Uzun yıllar birçok firmada pazarlamacı ve üst düzey yöneticilik yapan ve pazarlama müdürlüğü yaptığı esnada tanıştığı gofret üreticisinin verdiği özel tarifle hayatı değişen Seyfettin Kısmet, 45 yıllık kalıplarla günlük ev yapımı gofret üretimine başladı. Pazarlamacılıktan üreticiliğe geçiş yapan Kısmet, pazarlamacılık yaptığı dönemlerde batmakta olan bir üreticinin ürününü pazarlayarak firmayı batmaktan kurtardığını belirtti. İşletme sahibi, batmak üzere olan firmayı kurtaran Seyfettin Kısmet’e dedesinden kalma ev yapımı gofret reçetesini ve 45 yıllık kalıp makinelerini hediye etti.
Pazarlama şirketi için Sakarya’nın Hendek ilçesinde kurduğu ofisi aldıktan sonra üretim tesisine çevirdiğini söyleyen Kısmet, 45 yıllık kalıplarla günlük ev yapımı gofret üretimine başladı. Ürettiği gofretlerin, tüketiciyi çocukluk yıllarına götürdüğünü belirten Seyfettin Kısmet, ürünleri günlük olarak ürettiğini ve üretilen gofretlerin gün içerisinde tükendiğini dile getirdi. 45 yıllık kalıplarla üretim yapan Kısmet’in amacı ise insanlara çocukluklarında bakkallarda satılan tadın aynısını sunabilmek.
Pazarlamacılıktan üreticiliğe geçiş yapan ve firmanın verdiği reçete ile hayatı değişen işletme sahibi Seyfettin Kısmet, “2018 yılının Eylül ayında pazarlamacılık işini bitirme kararı aldım ve kendime göre ufak tefek emeklilik planlarım vardı. Pazarlama şirketi ile çalıştığım dönemde marketler ile bir ürün tedariki konusunda görüşme yaptık, bizden el yapımı gofret istediler. Bende tanıdıklarıma sordum, araştırdım ve Konya’da bu işi yapan bir firma buldum. Market ile firma arasında iletişim kurdum. Onlar satıştan memnun oldu, üretici firma üretip verdiğine memnun oldu. Ama üretici firmanın sıkıntılı bir süreciymiş, böyle yüklü bir miktarda siparişi alınca döndü bana dedi ki bana güzellik yaptın ve bende sana teşekkür etmek için 45 yıllık makineler ile özel bir üretim yapma fırsatı vereceğim. Gitti gerekli ürünler ve makinaları tedarik etti, böyle bir tesise sahip olmamı sağladı. Ben bir pazarlama şirketiyim, bir taraftan o fabrika üretimini yapıyor ve bende onu satıyorum. Farklı firmaların ürünlerini de alıp Türkiye’ye satıyorum bu benim için insanların tadına baktığında beğeneceği beğendiğinde de mutlu olacağım bir işti” dedi.
Günde ürettiği kadar satış yapan ve 45 yıl öncenin tadını günümüze yansıttığını, insanların çocukluğundaki tadı günümüzde yakalayabildiğini belirten Kısmet, “Bu iş öyle bir noktaya geldi ki günde 400 paket üretim yapıyorum günlük 400 paket satış yapıyorum. Hatta talebin fazla olduğunu görünce de Adapazarı’na da yeni bir şube açtım. Burada aslında verimliliği sağlamak adına bazen otomasyona geçiliyor. Ama o da ürün standartlarında beklentilere cevap vermiyor. Bizi farklı yapan 45 yıl öncenin tadını, insanların çocukluğunda yediği tadı yakalayabiliyor olmamız. Bunun için de insan odaklı, işçilik odaklı, elektrikli tostlarla bu işi yapıyor olmak buda beni hiç korkutmuyor açıkçası çünkü yaptığımız ürünün tadına baktığımda bir satıcı olarak bu işin olacağını önceden görmüştüm zaten. Normalde ürünün bir yıllık raf ömrü var aslında ama bizim derdimiz ürünün aynı tatlarla hemen ertesi gün, aynı gün insanların diline ulaşması bunun aslında üretim bandı zorunlu olmadığı için aynı satışı yapamazsam üretime ara veriyorum gün içinde ürettiklerin tükenince tekrardan üretim yapıyorum” diye konuştu.
