İyi ki doğdunuz! Gördünüz mü bak, 30 oldunuz :( Pek değerli Nil Karaibrahimgil'in şarkısı 25 yaşındayken gaza getirebiliyordu belki, ancak şarkı sözlerini 30'la değiştirdiğimiz an bir hüzün kapladı içimizi... Hele şimdi sıralamaya başlayacağımız besinlerden uzak durmamız gerektiğini öğrendiğimiz an gözlerimiz doldu, karnımız acıktı, buzdolabından usulca uzaklaştık.
İlk yasak aromalı yoğurda geliyor... Tabii mutfakta doğal olarak yaptığınız meyveli yoğurtlardan değil, marketten hazır aldıklarınızdan bahsediyoruz.
Yaşlanmayı engelleyemezsiniz, ancak cildinizdeki etkileri geciktirebilmeniz mümkün. Bunu yapabilmek için özellikle işlenmiş şekerli ürünlerden uzak durmanız gerekmekte. Bir kasesinde 24 gram işlenmiş şeker bulunduran aromalı yoğurtlar da bu ürünlerin ne yazık ki başında geliyor.
Beyaz ekmeğin zararlı olduğunu 20'li yaşlarımız boyunca duyduk, kulak ardı ettik... Ancak gerçeklerle yüzleşmenin vaktidir artık, kırış kırış bir yüz istemiyorsak.
Beyaz ekmekteki karbonhidrat ve glikoz oranı oldukça yüksektir; kolajenlerinize zarar verir, cildinizdeki kırışıkların artmasına sebep olur. Beyaz ekmeğin 30'lu yaşlardan sonra risk yarattığı bir başka problem de kilo sorunları! Tahıllısı var, kepeklisi var bu ekmeklerin... Artık onları tercih edin.
Ve ayrıca çorba yapmaya vakit bulamadığınız için kaynar tencereye döktüğünüz o paket çorbalar... Artık hepsi yasak!
Yüksek tansiyon ile cildin hızlı yaşlanması arasında ilişki vardır (ki ilişki olmasa bile yüksek tansiyon başlı başına tehlike, değil mi ama!?). Tuzun yüksek tansiyona sebep olduğundan da çok yakın zamanda bahsetmiştik hatırlarsanız. Bu gerçeklere bir ekleme yapalım; sadece bir konserve (ya da bir paket) çorbada günlük ihtiyacınızın %40'ı kadar tuz bulunur.
Sıra geldi sporcu kimliğinize laf atmaya :)
20'li yaşlarınızda spor salonlarından çıktıktan sonra ağzınıza attığınız, öğle yemeğini kaçırdığınızda atıştırdığınız o enerji barları artık sizin için tehlike arzediyor. Çünkü bu barlarda bulunan gliserin, sorbitol, peynir altı suyu proteini, fruktoz ve dekstroz gibi maddeler bağırsaklarınıza zarar verir...
Artık büyüdünüz, bir yetişkin gibi kahvaltı yapmanın vakti gelmedi mi?
Pastaneden alınan çörekler, poğaçalar, pastalar, yok efendim krepler, kekler ve daha neler neler... Tüm bu ürünler aynı aromalı yoğurtta bahsettiğimiz gibi fazlasıyla ek şeker içerir. Bununla ilgili bir istatistik sunalım sizlere: Günlük kalori ihtiyacının %20'sini ek şekerlerden karşılayan insanların kalp krizi geçirme riski, ek şeker oranını %8'de tutanlara göre %38 daha fazladır!
Gerek var mı artık bu yaşta böyle riskleri arttırmaya?
Patlamış mısırın içindeki doğal yağlar, mikrodalgada patlattığınız takdirde son derece tehlikeli maddelere dönüşür.
Şöyle belirtelim; tencere yerine mikrodalga fırınınızı kullandığınız takdirde kalp sorunları ve damar tıkanıklığı riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz!
Neden her margarin reklamında ''Trans yağ oranı düşük!'' diye tekrarlayıp duruyorlar, merak etmiş miydiniz?
Çünkü margarinin içinde oldukça yüksek oranda bulunan trans yağlar kalp ve damar rahatsızlıklarını da beraberinde getirir, cildinizin mor ötesi ışınlara karşı direncini kırar ve erken yaşlanmanıza sebep olur.
İçimiz kan ağlıyor ama... Salam, sosis gibi işlenmiş etler nitrit ve nitrat bakımından çok zengindir. Nitrit ve nitrat maddeleri cildinizi yaşlanmaktan koruyan kollajen ve elastin üretimini bozar...
30 yaşına gelip hala sivilceyle mücadele edenlerin çok iyi anlayacağı 16 şey
Kaynaklar: Eatthis.com, Gidabilinci.com