28 Şubat dönemine ilişkin, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan 103 sanığın yargılandığı davanın 80. duruşması sona erdi.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngır, 28 Şubat Davası'nda yarın ifade vermesi beklenen eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın Almanya'da olduğu için duruşmaya katılmayacağını bildirdi.
Duruşmada, YAŞ kararıyla 1997'de TSK'dan ilişiği kesilen ve kendisine dava konusu belgeler gönderilen Tamer Tatar, tanık olarak dinlendi.
Genelkurmay Askeri Savcılığı'na 2 yıl önce verdiği ifadede dokümanların ve CD'lerin kendisine Ankara'dan kargoyla gönderildiği belirten Tatar, "Belgelerin bana komplo olabileceğini düşünerek göndericinin adını taratmıştım. Ahmet Yılmaz adına Yenimahalle'den iş yerime yollanmıştı. Zarfı açtığımda içinde belgeler vardı, 'gizli' ibareli olduğu için ben de Beşiktaş Adliyesi'ne götürerek adli makamlara teslim ettim. İçeriği hakkında bilgi sahibi değilim" diye konuştu.
Kendisine ikinci kez kargoyla belge geldiğini, fakat kimin gönderdiğini hatırlamadığını öne süren Tatar, "TSK'dan ilişkim kesildikten sonra neden ihraç edildiğim belirtilmedi, sonra disiplinsizlikten atıldığım söylendi. Eşim askeri doktordu, çok sıkıntı yaşadık, mobbing uygulandı" dedi.
Sanık avukatlarının, çocuklarının isminin Fetullah Gülen'in koyup koymadığını sorması üzerine Tatar, "Bu söylentileri ben de duydum ama Fetullah Gülen'in çocuklarımın ismini koyduğunu dair söylentiler doğru değil" yanıtını verdi.
Sanıklardan Mustafa Özbey, "Tamer Tatar, Fetullah Gülen cemaati adına Afrika'ya gidip 100'den fazla göz ameliyatı yapmıştır. Tamer Tatar söyleyecekleri şeylerle sizleri veya bizi kandıracağını düşünüyorsa büyük bir gaflet içindedir. Sizden ricam bu şahsı burada değil Fetullah'la ilgili bir davada değerlendirirseniz sevinirim" değerlendirmesinde bulundu.
- Talepler
Bazı sanık avukatları, müvekkillerinin yurtdışına çıkış yasaklarının bulunduğunu ve bu yasağın kaldırılmasını talep etti.
Sanıklardan Çetin Doğan, Batı Çalışma Grubu (BÇG) Başkanı olarak dava konusu gerçek evraklara bakıldığında grubun kuruluş amacında "irticaya ve siyasi faaliyetlerine geçit vermemek için yurtiçindeki faaliyetleri hakkında ilgililere ve yetkililere yasal zeminde bilgi vermek" olduğunu, eylem planının da 'düzmece' olduğunu öne sürdü.
Doğan, kızı ve oğlunun yurtdışında olduğunu, torunlarını göremediğini belirterek, hakkındaki yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.
Müşteki avukatlarından Emrullah Beytar da "Sanıklar, BÇG'nın yasal bir yapı olduğunu dile getiriyorlar ancak Güven Erkaya, 'Sadece MİT'in vereceği bilgilere güvenemezdik. MİT'e güvenemiyorduk' demişti. BÇG anlatıldığı gibi masum bir çalışma grubu değildir" diye konuştu.
Cumhuriyet savcısı, yurtdışı yasağı kaldırılması konusunda kararın mahkemede olduğunu belirterek, dosyada karar verecek kadar delile ulaşıldığını ve mahkemenin de yeterli kanaatte olması halinde esasa ilişkin görüşünü açıklayabileceğini söyledi.
Duruşmaya yarım saat ara verildi. Mahkeme Başkanı Şıngır, verilen aranın ardından ara kararı açıkladı.
Şıngır, eski başbakanlar Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz'ın gelecek duruşmaya katılması hususunda çağrı kağıdı çıkartılmasına, Çiller ve Yılmaz'ın duruşmaya katılmamaları durumunda ise haklarında zorla getirilme kararı verilebileceğine dair ihtarda bulunulmasına karar verdi.
Ayrıca Mahkeme, Milletvekili Hüseyin Kocabıyık'a da yeniden çağrı kağıdı gönderilmesini karara bağladı.
Mahkeme, sanıklardan Oğuz Kalelioğlu, Çetin Doğan ile Şevket Turan hakkında uygulanan yurtdışı yasağının 20 bin lira kefalet karşılığında kaldırılmasına hükmetti.
Müştekiler, Şükran Topçu, Nurten Dedeoğulları, Tuğba Aksoy, Yıldız Doğan, Hüseyin Ergün ve Hamide Söyler'in de davaya müdahillik taleplerinin kabulüne karar veren Mahkeme, müştekiler Vakkas Doğan ile Kanber Kan'ın müdahillik taleplerinin reddini karara bağlayarak duruşmayı erteledi.
(AA)