Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Cem Keçe, Türkiye'de yaşanan terör ve şiddet olaylarının temelinde yatan ana nedenler arasında cinselliğin de yattığını ifade ederek, cinsellik konusunda gerek toplumun, gerekse de devletin gerekli ilgi ve duyarlılığı göstermediğini söyledi.
Bugün gelinen noktada Türk erkeklerinin en çok karşılaştığı cinsel sorunların başında; 'erken boşalma'nın geldiğine dikkat çeken Cem Keçe, ancak erkeklerin erken boşaldığı için değil, 'iktidarsız' oldukları düşündükleri için tedavi olmaya geldiklerini söyledi. Keçe, erken boşalmayı sırasıyla; cinsel isteksizlik ve ereksiyon problemlerinin takip ettiğine dikkat çekerek, dernek olarak internet üzerinden başlattıkları ve saha çalışması olarak da sürdürdükleri bir araştırma kapsamında her 10 erkekten 7'sinin erken boşaldığını tespit ettiklerini anlattı.
Söz konusu araştırmanın da 5 bin erkek üzerinde yüz yüze yapılan anketler sonucu ortaya çıktığını belirten Keçe, bu rakamın da oldukça önemli bir rakam olduğunu ve her geçen gün arttığını dile getirdi. Kahvehanelerin yanı sıra erkeklerin yoğun çalıştığı ortamlara girdiklerini ve birebir görüşmelerde bulunduklarını kaydeden Keçe, Türkiye'de erkeklerin yüzde 70'inin erken boşalma sorunu yaşadığını, bunun da önemli bir problem olarak öne çıktığını vurguladı. Keçe, hızlı konuşma, hızlı yemek yeme ve hızlı araba kullanmanın aynı zamanda da erken boşalmanın belirtileri olduğuna işaret ederek, Türk erkeğinin de bu yapıya uygun olduğunun altını çizdi.
TÜRKİYE'DE KADIN VE KADININ CİNSELLİĞİNİN ADI YOK
Türk erkeğinin erken boşalma eğilimini; genel evlerin yanı sıra mastürbasyon yaparak kazandığını ifade eden Keçe, "Erken boşalmanın temelinde anne ve babanın, çocuğun mahremiyetine saygı duymaması da yatıyor. Mastürbasyon yaparken, yakalanma korkusu içinde olan çocuk erken boşalıyor ve bunu ilerleyen süreçte cinsel ilişkisine de yansıtıyor" dedi.
Cem Keçe, kadınların daha çok orgazm ve cinsel isteksizlik gibi şikayetlerle kendilerine başvurduğu bilgisini vererek, bu durumun en temel nedeniniyse; Türkiye'de kadının ve kadının cinselliğinin adının olmamasına bağladı.
Türkiye'nin cinsellik haritasını da çıkartan Cem Keçe, cinselliğin kıyı bölgelerinde daha rahat ve daha özgür bir ortamda yaşandığını, ancak iç kesimlere doğru girildikçe cinselliğin baskı altında tutulup, kapalı bir şekilde yaşandığını ifade etti. Keçe, cinselliğin konuşulmaması ve bununla birlikte bastırılmasının da birtakım sorunları da beraberinde getirdiğini vurguladı. "Türkiye'de kıyı kesimlerden, iç kesimlere doğru girildiğinde insanlar içine kapanıyor " görüşünü dile getiren Keçe, bu durumun da sadece Türkiye için değil, bütün dünya ülkeleri için geçerli bir sonuç olduğunun altını çizdi.
TERÖR OLAYLARININ TEMELİNDE CİNSELLİK DE YATIYOR Keçe, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bazıları cinselliği saklamakla birlikte onu hayatının çok önemli bir noktasında tutuyor. Ancak bunu hiçbir zaman ön plana çıkartmıyor. Yanlış anlaşılmaktan korkuyor. Cinsel anlamda sorun yaşayan bir kişi, doktora başvurmak için 40 defa düşünüyor. Bazen; 'Hocam, ben yazılarını okuyorum ama 6 ay sana gelmeyi içime sindirmeye çalıştım' şeklinde özetlenebilecek durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Kadın, cinsel anlamda yaşadığı sorunu kocasıyla konuşmuyor ve bana gelmek için 6 ay düşünüyor. Cinsellik bizim için çok önemli ve değerli ancak onu ifade etmekte, dile getirmekte toplum olarak sorun yaşıyoruz."
Sağlıklı ve mutlu bir cinsel hayatı olan herhangi bir toplumun, terörle ya da şiddet olaylarıyla işi olmayacağını, aksine daha huzurlu ve mutlu bir ülke olacağını iddia eden Keçe, bunun yanında ekonomik sorunların daha az olacağını, psikolojik sorun ve toplumsal olayların da daha az yaşanacağını savundu. Keçe, Türkiye'yi yönetenlerin cinsellik konusunu ciddiyetle ele alması önerisinde bulundu. Bugün Türkiye'de yaşanan terör ve şiddet olaylarının temelinde yatan ana nedenler arasında cinselliğin de yattığını belirten Keçe, ancak cinsellik konusunda gerek toplumun, gerekse de devletin gerekli ilgi ve duyarlılığı göstermediğini de sözlerine ekledi.
İHA