HABER

"3 milyon morbit obezin 1,8 milyonu çocuk yaşta"

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk: - "82 milyon nüfusta 3 milyon morbit obez varsa, 3 milyon morbit obezin de 1,8 milyonu çocuk yaşında, yani 18 yaş altında ise bir sıkıntı var demektir. En büyük sıkıntı da bunun yüzde 8 artış sağlamasıdır. Bizler bu artışı yüzde 4'lere çekebilirsek ne mutlu bizlere" - Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu: - "Obezite sorunu tek bir nedene bağlı değil, birçok nedenden dolayı obezite Türkiye'de artıyor. Bunlardan bir tanesi beslenmedir. Burada annelere çok büyük görev düşüyor. Mutfaklarında yapabilecekleri ufak tefek değişiklerle ve ayrıntılara dikkat ederek, çok önemli yol alabilirler"

İSTANBUL (AA) - Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, "82 milyon nüfusta 3 milyon morbit obez varsa, 3 milyon morbit obezin de 1,8 milyonu çocuk yaşında yani 18 yaş altında ise bir sıkıntı var demektir. En büyük sıkıntı da bunun yüzde 8 artış sağlamasıdır. Bizler bu artışı yüzde 4'lere çekebilirsek, ne mutlu bizlere." dedi.

Erk, Türk Böbrek Vakfı'nca Kanyon AVM'de, "Şeker ve tuzu azalt, hayatını uzat" sloganıyla gerçekleşen ve "Çocuklarda Obezite" temasını ele alan programda, AA muhabirine yaptığı açıklamada, etkinlikte, Bilgi Üniversitesi Gastronomi Bölümü Başkanı Dr. Dilistan Shipman moderatörlüğünde, oyuncuların katılımıyla, çocukların sağlıklı atıştırmalıklar yapacağını söyledi.

Türk toplumunda, beslenmede en önemli etkenin anne olduğunu vurgulayan Erk, "Dolayısıyla burada iki hedef kitlemiz var. Birincisi beyinleri sünger gibi olup, her işi çok çabuk kavrayan 9-12 yaş arası çocuklar, ikincisi de annelerdir." diye konuştu.

Erk, annelere sağlıklı beslenme konusunda bilinç kazandırılması gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Annelere, neyin doğru neyin yanlış olduğunu, yanlış beslenme alışkanlıklarının neyle değiştirilebileceğini yani alternatiflerin nasıl ve ne olduğu konusunda bilgi verebilirsek ne mutlu bize. Hedef burada bir ortam oluşturmak ve çocuklara uzmanımız eşliğinde bir takım örneklerle onların çok daha iyi alternatiflere kolayca erişeceklerini göstermektir. Bana göre en önemli hedef anneler çünkü onlar kendi annelerinden öğrendikleri yanlışları devam ettiriyorlar ve bizim o yanlışları düzeltmekle işe başlamamız gerekiyor.

Yiyeceklerin raf ömrünü artırmak için aşırı tuz ve nişastalı ürünlerle desteklemeye ihtiyaç yok. Eskiden anneannelerimizin tel dolapları vardı ama şimdi artık derin dondurucular var ve her şeyi günlük halledebiliyoruz. Teknoloji gelişmişken teknolojiyi kullanıp, imkanları seferber etmemiz lazım aksi taktirde 82 milyon nüfusta 3 milyon morbit obez varsa, 3 milyon morbit obezin de 1,8 milyonu çocuk yaşında, yani 18 yaş altında ise bir sıkıntı var demektir. En büyük sıkıntı da bunun yüzde 8 artış sağlamasıdır. Bizler bu artışı yüzde 4'lere çekebilirsek, ne mutlu bizlere."

- "Türkiye'de obezite artıyor"

Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu da gerçekleştirilen etkinliğin önemine dikkati çekerek, "Obezite, ülkemiz için artık çok ciddi bir problem çünkü bu konuda Avrupa'da birinciyiz. Bu durumun neden böyle olduğunu irdelemek lazım. Obezite çok önemli bir sorun ve birçok hastalığa yol açıyor." şeklinde konuştu.

Annelerin mutfaklarında alacağı küçük önlem ve değişiklikler sayesinde obeziteyi önlemek için çok büyük adımların atılabileceğini ifade eden Evliyaoğlu, şöyle devam etti:

"Obezite sorunu tek bir nedene bağlı değil, birçok nedenden dolayı obezite Türkiye'de artıyor bunlardan bir tanesi beslenmedir. Burada annelere çok büyük görev düşüyor mutfaklarında yapabilecekleri ufak tefek değişiklerle ve ayrıntılara dikkat ederek, çok önemli yol alabilirler. Obeziteyi tek bir şeye bağlamak mümkün değildir. Hareket azlığı ve okullardaki yemekhanelerin ele alınması ve hatta sosyal sorumluluklar çerçevesinde devlet politikası şeklinde de ele alınması gerekiyor. Herkesin elinden geleni, ucundan biraz tutarak, yapması gerekiyor o yüzden buradaki etkinliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türk Pediatri Kurumunun da bu konuyla ilgili çalışmalarının olduğunu özellikle söylemek istiyorum. Web sitelerinde sağlıklı atıştırmalıklarla ilgili güzel çalışmaları var, anneler buralardan istifade edebilirler."

- "Şeker yerine hurma, keçi boynuzu unu ve pekmezini tercih ediyorum"

Çocuklarla mutfağa girip sağlıklı atıştırmalıklar yapan oyuncu Ayça Erturan ise sağlıklı beslenmeyi çok küçük yaşlarda öğrendiğini belirterek, "Şimdi bahçemde ekip-diktiklerimle doğal tohumlar elde ettim ve hatta bu yüzden Buğday Derneği'ne üye olup orada eğitimler aldığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum." dedi.

Erturan, çantasında sağlıklı yiyecekler taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:

"Dışarıdan bir şey yememeye çalışıyorum çünkü neyle yapıldığını, hangi yağların kullandığını ve nasıl hijyenik şartlarda hazırlandığını bilmediğim için yiyeceklerimi yanımda taşımaya gayret ediyorum. Çevremdeki arkadaşlarıma alternatif yiyeceklerin hazırlanması ve teşvik etmek için hazırladıklarımdan ikram ediyor ve öğretmeye çalışıyorum. Evimde beyaz un ve şeker kullanmıyorum. Şeker yerine hurma veya keçi boynuzu unu ve pekmezini tercih ediyorum. Böylece küçük devrimi kendi mutfağından başlattım, arkadaşlarıma da bu konuda örnek olmaya çalışıyorum."

Doğanın bozulmasından dolayı üzgün olduğunu dile getiren Erturan, "Keşke doğamız, kendi ürünlerimiz bozulmasaydı da anneannelerimiz ve ninelerimizden kalan adetleri devam ettirebilseydik. Hırslarımıza yenik düşmeseydik ve daha çok üreteceğiz diye doğal tohumlarımızı berbat etmeseydik. Annelere mesajım hazır gıdalardan uzak dursunlar. Evdeki alternatif-eğlenceli içerikler üreterek çocuklarına ikram etsinler." önerisinde bulundu.

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ev sahipliğinde ve Dr. Dilistan Shipman moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinliğe, oyuncu Ayça Erturan'ın yanı sıra Aslı Bekiroğlu ve Almila Ada da katıldı.

En Çok Aranan Haberler