Tartışmalara neden olay ise Şaban Dişli'nin, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu ileri sürülen eski Tümgeneral Mehmet Dişli'nin kardeşi olması.
Abdulkadir Selvi'nin "Dişli tartışması ve Bahçeli’nin jesti" başlığıyla yayımlanan (04 Eylül 2017) yazısı şöyle:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na o kadar kızgın ki, 30 Ağustos’ta Anıtkabir’de dahi tokalaşmadılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye o kadar ilgi gösteriyor ki, 30 Ağustos’ta hem Anıtkabir’de sohbet etti hem resepsiyonda en çok zaman ayırdığı isimlerdendi.
30 Ağustos resepsiyonunda Külliye’ye erken gidenlerdendim. Meclis Başkanı İsmail Kahraman ile MHP Lideri Bahçeli, kürsünün solunda oturuyor, zaman zaman sohbet ediyorlardı. Barzani’nin bağımsızlık referandumu kararı hakkında ters düştükleri için en çok Başbakan Binali Yıldırım ile Devlet Bahçeli’nin karşılaştıklarında ne yapacaklarını merak ediyordum. Çok dikkat etmeme rağmen tokalaşıp tokalaşmadıklarını tespit edemedim. Tokalaşmışlar. Hatta Bahçeli, Meclis Başkanı Kahraman’ın sağında oturuyordu. Yerinden doğrulup, “Sayın Başbakan siz buraya gelin, ben oraya geçeyim” diye bir jestte bulunmuş. Binali Bey de orada oturması için ısrarlı olmuş. Böylece aradaki soğukluk büyümeden giderilmiş. Tabii tokalaşma faslından önce arka kapı diplomasisi işlemiş, Başbakan ile MHP lideri arasında bir köprü kurulmuş. Cumhurbaşkanı Erdoğan başından itibaren bir soğukluk yaşanmasına izin vermemiş.
TANSU ÇİLLER ORADAYDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na karşı sertleşirken merkez sağdaki ittifak halkasını geniş tutmaya özen gösteriyor. Eski başbakanlardan Tansu Çiller, resepsiyona ilk gelen isimler arasındaydı. Tansu Hanım 15 Temmuz anmaları sırasında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanındaydı. Hatta Meclis’in bombalandığı saatte düzenlenen törenler için Erdoğan’ın uçağında Ankara’ya gelmişti. 2019 seçimlerine giderken bakalım bu yakınlaşmanın siyasi bir sonucu olacak mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, resepsiyonda en çok ilgiyi şehit ailelerine gösterdi. Fotoğraf çektirmek isteyenler, elini sıkmak için çaba gösterenler çok olunca uzun bir tur attı. Tabii bunun bize maliyeti oldu. Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Lütfullah Göktaş, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın soruları cevaplandırma ihtimali var” deyince, soru-cevap düzeni aldık. Biz Cumhurbaşkanı’nı beklerken, Başbakan Binali Yıldırım geldi. “Ben gelince hayal kırıklığına uğradınız değil mi?” diye espriyi patlatınca kahkahalar yükseldi. Ama Başbakan bir yandan da “Ben yer tutucuyum” diyerek masada yerini aldı. “Bizi oyalayıp Cumhurbaşkanı’nı kaçıracak mısınız?” derken korktuğumuz başımıza geldi. Cumhurbaşkanı hemen yanımızdan geçip gitti. Biz de arkasından bakakaldık.
MİT MÜSTEŞARI
Resepsiyonda ilgi odağı olan isimlerden biri de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dı. Fotoğraf çektirmek isteyenleri kırmadı ama “sosyal medyaya atmadığınız takdirde”diyerek önceden şart koştu. Biliyorsunuz, MİT kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı’na bağlandı. MİT tarihi açısından önemli bir gelişme. Hakan Fidan’a, “MİT, Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı diye yazınca, bazı okuyucular tepki gösteriyor, doğrusu Cumhurbaşkanı’na bağlandı diye düzeltme gönderiyorlar” dedim. Tebessüm etti. “Teşkilat bu konularda çok hassas” demekle yetindi.
DİŞLİ TARTIŞMASI
Resepsiyonda milletvekilleriyle sohbet ederken, sıcak bir gelişme yaşandı. AK Parti milletvekillerinin cep telefonlarına, son dakika olarak Şaban Dişli’nin Genel Başkan Danışmanı olduğu haberleri düşmeye başladı. Mehmet Dişli’nin 15 Temmuz’un beyin takımından olması nedeniyle kısa bir şaşkınlık yaşandı. Haberi doğrulatmaya çalıştılar. Ardından küçük çaplı diyaloglar yaşanmaya başladı. Aralarında suçun şahsiliğini hatırlatan da oldu, suçun şahsiliği sadece Şaban Dişli’ye mi işliyor diye tepki gösteren de. Benzer tartışmaya damatların tahliyesi sırasında Meclis’te AK Parti kulisinde tanık olmuştum. Belli ki Dişli olayı sarsmış.
Resepsiyondaki yiyecek-içecek konseptiyle ilgili Vahap Munyar harika bir yazı yazdı. Ertuğrul Özkök ondan alıntılayarak ilginç değerlendirmelerde bulundu. Her şey güzeldi ama bir şeyi yadırgadığımı belirtmek isterim. Servis tabakları 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden esinlenerek hazırlanmış. Boğaziçi Köprüsü 15 Temmuz destanının yazıldığı yerlerden biri. O nedenle ismi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirildi. 15 Temmuz’un sembollerine karşı özenli olmakta yarar var."