Hepatit B ve Hepatit C hastalıkları dünya genelinde en sık rastlanan ve adının en çok bildiği türler olarak gösterilir. Ancak hepatit ne yazık yalnızca iki türden oluşan masum bir hastalık değildir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü başkanlığında hastalık hakkında kapsamlı bilgiler verilmeye başlandı. Çünkü hepatit türlerinin hepsi sessiz bir şekilde ilerlerken; siroz ve karaciğer kanserine neden olabiliyor.
Vatandaşların pek önemsemediği bu hastalıkla ilgili “Hepatit hastalığı nedir? Hepatit türleri nelerdir? Hepatit nasıl bulaşır?” ve “Hepatit aşısı nedir, ne zaman yapılmalıdır” sorularına cevap bulmak için kapsamlı bir yazı hazırladık.
Hepatit en basit tanımıyla karaciğerin iltihaplanmasıdır. Hepatit A,B,C,D,E olmak üzere 5 türden oluşur. Hepatit A ve E kronikleşmesi de zaman içerisinde ciddi problemlere yol açabilir. Ancak Hepatit B,C ve D zamanla kronikleşerek ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Hepatit A: Hepatit A ağız yoluyla bulaşan virüs genellikle çocuklarda görülür. Enfekte olan kişinin dışkının bulaşmasıyla tüketilen ürünler Hepatit A virüsüne davetiye çıkartır. Bu hepatit türü büyük bir çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde hijyen koşullarının elverişsiz olması nedeniyle görülür. Nadir görülme ihtimali olsa da Hepatit A çiğ tüketilen kabuklu deniz ürünlerinde de bulaşabilir. Üretilen destek tedavileri ve ilaçlar ile hastalığın tedavisi tamamlanır.
Hepatit E: Karaciğer hücresinin hasarına neden olan bu virüs genellikle ağız yoluyla bulaşır. Dışkının bulaştığı yiyecek, içecek ve kirli ellerle temas edilmesi Hepatit E virüsüne neden olur. Genellikle kirli sularda yayıldığı söylenilen Hepatit E virüsü su kanalizasyon şartlarının hijyen koşullarına uygun olmadığı yerlerde salgına dönüşebilir. Hepatit E virüsünün az pişen ya da çiğ hayvansal gıdalar (domuz, yaban domuzu, geyik) veya deniz ürünlerinde de bulaşabilir. Hepatit E virüsünün nadir de olsa kan yoluyla bulaştığı da görülür. Hepatit E belirtileri arasında ise; ateş, halsizlik, iştah kaybı, bulantı kusma, ishal, karın ağrısı, koyu renkli idrar, kilo kaybı, deri ve gözlerde sarılık yer alır.
Hepatit D: Bu virüs türünün vücutta etkinlik gösterebilmesi için Hepatit B ile destek içerisinde olması gerekir. Hepatit D perkütan (deri içi yoluyla), cinsel ve kan yoluyla bulaşabilir. Destekleyici nitelikte olan Hepatit B virüsüne karşı geliştirilen aşı bu virüs üzerinde de etkili olur. Ancak enfekte gebelerin, partnerleri enfekte olan kişilerin, damar yoluyla ilaç kullananların, hemodiyaliz hastalığı olanların ve kronik Hepatit B problemi yaşayanların daha yüksek risk grubunda olduklarını unutmamaları gerekir.
Karaciğer iltihaplanmasına en sık ve şiddetli bir şekilde görülen halidir. Hepatit B kan, cinsel ilişki ve vücut sıvılarının etkileşimi sonucunda bulaşır. Aynı zamanda enfekte olan bir annenin doğum yoluyla bebeğine geçirme ihtimali de oldukça yüksektir. Hepatit B’nin bulaşma yollarında kan önemli bir yer işgal ediyor. Bu neden aynı enfeksiyonun kullanılmaması, manikür ve pedikür aletlerinin dezenfekte edilmesi ile dövme salonlarına büyük görevler düşüyor.
