ideolojinin eseridir. 28 Şubat’ta da millet iradesi, milletin kendisi hedef alındı. Seçimle gelmiş, anayasa ve yasalar çerçevesinde görev üslenmiş bir hükümet kışkırtmalar, kirli senaryolar, bazı medya ve sivil toplum örgütlerinin de içinde yer aldığı tertipler marifetiyle görevden uzaklaştırılmış, siyaset dizayn edilmek, vesayet altına alınmak istenmişti. 28 Şubat’ın arkasında çok büyük bir enkaz bıraktığını özellikle hatırlatmak isterim. En başta demokrasi ve Türkiye ekonomisi bu müdahaleden ağır bir yara almıştır.
CADI AVI VARDI:
Yüzlerce insan inançlarından, görüşlerinden, görünüşlerinden dolayı bu süreçte mağdur edilmiştir. Bürokraside cadı avı başlatılmış, hukuksuz işten atmalar, uzaklaştırmalar, sürgünler yaşanmış, fişlemeler, fişlenmeler gerçekleşmiş. Televizyon ekranlarından ve gazete sayfalarından inançlı kesimlerin hissiyatları ağrı bir saldırıya maruz kalmıştır. Hükümet ağır bir kuşatma altına alınırken, yerel yönetimler de farklı baskılar altına alınmış, belediyelerin hizmet üretmesinin, çözüm üretmesinin önüne geçilmiştir. 28 Şubat’ta sadece siyaseti değil, toplumu da dizayn etmek gibi gerçekten fecaat arz eden bir niyet sergilenmiş, ilkokullardan üniversitelere, Kur’an kurslarından camilere kadar her alanda milletin hissiyatıyla uyuşmayan düzenlemeler yapılmıştır.
Üniversite kapılarında milletin evlatları rencide edilmiştir, nice kız öğrenci inançlarından dolayı, kılık kıyafetinden dolayı eğitimden soğutulmuş, kılıf kıyafetlerinden dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır.
ELHAMDÜLİLLAH YOLUNA GİRDİ:
Bu iş elhamdülillah şu anda yoluna girdi, rayına oturdu. 28 Şubat bu ülkede ağır bedeller ödetmiş, ağır faturalar yükleşmiş, Türkiye’nin kalkınma ivmesini yavaşlatmış, iyice düşürmüş, Türkiye’nin ilerleme hamlesine ağır bir darbe vurmuştur. Biz, 28 Şubat’ın mağduru olarak bugün gururla ayaktayız, buradayız. Sizler, 28 Şubat mağdurları olarak bugün büyük bir gururla ayaktasınız, buradasınız. TBMM, 28 Şubat’ın bir mağduru olarak bugün burada ve millet iradesini gururla, onurla temsil ediyor. 28 Şubat’ta hakkı yenen, mağdur edilen, rencide edilen nice kardeşimiz artık haklarına kavuştu, haklarına kavuşuyor, üniversite kapısından döndürülen, ikna odalarında işkenceye maruz bırakılan, eğitim hakları ellerinden alınan kız kardeşlerimize bugün geçte olsa artık itibarları iade ediliyor.
BİN YIL GEÇSE AFFETMEYECEK:
Şahsi hırsları, çıkarları için millet iradesini çiğneyenleri ne toplum, ne de tarihi affetmeyecektir. Şundan emin olun, tarih 28 Şubat’ın mimarlarını olduğu kadar taşeronlarını, taşeron sivil toplum kuruluşu yöneticilerini, taşeron medya kuruluşlarını ve yazarlarını da üzerinden bin yıl bile geçse affetmeyecek, alınlarındaki o kara lekeyi silemeyecektir.
YÜZLEŞME DEVAM EDECEK:
Bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat’ın mimarları da 15 yıl içerisinde unutulmuş, tarihten silinmiştir, millet onları da elinin tersiyle bir kenara itmiştir. 12 Eylül’den de hesap sorulmaya başlandı. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu millet 28 Şubat ile de yüzleşiyor ve yüzleşmeye devam edecek. 28 Şubat’ın bu ülkeye, millete, demokrasi ve ekonomiye ödettiği bedelin hesabı soruluyor ve sorulmaya devam ediyor.
VESAYETİ KABUL ETMEYİZ:
Millet iradesi, Ak Parti döneminde güç kazanmıştır. Her türlü vesayetçi sistemin üzerine kararlılıkla gidilmiş, millet iradesine kasteden çetelere karşı cesaretle mücadele verilmiştir. Vesayetçi sistem, vesayetçi siyaset anlayışının millet iradesine musallat olmasına hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz, izin vermeyeceğiz.
Demokrasi dışı kurumların yasama, yürütme ve yargıya hükmetmesini de demokratik erklerin sınırlarını aşmasını da aynı şekilde kabul etmeyiz. Milleti gayri mümeyyiz görüp, milletin vesayetini, velayete muhtaç görüp kendi şahsi hırs ve çıkarlarını öne çıkaranlar, bugün artık karşılarında milleti buluyor, milletin partisi Ak Parti’yi buluyorlar.
KILIÇDAROĞLU’NDAN MEMNUNUZ:
Millet dizi seyretmeyi bıraktı, sabah akşam keyifle seni seyrediyor. Böyle bir kongre olur mu? Entrika, ayak oyunu, yalan, iftira, komedi, kumpas, komplo, aksiyon. Ne ararsanız var. CHP’den çekinmek için hiçbir şeye gerek yok. Günde 10 vakit çark eden, ayak üstü 10 yalan söyleyen, iftira atan, yalan söyleyen, hakareti politika zanneden CHP, millet nezdinde tüm itibarını tüketen genel başkandan biz ziyadesiyle memnunuz. Biz Sayın Kılıçdaroğlu’ndan ziyadesiyle memnunuz, CHP’nin bu halinden fazlasıyla memnunuz.
CHP’YE YÜKLENDİ:
28 Şubat’ta, 27 Nisan’da, Ergenekon’la mücadelede hatırlamadıkları demokrasiyi bunlar kurultay kürsülerinde hatırlar. Kurultay da demiyorum, kurultaylarında demokrasi olmadığını gördük. Sadece kurultay kürsüsünde demokrasiyi telaffuz eder bunlar.Demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat’ta neredeydiniz? Demokrasiye bu kadar tutkundunuz da 27 Mayıs’ta neden sesiniz, soluğunuz çıkmadı.
TÜRK SOLU SABAHA KADAR İÇER:
CHP Genel Başkanı geçen hafta itiraf etti. 40 milletvekili Meclis’teki oylamaya katılmayınca, ‘bu kadar sık meyhaneye gitmeyin, gidecekseniz de bari hepiniz aynı meyhaneye gitmeyin’ dedi. Yazar merhum Oğuz Atay’ın güzel bir sözü var, çok enteresan. Medya bunu herhalde yazar. ‘Türk solu geç kalkar çünkü bir gece önce sabaha kadar içmiştir’. Bak ben söylemiyorum. Bunlar onun için geç uyanır. 28 Şubat konusunda, 27 Nisan bildirisi konusunda geç uyandılar, iş işten geçtikten sonra ayıldılar. İnşallah mahmurlukları geçtikten sonra Ergenekon konusunda da uyanacaklar. CHP’nin başında böyle bir genel başkan olduğu müddetçe evvel Allah AK Parti gücüne güç katmaya devam edecek.
Başbakan Erdoğan’ı Meclis’e girerken kalabalık bir milletvekili ve bakan grubu karşıladı. Grup salonundaki konuşması sırasında da konuk locaları dolmuştu.