24 Mayıs 1993’te Malatya’dan birliklerine dönen 33 askerin Bingöl-Elazığ Karayolu Bilaloğlu Köyü Mevkii’nde şehit edildiği olaydan sağ kurtulan Osman Partal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Beşiktaş’taki Çalışma Ofisi’ne gelerek gazilik talep etti. Partal, Erdoğan’ın Çalışma Ofisi’ne girerek kendisi ve olaydan sağ kurtulan 19 arkadaşına gazilik talebini içeren mektubunu teslim etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazını Kasımpaşa’daki Büyük Piyalepaşa Camii’nde kıldı. Vatandaşlar namaz çıkışında Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu. Erdoğan namazın ardından Beşiktaş’taki Çalışma Ofisi’ne geçti. 1993 yılında 33 askerin şehit edildiği olaydan yaralı kurtulan askerlerden Osman Partal, gazilik talebini içeren mektubunu iletmek üzere Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne geldi. Burada basın mensuplarının sorularını cevaplayan Partal, kendisi gibi 19 arkadaşının gazilik talebini iletmek için Erdoğan’a mektup yazdıklarını ifade etti. Başbakan Erdoğan’ın kendilerini anlayacağını umut ettiğini ifade eden Partal, “Beni bekleyen, daha geride 19 tane arkadaşım var. Aynı dileklerde aynı arzularda bulunuyoruz. Bizim tek istediğimiz bize sahip çıkılması. Biz gazi sayılmadık. Geçen 24 Mayıs’ta Bingöl’e gittik, şehit aileleriyle görüştük. ‘Gaziler siz misiniz?’ diye sorduklarında ‘Biz Gaziyiz’ diyemedik. Yara, bere, işkence yapıldı. Buna rağmen daha ne yapmamız gerekiyordu vatan için. Gerektiğinden fazlasını yaptığımızı düşünüyorum. Paşalar gibi 19 ay askerliğimizi de tamamladık. Hepimiz mağduruz ve psikolojimiz bozuk. Aile problemleri yaşıyoruz.” İfadelerini kullandı.
Olayda belinden ve bacağından kurşun yarası aldığını anlatan Partal, “Gazi olmamız için daha ne yapmamız lazım. Geçende bir arkadaşı izledik. Gözünün birisini kaybetmiş. Gazi olması için diğerini de kaybetmesi gerekiyormuş. Oysa hepimizin amacı bu vatan bu millet, toprak için mücadele vermek. Biz gereğini yaptık umarım sayın Başbakanımız da bizi anlayışla karşılar. Mektubu Başbakanımıza ileteceğim.” diye konuştu.
'BİZİ ŞEMDİN SAKIK’IN KUCAĞINA ATTILAR'
24 Mayıs 1993’te Şemdin Sakık’ın direk kendisiyle de görüştüğünü ifade eden Partal, “Benimle birebir muhatap oldu. ‘Trabzon’u başkent yapacağız’ dedi. Bizi Şemdin Sakık’ın kucağına atan zihniyet masum mu? Suçsuz mu ? Yani burada herkes kenara çekildi, biz mi suçluyuz? Bize gaziliğimiz verilmiyor?” diye setim etti. x
O dönemde görevli komutanlardan bir tanesini televizyonda dinlediğini aktaran Partal, “Bizim korumamız varmış! O anda PKK bizi alıp dağa çıkmış. Hayır efendim, biz 3 saatlik yolu 6 saatte gittik. Akşam 6’da pusuya düştük. Daha sonra 6’dan 9’a kadar 3 saat var havanın kararmasına. Hava karardı sonra bizi köye götürdüler. Oturdular konuştuk. Oradan dağa götürdüler. İki gruba ayırdılar. Benim de içinde bulunduğum gurubu kurşuna dizdiler.” şeklinde konuştu.
Olayla ilgili tutanakların kaybolduğu iddiasının doğru olmadığını vurgulayan Partal, tutanakların kendisinde olduğunu istendiği takdirde verebileceğini ifade etti. Partal, “Böyle bir zihniyet yok. Bizi attılar önlerine, işkence gördük. O gece o çocukların bağırması, ağlaması, bizi PKK’nın kucağına atan zihniyetlerin vicdanını sızlatmadı mı?” diye konuştu.
Basın mensuplarının “Sorumlu komutan kim size göre?” sorusu üzerine Partal, “Ben isim söylemeyeyim. Ben tek başına bir vatandaşım, ben zarar görürüm diye düşünüyorum.” diye çekincesini dile getirdi.
Olayla ilgili, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı görevi yaptığı sırada Zekeriya Öz ile görüştüğünü anlatan Partal, Öz’ün Diyarbakır Savcılığı’na talepte bulunduğunu ancak Diyarbakır’dan evrakların kaybolduğu yönünde cevap geldiğini anlattı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz