BURSA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, "Biz ülkede bir kriz konusu olmayız. Biz sorumsuzluk odağı kesinlikle olmayız. Ama Türkiye ile ilgili olumsuz gelişmeleri kaygıyla izliyoruz" dedi.
Bursa Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden CHP lideri Deniz Baykal, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine katılacağını belirterek, "Bu cumhurbaşkanlığı resepsiyonu değil. 30 Ağustos Zaferi bizim milli zaferimiz. Onu büyük heyecanla kutluyoruz. Onunla iftihar ediyoruz. 30 Ağustos gününü, Türkiye'nin geçmişi ve bugünü için değil, geleceği açısından da bir temel dayanak noktası olarak ayakta tutmanın önemini biliyoruz. Bu bakımdan 30 Ağustos kutlamasına yönelik düzenlemelerle ilgili bizim açımızdan herhangi bir problem söz konusu değildir. Bizim devletle bir problemimiz yok. Bizim Türkiye'nin rejimiyle bir problemimiz yok. Türkiye'nin tarihiyle ilgili bir problemimiz yok. Hepimiz koşarak 30 Ağustosta bir arada olacağız" diye konuştu.
Abdullah Gül'ün adaylığını değerlendiren Baykal şunları söyledi:
"Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, Sayın Gül, cumhuriyetimizin, devletimizin temel ilkelerini reddeden bir anlayışı açık bir biçimde ortaya koymuştur. Şimdi bu düşünceleri söyleyen bir insan ülkede bir yazar olabilir, bir düşünür olabilir, bir vatandaş olabilir. Hatta bir siyasetçi olabilir. Ama bu düşünceleri söyleyen bir insan bu düşünceleriyle ilgili bir özeleştiri yapmadan, iç dönüşümünü toplumla paylaşmadan, o düşünceler belgelerde yazılı dururken, cumhurbaşkanı olamaz. Olmaması gerekir. Dünyanın hiç bir ülkesinde buna benzer düşünceleri söyleyen bir insanı cumhurbaşkanı yapmazlar. Şimdi Türkiye'de cumhuriyete meydan okumuş, bunu yanlış bulduğunu açıkça söylemiş bir insan, devletin zirvesinde görev almak üzeredir. Bu bir çelişkidir. Böyle çelişkileri bir ülke çok fazla kaldıramaz. Doğru değildir.
Ülkeyi böyle baskı altına almak, sağlıklı bir yaklaşım değildir. Demokrasilerde böyle şey olmaz. Türkiye yeni ve güç bir dönemin içindedir. Bu dönemi bütün zorluklarıyla yaşayarak aşacağız. Biz CHP olarak, Türkiye'nin demokrasi içinde, halkın iradesiyle, milletin kararıyla, ama demokrasinin temel ilkelerine, hukukun üstünlüğü anlayışına sımsıkı sarılarak, bizim tarihi birikimimizi ortaya koyan, bizim laik cumhuriyet anlayışını esas alan bir yaklaşım içinde önümüzdeki güçlükleri aşağına inanıyoruz."
Baykal, Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi halinde tutumlarının ne olacağıyla alakalı soruya ise, "Bizim bu konuda tutumumuz çok açık. Bu seçim sürecinde uyarı görevimizi ortaya koyuyoruz. CHP olarak bizim bu görevi yapmış olmamız, bundan sonraki dönemde haklılığımızın anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Biz Türkiye'ye bir sıkıntıya sokma peşinde değiliz. Anayasamız açıktır, nettir, cumhurbaşkanlığının nasıl seçileceğini ortaya koymuştur. Bu kurallara hepimiz saygı gösteririz. Ama bu yapılan işin yanlış olmasını önlemeye yetmeyebilir. Siyaset zaten yapılan yanlışların tartışılmasına imkan veren bir rejimdir. Biz ülkede bir kriz konusu olmayız. Biz sorumsuzluk odağı kesinlikle olmayız. Ama Türkiye ile ilgili olumsuz gelişmeleri kaygıyla izliyoruz.
Bu düşüncelerimizi söyledik, bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz. Bizim bu konudaki duyarlılığımız, önümüzdeki dönemde seçilecek cumhurbaşkanının atacağı her adıma yön verecektir. Gül'ü oraya getiren bir siyasal ve toplumsal dalga var. Bu dalganın üstünde onlar sörf yapıyorlar. Başbakan bir noktada belki bu oluşum Türkiye'yi gerginliğe sürükler, buna ihtiyaç yok, bir uzlaşma içinde bu konuları ele alabilsek diye düşündü, onu önlemek istedi ama önleyemedi, gücü yetmedi. O dalgayı önleyemedi. Tabii biz geleceğiz, oy vereceğiz diyenler Başbakanın güçlüklerini artırdılar. Bunun sonucu olarak da teslim oldu" cevabını verdi.