Hepatit B akut ve kronik olmak üzere iki çeşitten oluşuyor. Hepatit B türüne bağlı olarak da hastalığın seyri ve belirtileri değişkenlik gösteriyor.
Akut Hepatit B: Belirtilerin görülmesinden öncesinde hastalığın kuluçka süresi 6 hafta ile 6 ay arasında görülebilir. Bazen hastalar hiçbir belirti göstermeden de taşıyıcı olabilirler. Genel hatlarıyla Akut Hepatit B belirtileri; göz ve ciltte sarılık, iştahsızlık, halsizlik, ateş, eklem ağrısı, bulantı, kusma ve şiddetli karın ağrısı sayılabilir. Akut Hepatit B kan testi sonucunda tespit edilir ve destekleyici tedavi ile süreç tamamlanır.
Kronik Hepatit B: Enfekte olan kişiye Akut Hepatit B teşhisinin konulmasından 6 ay süre geçmesi ve belirtilerin devam etmesi durumunda kronikleşmeden söz edilir. Bu durumda kişilerin düzenli olarak sağlık kontrollerini yaptırması ve destek tedavisini aksatmadan devam etmesi gerekir.
Hepatit B aşısının yapılan incelemeler sonucunda %90 korucu olduğu kesinleşmiştir. Özelliklerde bebeklikte 3 şeklinde yapılan Hepatit B aşısı sonraki süreçte enfekte olma riskini iyice düşürür. Bu nedenle bebeklerde ilk doz için doğumdan sonraki 3 gün içinde olmak şartıyla 24 saatte yapılır. Hepatit B aşısının ikinci dozu 1. ayın; üçüncü dozu ise 6. ayın sonunda yapılır.
Hepatit C kan yoluyla bulaşan bir karaciğer hastalığıdır. Hepatit C enfeksiyonları genellikle kontrolü sağlanmamış kan ve kan ürünlerinde bulaşır. Hepatit C virüsünün cinsel yolla bulaşma ihtimali düşük olsa da; cinsel birliktelik sırasında yaşanılan kanama veya travmalar hastalığa davetiye çıkartabilir. Hepatit C virüsü taşıyıcısı olan annelerin bebeklerine hastalığı geçirme yüzdesi düşük olsa da kesinlikle risk yoktur denilemez.
Hepatit C hasatlığı akut ve kronik kronik olmak üzere iki çeşitten oluşuyor. Hepatit C türüne bağlı olarak da hastalığın seyri ve belirtileri değişkenlik gösteriyor.
Akut Hepatit C: Belirtilerin başlangıcından önce hastalığın kuluçka süresi 6 hafta ile 6 ay arasında sürebilir. Çoğu hasta hiçbir belirti göstermeden de taşıyıcı olarak hayatına devam edebilir. Genel itibariyle Akut Hepatit C belirtileri arasında; gribe benzer semptomlar, sürekli yorgunluk hissi, iştahsızlık, karın ağrısı, koyu renkli idrar, bulantı ve kusma ile nadiren sarılık yer alır.
Kronik Hepatit C: Hasta olan kişiye Akut Hepatit C teşhisinin konulmasından 6 ay süre geçmesi ve belirtilerin devam etmesi durumunda kronikleşme durumu ortaya çıkar. İlk aşamada Kronik Hepatit C kendisini yorgunluk ve bilişsel problemlerle gösterir. Kişilerin virüs karaciğer sirozuna ya da karaciğer yetmezliğine dönüşebilir
Hepatit C virüsü için geliştirilen herhangi bir aşının olmamasına rağmen Hepatit A ve B aşılarının koruyuculuğu yeterlidir. İlk adımda Hepatit C virüsü için antiviral ilaçlar önerilir. Kişilerin düzenli doktor takibinde olmaları, alkol tüketimine dikkat etmeleri ve başka bir ilaç kullanma mecburiyetinde doktora danışmaları gereklidir.