İzmir'in Karşıyaka ilçesinde yaşayan Burak Kıncı, geçen 3 Kasım günü, boşanma davası açan eşi Aycan Kıncı'yı konuşmak için 1717 Sokak'taki dönerciye davet etti. Burak Kıncı'nın barışma teklifini genç kadın, kabul etmedi. Kıncı da cebinden çıkardığı bıçakla 2 çocuğunun annesini 38 yerinden bıçakladı. Ağır yaralanan Kıncı, Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Gözaltına alınan Burak Kıncı ise sevk edildiği adliyede tutuklandı. Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı, Burak Kıncı hakkında 'eşi kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. İddianamede, Burak Kıncı'nın olay günü konuşmak için bir dönerciye davet ettiği Aycan Kıncı'ya barışmak istediğini söylediği, "Henüz dönmek için erken" cevabını alınca da cebinden çıkardığı bıçağı defalarca sapladığı anlatıldı. Saldırgan kocanın dönercideki diğer müşteriler tarafından çatal, kaşık, bıçak ve sandalye fırlatılarak engellenmeye çalışıldığı belirtildi.
Tedavisinin ardından sağlığına kavuşan Aycan Kıncı, dehşet dolu anları anlattı. Eşinden çok defa şiddete gördüğünü söyleyen Kıncı, "Evliliğim süresince şiddet gördüm ve aldatılmayı yaşadım. Beni çatıdan aşağıya atmaya çalıştığı gün ayrılmaya karar verdim. Olay günü, buluşup konuşmak için mesaj attı. Ben de iki çocuğumuz olduğu için 'Tamam' dedim. Ancak ona güvenmediğimi ve boşanma kararımdan vazgeçemeyeceğimi belirttim. Yemek yerken eve dönmem için baskı yapmaya başladı. Kabul etmeyince, 'O zaman yemeğini güzelce ye, bu senin son yemeğin' dedi. Bunları duyunca korkmaya başladım. O sırada yanımıza gelen arkadaşıma kaş göz işaretleriyle oturmasını anlatmaya çalıştım. Ancak Burak Kıncı, arkadaşıma gitmesini söyledi. Bana dönerek, 'Neden arkadaşına kaş göz işareti yaptın? Sana kıyacak olsam şişleri saplarım' dedi. Bir kez daha eve dönüp dönmeyeceğimi sordu. Yine dönmeyeceğimi söyledim. Ardından ayağa kalkıp, cebinden bıçak çıkardıktan sonra, 'Önce sana mı yoksa kendime mi saplayayım? Bana yar değilsen kimseye olmayacaksın' diyerek, beni bıçaklamaya başladı. Kendimi savunmak istedim ama saplamaya devam etti. Bıçağa arkamı dönerek insanlardan yardım istedim. Orada bulunanlardan bazıları kaçarken bazıları sandalye, tabak fırlatıp, engel olmaya çalıştı. Elinden bıçağı düşürünce, biri beni çekip, aldı" dedi.
Hayata dönmesini 'mucize' olarak nitelendiren Kıncı, "Hastaneye gittiğimde vücudumda 40'a yakın bıçak darbesi vardı ve çok fazla kan kaybetmiştim. Birkaç müdahaleden sonra doktorlar, çok zarar gördüğü için böbreğimi alabileceklerini söylediler. Ben de iki çocuğumun olduğunu belirterek, 'Ne gerekirse yapın, ölmek istemiyorum' dedim. Ardından birçok kez ameliyat oldum. Aileme de her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini söylemişler. 15 gün kadar yoğun bakımda yattım. Çok zor dönemlerden geçtim. Bıçaklanma anımda, tedavi sürecimde sadece çocuklarımı düşündüm. Canım yandığı için değil, onları annesiz bırakmamak için gözyaşı döktüm. Doktorlar hayata dönmemim mucize olduğunu söylüyorlar" diye konuştu.
Kendisini defalarca bıçaklayan Burak Kıncı'nın cezaevinde olmasına rağmen çıkacak korkusu yaşadığını belirten Aycan Kıncı, zanlının en ağır cezayı alması için çağrıda bulundu. Kıncı, "Olay daha tazeyken psikolojik olarak çok kötü günler geçirdim. Karşı tarafın ailesi, şikayetçi olmamam için baskı yaptı. Gerekli yardımları aldım ve kötü günleri geride bıraktım. Kendimi güçlü hissediyorum. Başta avukatım olmak üzere tanıdığım veya tanımadığım birçok insandan çok güzel destekler gördüm. Bu tür insanların en ağır cezayı almaları gerektiğine inanıyorum. Ancak bu ağır cezalarla bu tarz olayların önüne geçilebilir. Bana bunu yapan insanın cezaevinden çıkmasını istemiyorum. Eğer çıkarsa belki de yarım kalan işini tamamlamak isteyecektir. Hala hayati tehlikem geçmiş değil. Benimle aynı durumda olan kadınlara tavsiyem susmasınlar. Ben çocuklarım olduğu için sustum veya susturuldum ancak başıma bunlar geldi" dedi.
Aycan Kıncı'nın avukatı İslam Gezer ise yaşanan olayın planlı olduğunu söyledi. Bu konudaki kanıtları mahkemeye sunacaklarını kaydeden Gezer, "Aycan Kıncı, boşanmak üzere olduğu eşi tarafından katledilmek istenen bir kadın. Olay günü sanığın, eylemi planladığını düşünüyoruz. Bir kişi, boşanmak istediği eşini ikna etmeye belinde av bıçağıyla gitmez. Barışmak için gidiyorsanız av bıçağını neden taşıyorsunuz? Mahkemeye sunacağımız WhatsApp mesajlarında da bu olayın baştan sonra planlı olduğunu kanıtlayacağız. Bu yalnızca eşi kasten öldürmeye teşebbüs suçu değildir. Tasarlamak eyleminin olduğu da gözler önüne serilecektir. Sanığın herhangi bir indirimden faydalanmasını istemiyoruz. Hiçbir sebep bu eylemi meşru kılamaz. Bizler, adil yargılama talep ediyoruz. Sanıkların, mahkemelerde 'Kendimi kaybettim, eşim beni kışkırttı, tahrik oldum' gibi birçok gerekçe söyleyerek indirim almalarına mahkemelerin göz yummamasını istiyoruz" diye konuştu.
Kaynak: DHA