Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakareci Volkan Bozkır, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’na (TTIP), ilişkin “Bu basit bir serbest ticaret anlaşmasının ötesinde gerçekten çok önemli bir vizyon projesi aynı zamanda. Amerika kıtası ile Avrupa kıtasını bir araya getiren bir işbirliği projesi ama bizi ilk planda etkileyecek bölümü serbest ticaret anlaşması özelliğine bakıldığında ABD ürünlerine şayet bu anlaşmanın bir parçası olmazsak Türk piyasalarının açılması anlamını taşıyor. Bu da milli gelirimizin 0,3’üne tekabül edecek bir zarar doğruyor” dedi.AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, 3. Ticaret Müşavirleri Konferansı’na katıldı. Ekonomi Bakanlığı Hikmet Esen Konferans Salonu’nda Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin de katılıyla gerçekleşen konferansta Bakan Bozkır, AB sürecine çok önem verildiğini belirterek, “Yeni hükümetimizle birlikte yeni bir AB stratejisini ortaya çıkardık. Burada 3 unsuru, yapıyı düşündük AB sürecinin geliştirilmesi için. Birincisi, siyasi reformlar, Türkiye’de siyasi reformlar olmasaydı, Türkiye bugünkü geldiği noktaya gelemezdi. Bugünkü ekonomik disipline ve eriştiği ekonomik güce de ulaşamazdı. Siyasi reformlar devam etmesi gereken bir kavramdır. Günün şartlarına göre revize edilmemidir ve daha iyileştirilmelidir. Daha ileriye götürülmelidir. Temel hak ve özgürlükler, insan hakları demokrasideki adımlar her zaman gözden geçirilmeli ve daha iyi düşünülmelidir. Bu AB stratejimizin de ilk temel ayağını siyasi reformlar üzerine oturttuk” diye konuştu.“TÜRKİYE’NİN BATIDAN BAKILDIĞINDA ZEDELENMİŞ İMAJINI OLGULARLA BİRLEŞTİRMEK YATIYOR”Reform İzleme Grubu’nun Reform Eylem Grubu haline getirildiğini anlatan Bozkır, şunları söyledi:“Burada Adalet, İçişleri, Dışişleri, AB Bakanlığı’nın olduğu bir yapı. İzlemeden eyleme geçtiğimizin de bir görüntüsünü vermek istedik. Aynı yapı bugün sadece izleyen değil, bütün reform yasalarını ortaya çıkaran, Meclisten geçmesini sağlayan, uygulamasına bakan, hayata geçiren yapı olarak birinci ayağı teşkil ediyor. İkinci husus AB müktesebatına uyum özetinde. Gerçekten en önemli unsurlarından bir tanesi. 2015-2019 Ulusal Eylem Planını hazırladık. Bütün kurumların kendisinin hazırladığı koordine edilmiş bir plan. Üçüncü unsur tabiatıyla iletişim. İletişimi yapmadığınız zaman yaptıklarınızın duyurulması imkanı olmuyor. AB İletişim Stratejisini üçüncü önemli unsur olarak yayımlattık. AB İletişim Stratejisi 2 amaçtan oluşuyor. Birincisi Türkiye’nin son birkaç yıldır, AB ve Batı camiasından veya dünyadan bakıldığındaki imajı zedelenmiş vaziyette. Bunda olgudan ziyade oluşturulmuş algıların rolü oldu. Bunu gidermek için iletişim stratejisinin çok önemli mekanizmalarla devreye girmesi zorunluluğunu hissettik. Türkiye’nin batıdan bakıldığında zedelenmiş imajını olgularla birleştirmek yatıyor. Bunun için belki klasik iletişim yöntemlerinden farklı yöntemler geliştirmemiz gerekiyor. Öncelikle çok sayıda grupla biraya gelmek önem arz ediyor. Konuşmak lazım, dinlemek lazım, sorulara cevap vermek lazım. Aile fotoğraflarında yer alan liderlerimiz, 2014 zirvesinden beri yer almamaya başladı. Bunun Türk kamuoyundaki izahatı çok kolay olmadı. Aile fotoğraflarında Türk liderlerinin yer aldığı bir tabloyla değişmesinin önemini vurguladık.”