HABER

40 yılda 1.3 milyon hektar sulak alan kaybedildi

ADANA (İHA) - Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Sekreteri Ayhan Küyük, Türkiye'de son 40 yıl içinde 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın geri dönüşü olmayacak biçimde kaybedildiğini söyledi.

Küyük, yaptığı açıklamada, birçok nesli tehlike altındaki kuşun üreme, beslenme ve konaklama alanını oluşturan lagünlerin Türkiye'yi birçok Avrupa ülkesinden ayrıcalıklı kıldığını söyledi. Çukurova Deltası'nda yer alan Akyatan, Tuzla Ağyatan ve Yumurtalık Lagünlerinde son 20 yılda yaklaşık 10 bin hektarlık sulak alan kaybı yaşandığını belirterek, "Nicelik özelliklerinin yanında niteliklerini de kaybetmeyle karşı karşıya kalan lagünlerin 20-30 yıl ömürleri kaldı. Özellikle son yıllarda lagün kenarlarında yapılan aşırı sulamanın ve civarlarındaki bitki örtüsünün yok edilmesiyle birlikte sığlaşma tehlikesi en önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 1-1.5 metre olan lagün derinlikleri 20-30 santimetreye kadar düştü. Sulamalarda hala geleneksel yöntemlerinin kullanılması gelecekte bu alanların tamamen çorak alanlara dönüşmesine sebep olacak" dedi.

Türkiye'de de son 40 yıl içinde 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın geri dönüşü olmayacak biçimde kaybedildiğini vurgulayan Küyük, "Sulak alanların kurutularak tarım, sanayi ve yerleşim alanlarına dönüştürülmesi, su kaynaklarının tarıma bağlı olarak aşırı kullanımı, kaçak avcılık, balıkçılık, evsel ve endüstriyel atıkların sulak alanlara boşaltılması sulak alanların yok olmasına neden olmaktadır. Sulak alanlar; taban suyunu besleme, taşkınlardan koruma, tuzlanmayı önleme, doğal arıtıcı olma gibi pek çok işlevlerinin yanı sıra, hayvancılık, sazcılık, balıkçılık, tarım gibi ciddi geçim kaynaklarıyla da yaşamsal öneme sahip" diye konuştu.

Küyük, Türkiye'de son 40 yıl içinde Amik, Kestel, Gavur, Suğla, Eber, Akşehir gölleri, Hotamış, Yarma ve Eşmekaya sazlıklarının yok olduğunu ya da sulak alan işlevini yitirdiğini kaydetti. Türkiye'de su kullanımıyla ilgili en büyük sorunun, özellikle tarımsal su kullanımındaki verimsizlik olduğunu belirten Küyük, şunları söyledi:
"Tarımsal su kullanımının bu kadar çok büyük payı olmasının sebebi, sulamalarda hala geleneksel sulama yöntemlerinin kullanılmasıdır. Türkiye'de 4.85 milyon hektarlık alanda sulu tarım yapılmaktadır. Bu ekonomik olarak sulanabilir alanın yüzde 57'sine denk gelmektedir. Bu alanın yüzde 90'ından fazlasında suyu çok verimsiz kullanan geleneksel yüzey sulama teknikleri uygulanmaktadır. Uygulanmadığı takdirde kişi başına düşen bin 430 metreküplük kullanılabilir su miktarı oldukça yetersiz kalacaktır. Özellikle kullanılabilir su kaynaklarını besleyen lagünler ve sulak alanlar mutlaka devlet politikasıyla sıkı bir şekilde korunmalı. Sulak alanlar, sazlıklar sürekli takip edilmeli, izlenmeli, riskli bölgeler belirlenip, önlemler önceden alınmalıdır. Dünya Sulak Alanlar Günü'nde, sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımı için kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun tekrar gözden geçirilmesi gerekir."

En Çok Aranan Haberler