HABER

4. Yargı Paketi bekleneni vermedi

4. Yargı Paketi bekleneni vermedi

Klavyenizin sol(<-) ve sağ(->) tuşlarını kullanarak galerimizi gezebilirsiniz

Yargılamalarda büyük reform beklentisi yaratan ‘4. Yargı Paketi’ Meclis’e sevk edilirken, paketin içeriğinin geçmişe oranla tatmin edici bir iyileştirme getirmediği ortaya çıktı


Hükümetin, AİHM’nin Türkiye aleyhindeki ihlal kararları doğrultusunda hazırladığı, İmralı süreci açısından da büyük önem taşıdığı belirtilen ve Meclis’e sevki ertelenince tartışma yaratan 4. Yargı Paketi’nden tutuklu öğrencilerin, gazetecilerin ve diğer örgüt şüphelilerinin beklediği düzenlemeler çıkmadı. Poşu takmak, bayrak asmak, slogan atmak gibi eylemleri suç olmaktan çıkartmayan paket, büyük eleştirilere yol açan örgüt üyesi olmayanların örgüt üyesi gibi cezalandırıldığı TCK’nın 220. maddesindeki kritik düzenlemelerde değişiklik içermiyor.


KCK’lıların tutuklanmasına yol açan TCK’nın 314. maddesinde de değişiklik öngörmeyen pakette en önemli değişiklik olarak AİHM’nin etkin soruşturma yürütülmediğine karar verdiği soruşturma dosyalarının yeniden açılması göze çarptı. Ancak “AİHM kararından sonra 3 ay içinde başvuru” kriteri getirilerek Hrant Dink dosyası gibi dosyalar açısından başvuru yapılmasının önü kapatıldı. Adalet Bakanlığı’nın her düzenlemesini ayrı bir AİHM kararıyla açıkladığı 4. Yargı Paketi, uzun bir bekleyişten sonra dün TBMM’ye sevk edildi. Pakette, terör suçları yönünden getirilen düzenlemeler ve olası sonuçları şöyle:


Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde yer alan, “Terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir” düzenlemesinin başına, “Terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden” ifadesi eklendi.


TMK’nın “propaganda” suçu ile ilgili 7. maddesine de şiddet kriteri getirildi. Mevcut düzenlemede terör örgütünün propagandasını yapana 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Yeni düzenlemede “Terör örgütünün, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” denildi.


Maddenin mevcut halinde örgüt propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, yüzün tamamen veya kısmen kapatılması, örgütün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem ve işaretlerin taşınması, slogan atılması veya ses cihazları ile yayın yapılmasının ya da amblem ve işaretler bulunan üniforma giyilmesinin bu suçu oluşturacağı belirtiliyor. Yeni düzenlemede bu kriterlerden geri adım atılmazken yeni eklemeler yapıldı. Suçu oluşturan kriterler şöyle sıralandı:

Mevcut düzenlemedeki gibi örgüt propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması.


- Yeni düzenlemede “Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi” ifadesi eklenerek, örgüt üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınmasının suçu oluşturacağı belirtildi. Maddenin mevcut halinde resim taşınması suç oluşturmuyordu ve amblem, resim veya işaretlerin asılması kriterler arasında sayılmıyordu.
- Mevcut düzenlemede yer alan slogan atılması, ses cihazları ile yayın yapılması, örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi kriterleri de “toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi” ifadesine vurgu yapılarak yeni düzenlemede yer aldı.


- Taslak metinlerde öğrencilerin, gazetecilerin tutuklanmasına ve yargılanmasına neden olan, TCK’nın örgüt üyeliği ile ilgili 220. maddesinin birçok maddesinde değişiklik yapılması öngörülüyordu. Ancak pakette, 220. maddenin büyük sıkıntılara yol açan “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme”, “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte yardım eden” düzenlemeleriyle ilgili hiçbir değişikliğe gidilmedi.
3. Yargı Paketi’nde bu suçlar yönünden cezalar düşürülmüş ancak beklenen tahliyeleri sağlamamıştı. Bu yüzden bu suçlarda değişiklik yapılması bekleniyordu. 220. madde ile ilgili tek değişiklik “propaganda” suçu ile ilgili 8. fıkrada yapıldı. Pakette, bu fıkraya “cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde” düzenlemesi eklendi.


- İmralı süreci açısından büyük öneme sahip olduğu belirtilen, KCK şüphelilerinin tutuklanmasına yol açan 314. madde ile ilgili de hiçbir değişiklik yapılmadı.


Pakette “ileri adımlar” olarak değerlendirilen düzenlemeler şöyle:

- TCK’nın “işkence” suçuyla ilgili maddesine “bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez” düzenlemesi eklendi.
- Mevzuata göre, tutukluluk kararları 30 günde bir inceleniyor. Mahkemeler inceleme sırasında şüpheli ya da avukatını dinlemiyordu. Bundan sonra her 30 günde bir şüpheli ya da avukatı dinlenerek tutukluluk durumu karara bağlanacak.
- Yakalama ve tutuklama işlemlerine karşı kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayanlar tazminat isteme hakkına sahip olacak.


- Bugüne kadar haksız yere gözaltına alınan ya da tutuklanan kişilerin bir başka hükümlülükleri varsa gözaltı ve tutukluluk süreleri bu hükümlülükten düşürülüyordu. Bu kişiler, haksız gözaltı ya da tutuklama nedeniyle tazminat isteyemiyordu. Bu kural kaldırıldı.
- Tahliyenin reddi kararlarına yönelik itirazlarda sadece savcıdan değil şüpheli ve avukatından da görüş alınacak.


- TCK’nın “suçu ve suçluyu övme” başlıklı 215. maddesindeki “İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” düzenlemesine, “kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde” kriteri eklendi. Bu düzenleme özellikle “Sayın Öcalan” ifadesi gibi ifadeleri, 68 kuşağının devrimci liderlerini anma gösterilerine katılanlara yönelik uygulanıyor. Ancak “açık ve yakın tehlike” kriterinin nasıl bir sonuç doğuracağı uygulamada belli olacak.


- Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanmasını engellemek amacıyla CMK’ya tarih sınırı getirilmiş ve aynı tarih kısıtlamaları arasında kalan 220 kişi, AİHM tarafından haklı bulunmalarına rağmen yeniden yargılanma başvurusu yapamamıştı. AİHM’nin bu kişilerden PKK’lı Hulki Güneş konusunda Türkiye’yi haksız bulunca 220 kişi için pakette düzenleme yapıldı. Buna göre 2007’de Öcalan dosyasını inceleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde dosyaları 15 Haziran 2012 itibarıyla bulunanlar yeniden yargılama başvurusunda bulunabilecek.

En Çok Aranan Haberler