İnsanların çocukluğundaki tadı veren ve bu tadı değiştirmeyi düşünmediğini belirten Kısmet, “Bu tarifi değiştirmeyi asla düşünmedim ve düşünmüyorum çünkü ben çocukluğumda ki tadı yakaladım diyen insanlara gerçekten ayıp etmiş olurum. Ürünler tamamen elde üretildiği için değiştirmeyi düşünmüyorum zaten değiştirmeyi düşünsem Türkiye’de bunu tam otomasyonlusunu, en iyisini yapan bir sürü şirket var. Biz bu tadı verelim, insanlara da bu beğeniyi verelim yeter” şeklinde konuştu.
Ürettikleri gofretleri sadece üretim yerinden değil internet üzerinden de alınabileceğini dile getiren Kısmet, “Özel bir ürün yaparsınız ülkemiz de insanlar o ürünü fark ediyorlar. Geçmişe yönelik tatları, özledikleri tatları fark ediyorlar ve o teveccühü görüyorsunuz. Şuana kadar da gerek internet ortamında gerekse burada yüz yüz yüze görüşmelerde aldığımız tepkiler sadece yüz ifadeleriyle değil vücutlarıyla, mimikleriyle bile artık insanlar tepki veriyor ve o beğeniyi görüyoruz. Aslında benim yaş gurubum 50’li yaşlar bu yaş gurubundaki yaşlar çocukluğundaki tatlar diye bu gofreti arıyorlar ama şu anda internet ortamında ki ürünün görsellerini paylaştığımızda gençlerimizin de böyle özel bir tadın peşinden koştuklarını gördük. Hatta annelerine direkt buradan kargoladıklarını da gördük” ifadelerini kullandı.
Kısmet, “Çocukluklarındaki tadı buradan da bulabiliyorlar ve bize internetten ulaştıkları zaman evlerine de göndere biliyoruz. Biz bu dükkanın resmi açılışını yapmadan dedik ki iş yerini açtık bura da bir pazar yeri de var kapının önüne açalım insanlara da ikram edelim ama satış yapmayalım. O gün tadım yaptıkları zaman, ürünü insanlara sunduğumuz zaman neredeyse bizi döveceklerdi. Şirket resmi olarak açılmadı satış yapamıyoruz dediğimiz de ‘ben bu tadı buldum ve bu ürünü almadan bura dan gitmeyeceğim’ diyen çok insan oldu. Herkes geçmişe dair bir tadı kurtarsa mesela ben bu tat için elimden geleni yaptım ve belli bir ölçüde kurtara bildiğimizi düşünüyorum. Her üretici geçmişe ait bu tatlardan bize bu imkanı verse geçmişteki tatlarımızı kaybetmeden geçmişe yönelik tatlarımızı portföyümüzde tutacağımızı düşünüyorum” dedi.
Gofretin lezzetini beğendiğini aktaran ve dükkanın önünden her geçişinde gofret alarak eve götürdüğünü ifade eden Anıl Ocak, “Ben ilk gördüğümde çok şaşırdım, bu gofreti ilk yediğimde beni çocukluğuma götürdü. Daha sonra buradan her geçişimde almaya başladım, evde kardeşlerim de beğendi ve bende gayet beğendim lezzetini. Eve giderken alıyorum, benim çocukluğumda yaşadığım tadı kardeşlerime de tattırmak istiyorum. Gayet memnunum tadından, güzel bir iş başarmışlar, beni de çok mutlu etti böyle bir tat” diye konuştu.