SAMSUN (İHA) - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Gebeşoğlu, Türkiye'de 4 yaş altı nüfusun yüzde 48'inde demir eksikliği görüldüğünü söyledi.
Aneminin nedenlerinden biri olan demir eksikliğinin tüm dünyada en sık karşılaşılan sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Uz. Dr. Filiz Gebeşoğlu, dünyada demir eksikliğine bağlı anemiden 2 milyar kişinin etkilendiğine işaret etti. Demir eksikliğinin tüm yaşlarda görülebilmesinin yanında 6 ay ile 2 yaş arasında daha sık görüldüğünü belirten Gebeşoğlu, "Okul çağında görülme sıklığı azalmakla birlikte büyümenin hızlı olduğu ergenlik döneminde bir kez daha artmaktadır. Demir eksikliği basit bir kansızlık nedeni olmayıp, farklı organ ve vücut fonksiyonlarını etkileyen sistemik bir hastalık, daha da önemlisi toplumun zeka ve başarısını etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur" dedi.
Gebeşoğlu, erken doğan ve düşük doğum ağırlıklı bebekler, bir yaş öncesi ve günde 0.5 litreden fazla inek sütü tüketenler, 6. aydan sonra ek gıda verilmeyenler, büyümenin hızlı olduğu süt çocukluğu ve ergenlik dönemindekiler, kronik hastalıkları, barsak parazitleri, adet kanamaları olanlar, ergenlik döneminde diyet yapanlar ve düşük sosyoekonomik seviyedekilerin demir eksikliği anemisi açısından yüksek risk taşıdığını kaydetti.
Demir eksikliği anemisinin belirtileri hakkında bilgi veren Gebeşoğlu, "Bulgular erken dönemde gizli kalmakta ve ancak anemi geliştikten sonra tanı konulabilmektedir. Başlangıçta hafif solukluk dışında herhangi bir belirti vermeyip sadece yapılan kan tahlilleri sonucu tanı konulur. Daha ağır olgularda huzursuzluk, halsizlik, çarpıntı, çabuk yorulma, kalpte üfürüm ortaya çıkar. Süt çocukluğu döneminde büyüme ve gelişmede gerilik, davranış bozukluğu, hiperaktivite, uyku problemleri görülür. Dudak kenarlarında çatlaklar, sık enfeksiyon geçirme, dalakta büyüme olabilir. Demir eksikliğinde toprak, kağıt, buz yeme görülebilir. Katılma nöbetlerine neden olup ailede ciddi endişelere yol açabilir. Daha büyük çocuklarda okul başarısında azalma, öğrenme ve konsantrasyon güçlüğüne neden olur. Süt çocukluğu döneminde demir eksikliğine bağlı anemisi gelişen çocuklar hayata IQ'larında yüzde 5 daha düşük başlamakta olup bu durum geriye dönüşümsüzdür" diye konuştu.
Demir eksikliğine doktor muayenesiyle birlikte yapılacak kan tahlilleriyle tanı konulduğunu vurgulayan Gebeşoğlu, ağızdan verilen demir damla, şurup veya tabletleriyle tedavi edildiğini ifade etti. Gebeşoğlu, "Demir emilimini arttırmak için tercihen aç karna ya da C vitamini içeren gıdalarla beraber alınmalıdır. Özellikle sütle beraber alındığında emilimi azalır. Demir tedavisi 3 ay devam etmelidir. Tedavi süresi vücutta demir birikimini engellemek adına 5 ayı geçmemelidir. Bu süre içinde halen anemisi düzelmeyen çocuklarda altta yatan diğer nedenler araştırılmalıdır. Demir tedavisinde ilaç alımından sonra bulantı, kusma, karın ağrısı gibi yan etkiler görülebilir. Bazı çocuklarda ise ishal veya kabızlığa yol açabilir. Yine demir kullanımı sonucu dişlerde geçici siyahlaşmaya neden olabilir. İlacın dilin arkasına doğru verilmesi bu durumu azaltacaktır" şeklinde konuştu.
Gebeşoğlu, demir eksikliğinin nasıl önleneceği konusunda ise şu bilgileri verdi: "Annenin gebelik süresince demirden zengin gıdalarla beslenmesi, gerekirse doktorunun önereceği demir takviyesi kullanmalı. Bebek ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmeli, 6. aydan sonra demir içeriği yüksek ek gıda verilmeli. Mamayla besleniyorsa, verilen mamanın uygun demir içerikli olmasına dikkat edilmeli. Zamanında doğan bebeklerde 4. ayda, erken doğanlarda daha önce ek demir başlanılmalı. İlk 1 yaş içinde inek sütü verilmemeli. Bir yaştan sonra günlük inek sütü tüketimi 0.5 litreyi aşmamalı. Yeterli demir alamayan çocuklar da 9-12. ayda ve 2 yaşta anemi yönünden değerlendirilmeli."