“İNŞALLAH 2 SENEYE KALMADAN BÜTÜN FASILLARI TÜRKİYE’DE AÇMIŞ VE KAPATMIŞ OLACAĞIZ”Türkiye için fasıl açmanın şuanda katılım konferanslarından ibaret olduğunu kaydeden Bozkır, “İnşallah 2 seneye kalmadan bütün fasılları Türkiye’de açmış ve kapatmış olacağız. Bütün amacımız da zaten bu noktaya erişmek. Bu fasılları kapattığımız anda Türkiye AB müktesebatının seviyesine erişmiş demektir. O noktaya gelmiş bir Türkiye ile AB doğru fotoğraflara bakarak, belki de bir karar vermek durumunda kalacaklar. Bu kararı verirken AB’nin ben Türkiye’nin üyeliğini reddetme lüksü olmadığını düşünüyorum. Böyle bir yanlış karar verirse tabiatıyla AB yanlış kararıyla yaşamak mecburiyetinde kalacaktır. O zamana kadar bizim Türkiye’nin imajını güçlendirmemiz, Türkiye ile ilgili yanlış algıları olgularla buluşturmamız Türkiye’deki demokraside olsun, siyasi reformlarda olsun bu süreci devam ettirmemiz ve Türkiye’deki AB’ye bakış açısındaki bazı yanlış görüntüleri düzeltmemiz lazım” ifadelerini kullandı.“TÜRKİYE BU ANLAŞMANIN BİR PARÇASI OLMAZSA BİZ PİYASALARIMIZI ABD ÜRÜNLERİNE ‘0 GÜMRÜKLE’ AÇMAYI MÜMKÜN GÖRMÜYORUZ”Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’na (TTIP) değinen Bozkır, "Bu basit bir serbest ticaret anlaşmasının ötesinde gerçekten çok önemli bir vizyon projesi aynı zamanda. Amerika kıtası ile Avrupa kıtasını bir araya getiren bir işbirliği projesi ama bizi ilk planda etkileyecek bölümü serbest ticaret anlaşması özelliğine bakıldığında ABD ürünlerine şayet bu anlaşmanın bir parçası olmazsak Türk piyasalarının açılması anlamını taşıyor. Bu da milli gelirimizin 0,3’üne tekabül edecek bir zarar doğruyor. Gümrük Birliği ilişkisinden memnunuz Türkiye’ye bir yarar sağlamıştır. Karşılıklı bir çıkardır. Bu AB’ye de yarar sağlamıştır. Ancak, böyle bir sonuç ortaya çıkarda Türkiye bu anlaşmanın bir parçası olmazsa biz piyasalarımızı ABD ürünlerine ‘0 gümrükle’ açmayı mümkün görmüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.Gümrük Birliği ülkelerinin anlaşmaya dahil edilmeleri gerektiğinin altını çizen Bozkır, "Bunu yapamazsanız ya ABD’nin bu anlaşma ile sağladığı imkanları biz ABD ile anlaşma imzalayana kadar dondurmak mecburiyetinde kalacağız yahut da Gümrük Birliği’ni bir müddet başka bir türlü anlayış içinde değerlendirmek mecburiyetinde kalacağız" dedi.Geri kabul anlaşması ve vize ilişkisinin çok önemli bir adım olduğunu hatırlatan Bozkır, vize kaldırılmasıyla ilgili yanlış algıların oluşturulduğunu anlattı. Bozkır, “Biz bu vizeyi kaldırsak Türkiye’den oraya gidecek insanlarımızın sayısı ancak turizm için olur, iş ilişkisi için olur, sanatçıysa sanat icrası için olur, öğrenci ise öğrenci programlarından olur. onun dışında Avrupa’da iş yok güç yok. Gidip ne yapacak. Biz bu ekonomik gelişmemizi sürdürdüğümüz takdirde insanlarımızı yollamak istemeyeceğiz” şeklinde konuştu.