3. Uluslararası Gastrointestinal Kanserler Konferansı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın, kanser tedavisinde etkinliği ispat edilmemiş şeyleri alternatif diye sunmanın hastanın tedavisini riske ettiğini, bunun da terörizmden farkı olmadığını söyledi. Bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Uluslararası Gastrointestinal Kanserler Konferansı, Serik ilçesine bağlı Belek beldesindeki bir otelde başladı. Yalçın, konferansla ilgili düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, son yıllarda gastrointestinal kanser konusunda önemli gelişmeler olduğunu dile getirdi. Türkiye'de en sık kalın bağırsak kanserleri görüldüğünü, bunu mide kanserinin izlediğini belirten Yalçın, son zamanlarda mide kanseri tedavisinde önemli gelişmeler yaşandığını, kemoterapi ajanlarının daha iyi gelişmesine ilave olarak hedefe yönelik ilaçlarla mide kanseri tedavisinde başarılı sonuçlar elde edildiğini anlattı. Mevcut tıp alanında etkili tedaviler varken, bazı insanların alternatif tıpa yöneldiğini dile getiren Yalçın, etkili standart tedaviler varken etkinliği ispat edilmemiş tedavilerin kullanılmasının doğru olmadığına dikkati çekti. Alternatif tıp alanında test edilmemiş, onaylanmamış ilaçların kullanılmasının hastanın hayatını tehdit ettiğini vurgulayan Yalçın, şöyle konuştu: "Bilime alternatif olmaz. Alternatif tedavi etme iddiası olan her türlü yöntem ve ajan, zaten bilimsel olarak denenir ve kullanılır. Denenmemiş yöntemlerle ortaya çıkmak hastalara zarar verebilir. Bunu onaylamak mümkün değildir. Etkinliği ispat edilmemiş şeyleri alternatif diye sunmak hastanın tedavisini riske etmek demektir. Bunun terörizmden farkı yoktur. Çünkü bir insana siz normal etkinliği ispatlanmış standart tedavisini vermeden, test edilmemiş ilaçlarla ya da yöntemlerle hayatını risk ediyorsanız, bunun terörizmden farkı yok." Alternatif tıp konusunda daha önce de belli bir kural bulunmadığını, birçok maddenin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınan ruhsatla besin maddesi takviyesi olarak ilaç gibi sunulduğunu ifade eden Yalçın, bu durumun hem insan hayatını tehdit ettiğini hem de ticari kayıplara yol açtığını bildirdi. Bu tür çalışmaların kontrol altına alınması konusunda Türkiye'de son dönemlerde önemli çalışmalar yapıldığını belirten Prof. Dr. Yalçın, "İddiası olan ilaç ve yöntemler hakkında önce bilimsel klinik bir çalışma yapılması gerekir. Bilimsel klinik bir testinin yapılmadan satışa sunulması yanlış bir uygulama. Tedavi ettiğine dair bir iddia varsa test yapılmasından da kaçınılmamalı" dedi. - Eşek sütünün kanser tedavisine iyi geldiği iddiası Kamuoyunda eşek sütünün kansere karşı koruyucu etkisi bulunduğu yönünde iddiaların hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Yalçın, bununla ilgili bilimsel bir araştırmanın henüz mevcut olmadığını ifade etti. Kamuoyunda bilim insanlarının alternatif tıptan haberdar değilmiş gibi bir algı var olduğunu dile getiren Yalçın, "En çok şeyi biz biliyoruz, bildiğimiz için de kullanmayın diyoruz" diye konuştu. Kanser olan insanların "Ne yemeliyiz, ne yememeliyiz" gibi panik yaşadıklarını, yaşam standartlarını değiştirdiklerini söyleyen Yalçın, tek bir maddenin kansere iyi geldiğini söylemenin mümkün olmayacağını savundu. Kanser olan tüm hastaların sağlıklı beslenmesi, her türlü besin maddesinden alması gerektiğine işaret eden Yalçın, "Tek bir maddeyi kansere karşı etkili diye sunmak, bu insanları yanıltmaktan başka birşey değildir. Bir maddenin bütün kanserleri çözebileceğine inanmak saflıktan da ötesi oluyor. Bunu önermek de bir terörizmdir" diye konuştu. Aşırı yağlı, tuzlu ya da tek tip beslenmenin kansere neden olduğunu, insanların her gruptan dengeli bir şekilde beslenmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, tek bir maddenin kansere iyi geldiğini söylemenin doğru olmayacağını bildirdi. Doğu bölgelerinde mide kanserinin fazla görüldüğüne işaret eden Yalçın, bunun da oradaki insanların kış şartları nedeniyle uzun süre evlerinde kalmalarından dolayı tek tip beslenmeleriyle ilgili olduğunu söyledi. - Sigaranın etkileri Birçok kanserin sigaraya bağlı olduğunu söyleyen Yalçın, Türkiye'de yılda 150 bin kanser vakası görüldüğünü, sigara içilmediği takdirde bu rakamın 100 bine düşeceğini ifade etti. Sigaranın mutlaka bırakılması gerektiğini vurgulayan Yalçın, "Sigara içmediğiniz zaman yüzde 30 kanser olmuyorsunuz. Bu kadar net" dedi. Sigaranın yanı sıra şişmanlığın ve obezitenin de ciddi tehdit oluşturduğuna işaret eden Yalçın, "Türkiye'de önceden sigarada birinciydik, şimdi ise obezite birinciliğe gidiyor. Şişmanlık ve obezite şampiyonuyuz" diye konuştu. Yalçın, obeziteden kaçınmak, vücudun ideal kilosu doğrultusunda her besinden ideal ölçülerde beslenmek gerektiğini kaydetti. - Sahte ilaçlar konusu Prof. Dr. Şuayib Yalçın, sahte kanser ilaçlarının piyasaya sunulduğu iddiası ile ilgili olarak ise sadece kanser ilaçlarında değil, tüm ilaçların kontrol altında tutulması gerektiğini belirtti. Türkiye'de tüm ilaçlarda merdiven altı üretimin ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Yalçın, bu konuda her türlü önlemin alınması gerektiğine dikkati çekti. Kanser hastalarının, yanlış ilaç kullanıp kullanmadıkları yönünde paniğe kapılmamalarını öneren Yalçın, şöyle devam etti: "Bu ilaçlar gerçek. Asıl sorunun barkodlarından kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü biz hastaya verilen ilacın hastada nasıl bir etki edeceğini, nasıl yan etkiler oluşturacağını iyi biliyoruz. Hastanın ilacı düzenli kullanıp kullanmadığını da görebiliyoruz. Bu açıdan hastalarımızda panik yaratacak bir durum gözlemlemedik. Bu açıdan hastalarımıza 'yanlış ilaç aldık' diye korkuya sevk etmemek gerekir." Basın toplantısına katılan ABD Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nader Hanna da kanser tedavisinde yeni ilaçların ortaya çıkmasıyla ameliyat imkanlarının kolaylaştığını, hastaların kurtulma şanslarının arttığını söyledi. Seoul Milli Üniversite Hastanesinden Prof. Dr. Yung Jue Bang, kanser konusunda aşılama programlarının etkili olduğunu ifade etti. 15 ülkeden 300'ün üzerinde katılımcının yer aldığı konferans, 15 Aralık Pazar gününe kadar devam edecek.