Olay, 11 Haziran'da öğle saatlerinde merkez Çukurova ilçesi Yüzüncüyıl Mahallesi'ndeki bir su parkında meydana geldi. Dilan-Yusuf Karslı çiftinin tek çocuğu olan Deniz Poyraz Karslı, annesi ve kuzenleriyle su parkına gitti. Dilan Karslı, havuz kenarında bulunan şezlongda otururken çocuklar ise havuzda eğlenmeye başladı. Deniz Poyraz Karslı bir süre sonra 35 santimlik havuzdan çıkamadı. Deniz’in kuzenlerinden biri durumu anne Karslı’ya haber verdi. Havuza koşan Karslı, oğlunun suda hareketsiz yattığını görünce çığlık atarak yardım istedi. Deniz'e ilk müdahaleyi, o sırada havuzda yüzen bir hemşire yaptı. İhbar üzerine olay yerine gelen ambulansla özel bir hastaneye kaldırılan Deniz, daha sonra Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Beynine oksijen gitmemesi nedeniyle hayati tehlike kaydıyla tedaviye alınan Deniz, 12 Haziran sabahı yaşamını yitirdi. Deniz’in cansız bedeni, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Acı haberi alınca yıkılan Dilan Karslı, polis merkezine giderek işletme sahiplerinin ihmali gerekçesiyle şikayetçi oldu. Deniz Poyraz Karslı'nın kesin ölüm nedeninin, otopsi raporunun çıkmasıyla netlik kazanacağı bildirildi.
Deniz’in, havuzdaki su tahliye pompasının vakumuna kapıldığını öne süren Dilan Karslı, "Oğlumu tek başıma kaldırmaya çalıştım ama alttan vakum çekiliyordu, başaramadım. Hemşire olduğunu söyleyen biri geldi ve birlikte çıkarmaya çalıştık, gücümüz yetmedi. Çevredekilere 'Yardım edin' diye bağırdım ama çığlığımı duymadılar. Cumartesi günü ölüm haberini aldık ve ihmal sebebi çocuğumu kaybettim. Hepsinden şikayetçiyim” diye konuştu.
İşletme sahibi Soner Çabuk ise olayın yaşandığı saatlerde havuzun devridaim sisteminin çalıştığını, Deniz'in vakuma kapılmadığını öne sürdü.
Cezayir’de aşçılık yapan ve oğlu Deniz Poyraz’ın ölüm haberini alınca Adana’ya dönen baba Yusuf Karslı, olayla ilgili adli sürecin başladığını belirtti. Bu süreç içerisinde içlerini yakan birçok şeyin olduğunu söyleyen baba Karslı, oğlunun ölümünün aydınlatılmasını istedi. Deniz Poyraz’ı boğulduğu havuzdan çıkaran hemşirenin ifadesinin olayın seyrini netleştirdiğini vurgulayan Karslı, “Hemşire, çocuğumu havuzdan zorla çıkarabildiklerini çünkü bedenini havuzun zeminine çeken bir şey olduğunu söylüyor. Bu sırada havuzun hiçbir çalışanı ortada yok. Biz bunu soruyoruz. Ayrıca çocuğumun epilepsi hastası olduğunu söylüyorlar. Benim çocuğumun öyle bir hastalığı yok" dedi.
Söz konusu su parkının hangi sistemle ne şekilde ihale verilerek işletildiğini araştıracağını kaydeden Karslı, sosyal medyadan bir kadının kendisine mesaj attığını ve mesajında iki yıl önce kendi çocuğunun da aynı havuzda benzer şekilde ölüm tehlikesi atlattığını belirttiğini kaydetti. Vakum ya da derin pompa temizliği denilen sistemin havuzda çocuk varken çalıştırılmaması gerektiğini dile getiren Karslı, şunları kaydetti:
Hemşirenin ifadeleri çok önemlidir. Çocuğumun sırtında büyük bir morluk ve derisini kaldıran bir mazgal izi vardı. Orada bir güvenlik yok muydu? Bu işin sonuna kadar arkasındayız. Ben devletime güveniyorum. Havuz hala çalışıyor ve fiyat reklamı yapıyorlar. İçimizi yakıyorlar.”
(DHA)