ANKARA (İHA) - Dünyada her yıl hava kirliliğinden 3 milyon insan hayatını kaybederken bu değer dünyadaki toplam ölümün (ortalama 55 milyon) yüzde 5'ni oluşturuyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Öztürk'ün, 'Partikül Madde Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkisi' araştırması kirli havanın insan sağlığı üzerindeki korkunç etkisini gözler önüne seriyor. Araştırmasında dünyada hava kalitesi politikasındaki temel yaklaşımın insan sağlığını ve çevreyi korumak olduğu belirtilen Prof. Dr. Öztürk, dünyada her yıl hava kirliliğinden 3 milyon insanın hayatını kaybettiğini, bu değerin dünyadaki toplam ölümlerin (ortalama 55 milyon) yüzde 5'ni oluşturduğunu bildirdi.
Öztürk, "ABD'de yılda 60 bin kişi partikül kirliliğinden ölmekte. Yeni Zelanda'da hava kirliliğinden yılda 900 kişi ölüyor. Hava kirliliğinden ölümlerin yüzde 90'ını gelişmekte olan ülkelerde görülmekte" dedi.
Araştırmasında, yetişkin bir insanın günde ortalama 13 bin-16 bin litre veya ömrü boyunca 400-450 milyon litre hava soluduğunu belirten Öztürk, 70 kilogram ağırlığındaki bir kişinin günde ortalama 20 metreküp hava solurken, çocukların ağırlığı başına yetişkinlere göre yüzde 50 daha fazla hava soluduklarına dikkat çekti.
Çocukların solunum sistemleri gelişmekte olduğundan dolayı, vücutlarının çevresel şartlara karşı çok daha hassas olduğunu belirten Öztürk, temiz veya kirli havanın insan sağlığı için oldukça önemli olduğunu kaydetti.
EN YÜKSEK SINIR TÜRKİYE'DE
'Partikül Madde Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkisi' araştırmasında ayrıca, partikül madde ile ilgili sınır değerler incelendiği zaman standart değerleri en yüksek olan ülkenin Türkiye olduğu belirtilerek, Türkiye için belirlenen 24 saatlik partikül madde sınır değerinin, ABD'nin belirlediği sınır değerin 2 katı, Japonya'nın 3 katı, Avustralya ve AB değerinin 6 katı, Kanada'nın 2.5 katı ve Dünya Sağlık Teşkilatı'nın 6 katının üzerinde olduğu kaydediliyor.
Türkiye'nin yıllık sınır değerleri diğer ülkelerin sınır değerleri ile mukayese edildiğinde de ABD'nin belirlediği sınır değerinin 3 katı, AB değerinin 3.75 katı, Kanada'nın 2.14 katı ve Dünya Sağlık Teşkilatı'nın belirlediği sınırın 7.5 katının üzerinde olduğu ifade ediliyor.
Havadaki partikül, katı ve sıvı damlaların karışımından oluşuyor. Bazı partiküller direkt olarak bacadan atılırken, bazıları ise atmosferde kendiliğinden oluşuyor. Sağlık açısından boyutu 10 mikrondan küçük olan partiküllerin önemli olduğu belirtilirken, bu küçük partiküllerin akciğere kadar ulaşabildiği ve bunların sağlık açısından büyük problem oluşturduğuna işaret ediliyor.
Partikül madde emisyonu, önemli ölçüde kış aylarında ısınmada kullanılan kalorisi düşük kükürt, uçucu madde ve kül oranı yüksek kalitesiz katı yakıtların yanması sonucu meydana geliyor. Kükürt oranı yüksek sıvı yakıtlar ile teneke sobalar ve uçucusu yüksek kömür kullanan alttan tutuşturmalı ve üstten beslemeli sobalar ve kazanlar ciddi miktarda partikül emisyonuna neden oluyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Öztürk'ün, 'Partikül Madde Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkisi' araştırmasına göre, hava kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri şöyle:
"Akciğer kanser vakalarında artış, kronik astım krizi sıklığında artış, göğüs daralması sıklığında artış, öksürük/balgam sıklığında artış üst solunum sistemi akut bozukluğunda artış, göz, burun ve boğaz tahribatında artış, soluk alma kapasitesinde düşüş, ölümlerde artış, iş veriminde ve üretimde düşüş, sağlık tedavi masrafında artış."