“TEK DURAK PROJESİYLE BÜTÜN BU İŞLEMLER, TEK DURAKTA YAPILACAK, BİRDEN FAZLA PERONDA DURMAK ZORUNDA KALMAYACAK”Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli ise ihracatın artırılması hedefinden uzaklaşmadan gümrük işlemlerinin hızlı ve güvenli yapılması gerektiğini anlatan Canikli, "Başta komşu ülkeler olmak üzere birçok malda aşırı fiyat farkının bulunması gümrük işlemlerinin güvenli yapılması gerektiğini gündeme getirmektedir. Bu fiyat farkları kaçak yollarla ürünlerin Türkiye’ye sokulması dürtüsünü inanılmaz şekilde güçlendiriyor" ifadelerini kullandı.Gümrük işlemlerinin hızlı yapılması konusunda 2002’den bu yana önemli mesafeler alındığını bildiren Canikli, 2002 yılında ortalama ihracat işleminin süresinin 10 saat iken bugün bu sürenin ortalama olarak 2 saat 47 dakikaya düştüğünü söyledi.Gümrük işlemlerini hızlandırmayı amaçlayan ‘Tek Durak Projesi’ni anlatan Canikli, "Mevcut durumda bir araç Türkiye’ye girerken 6 farklı işleme tabi tutulmaktadır. Tek Durak Projesiyle bütün bu işlemler, tek durakta yapılacak, birden fazla peronda durmak zorunda kalmayacak. Tüm işlemlerin hem tek durak hem de tek memur tarafından yapılmasını amaçlıyoruz. Pasaport kontrol işlemlerinin de gümrük memurları eliyle aynı noktada yapılması hususunda İçişleri Bakanlığıyla bazı görüşmelerimiz oldu. Eğer bu konuda mutabakat sağlayamazsak tek peronda iki memur olacak. Kapıkule ve Sarp gümrüğümüzde bu uygulamaya kısa zamanda başlayacağız alt yapı çalışmalarını büyük oranda tamamladık" diye konuştu.“HEDEFİMİZDE 2016’NIN SONUNA KADAR GÜMRÜK ARAÇ GİRİŞ ÇIKIŞLARI, EŞYA GİRİŞ ÇIKIŞLARI, KONTEYNER GİRİŞ ÇIKIŞLARININ TAMAMI, X-RAYDAN GEÇMİŞ OLACAK”Yeni x-ray cihazlarının tek durak peronlara yerleştirileceğini ifade eden Canikli, perondan önce her aracın x-ray’dan geçirileceğini ve bu noktadaki değerlendirme süresinin de 10 dakikadan 5 dakikaya indirmeye çalıştıklarını bildirdi.Canikli, şunları kaydetti:"İthalat ve ihracat işlemlerinde 80-90 x-ray cihazı ile Türkiye’deki tüm araç giriş çıkışlarının, ilave süre artışına neden olmadan bu sistemden geçirilme imkanı ortaya çıktı. Bunu kısa zamanda realize edeceğiz, şu anda bunu yüzde 100 yapabilen dünyada hiçbir ülke yok. Hedefimizde 2016’nın sonuna kadar gümrük araç giriş çıkışları, eşya giriş çıkışları, konteyner giriş çıkışlarının tamamı, x-raydan geçmiş olacak. ”Gümrük işlemlerinde hız ve güvenliğin aynı anda sağlanması gerektiğinin altını çizen Canikli, tüm araç ve eşyaların yüzde 100 olarak x-ray cihazından geçirilmesi projesini başlattıkları bilgisini verdi. Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün taşınacağına ve yeni binanın tamamladığına da anlatan Canikli, burada 21 x-ray cihazı ile tüm eşyaların taramasının yapılacağını bildirdi.Canikli, ithalatta kırmızı hatta alınma oranının 2013’te yüzde 19, 2014X’ün Ocak- Ağustos ayı döneminde yüzde 10’a düştüğünü ve azaldığını belirterek, ihracatta ise 2008’de yüzde 11 kırmızı hattan geçirme oranı ihracatın, 2009’da yüzde 10, 2010’da yüzde 10, 2011’de yüzde 9, 2012’de yüzde 8, 2013’te yüzde 7, 2014’te yüzde 6 olduğunu kaydetti. Canikli, “Demek ki kırmızı hatla alınırken seçme kriterlerimiz yükselmiş. Bu iyi bir şey” dedi."2014 yılında toplam 764 bin ürünü denetlemişiz" diyen Canikli ürün çeşidi olarak da 7 bin 640 farklı ürün, 7 bin 771 bir firma ve güvensizlik tespit edilen ürün sayısının 60 bin civarında olduğunu bildirdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz