29 Ekim şiirleri, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle günün en çok araştırılan konu başlıkları arasında yer alıyor. Cumhuriyetin 100. yılı Türkiye'nin dört bir yanında coşkuyla kutlanıyor. Biz de 2, 4, 6 kıtalı 29 Ekim şiirlerini sizler için derledik. Atatürk'ü anlatan, cumhuriyetin 100. yılına özel, 2, 4, 6 kıtalı 29 Ekim şiirlerine haberimizden ulaşabilirsiniz...
CUMHURİYET
Al yıldızlı аl bаyrаklаr,
Hеr yanda dalgalanıyor.
Süslеndi evler, sokaklar
Rеnk renk ışıklar yanıyоr.
Yirmi üç yıl önce bugün.
Cumhuriyet kurdu millet,
Bizе büyük Atatürk'ün,
Armağanı Cumhuriyet.
En birinci vazifemiz,
Onun yolunda yürümek.
Canımız gibi koruruz,
Cumhuriyet Türklük demek.
Sevinçle, sağlıkla geçsin.
Sаbаhımız, аkşаmımız.
Kutlu оlsun hepimize,
Cumhuriyet Bаyrаmımız.
Vasfi Mahir KOCATÜRK
CUMHURİYET BAYRAMI
Gündüz herkes neşeli,
Şenlik olur akşamı.
Bayramların güzeli,
Cumhuriyet Bayramı.
Her bayramla bir tutmam,
Bu bayram, büyük bayram.
Yurtta üç gece, üç gün,
Eğlence var, şenlik var.
Işıklar yanar bütün
Dalgalanır bayraklar.
Her bayramla bir tutmam,
Bu bayram, büyük bayram
Necdet Rüştü EFE
CUMHURİYET
Yirmi Dokuz Ekimde,
Cumhuriyet kuruldu
Ulus özgür sesini,
Tüm dünyaya duyurdu.
Cumhuriyet bizlere
Armağandır Ata’dan
Egemenlik sesleri
Yükseldi Ankara’dan.
Al bayrağım göklerde,
Övünçle dalgalanır.
Cumhuriyet Bayramı,
Hep kıvançla kutlanır.
Hülya ÖNEL
AKDENİZ’E DOĞRU
EğiImez başımıza taç yaptık hürriyeti,
ZaferIe kaIbimize yazdık Cumhuriyeti…
Sakarya’dan su içtik o çeIik süngüIerIe,
YuvaIarı dağıImış bir avuç yıImaz erIe.
“Hedef Akdeniz, asker!” diyen parmağa koştuk…
Zafer bahçeIerinden güI koparmağa koştuk…
Yol gösterdi göklerden bize binlerce yıldız,
Kıpkızıl ufuklardan taştı al bayrağımız.
Koştuk aslanlar gibi kükreyip dağdan dağa
Canavarlar dişinden vatanı kurtarmağa.
Sakarya’dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…
Ömer Bedrettin UŞAKLI
CUMHURİYET
Kahraman Atatürk’ten
Armağansın sen bize.
Yıldönümün çoğalsın
Katılsın sevgimize.
Bir çelenk ol da seni
Başımızda göreyim.
Yaşasın cumhuriyet
Diye çarpsın yüreğim.
Korumaya ant içtim
Seni, nabzım vurdukça.
Başımızın tacısın,
Var ol, dünya durdukça.
(İSMAİL HAKKI SUNAT)
Mustafa Kemal Paşa, daha Erzurum Kongresi sırasında, zaferden sonra hükümet şeklinin cumhuriyet olacağını söylemişti. 23 Nisan 1920'den beri Türkiye'yi idare eden Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, millî egemenlik esasına dayanıyordu. Bu, adı konulmamış bir cumhuriyet yönetimiydi. 20 Ocak 1921 tarihli anayasada "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir." deniliyordu. Bu, yeni rejimin ilân edilmemiş bir cumhuriyet olduğunu gösteriyordu.
Cumhuriyetin ilânının önündeki en büyük engel saltanattı. 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla bu engel aşıldı.
Millî Mücadele'nin zaferle sonuçlanmasında tarihî bir görev yapan birinci dönem TBMM üyeleri, yeni seçim kararı alarak dağıldı (l Nisan 1923). Yeni seçimlerin yapılmasından sonra TBMM ikinci dönem çalışmalarına başladı. Yeni kurulan meclis, Lozan Barış Antlaşması'nı onayladı. Böylece millî bağımsızlık tam olarak gerçekleşmiş oldu.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı sırada yeni Türk devletinin adı henüz konulmamıştı. Hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adını taşıyor, meclis başkanı hükümet başkanlığı da yapıyordu. Bu sistem içinde devlet başkanlığı boş görünüyordu. Şimdi, yürürlükte olan siyasî rejime uygun devlet şeklini bulmak zorunlu hâle gelmişti. Millî Mücadele Dönemi'ndeki, olağanüstü şartların bir ürünü olan meclis hükümeti sistemi de artık işlemez olmuştu. Bu sistemde, Bakanlar Kurulunun her üyesi için ayrı ayrı oylama yapılırdı. Bu durum ise hükümet kurulmasını zorlaştırıyordu.
25 Ekim 1923'te hükümetin istifasıyla bir bunalım ortaya çıktı. Bu olay Mustafa Kemal Paşaya, cumhuriyeti ilân etmek için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine, Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşlarına "Yarın cumhuriyeti ilân edeceğiz." diyerek fikrini açıkladı. O gece İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra cumhuriyetin ilânı kabul edildi. "Yaşasın cumhuriyet!" sesleri arasında alkışlarla cumhuriyet ilân edildi (29 Ekim 1923).
Bundan sonra cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal, yaptığı konuşmasını "Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır." sözü ile bitirdi. Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi. Devlet başkanlığı konusu çözüme kavuştu. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Buna göre; cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, meclis hükümeti sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu. İlk hükümeti kurmakla İsmet Paşa görevlendirilmişti. Böylece Türk Milleti'nin tarihinde yeni bir devir açılıyordu.
Türk milletinin yapısına en uygun idare şekli olan cumhuriyet rejimine sahip çıkmak ve onu yaşatmak, hepimizin başlıca vatandaşlık görevidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimi ilan etti. 1925'te çıkarılan kanun ile 29 Ekim, milli bayram olarak kutlanmaya başlandı. Cumhuriyet yönetimi ile kişilere birçok hak tanındı.