Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Ömer Bozoğlu, 5 evlilikten 1’inin ayrılıkla sonuçlandığını söyledi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) işbirliğinde Büyük Samsun Oteli’nde ‘Evlilik Öncesi Eğitim Programı ve Eğiticilerin Eğitimi Semineri’ düzenlendi. Düzenlenen seminere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Ömer Bozoğlu, Vali Yardımcısı Haluk Şimşek, TBB Genel Sekreter Yardımcısı ve İçişleri Bakanlığı Baş Kontrolörü Cevdet Sökmen, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Adnan İpekdal, Samsun, Çorum, Yozgat, Tokat, Amasya, Sinop, Kastamonu ve Sivas illerindeki il müdürleri il müdür yardımcıları ve nüfusu 2 binin üstü belediyelerin tıp, hemşirelik, hukuk, öğretmenlik, psikoloji, psikolojik danışmanlık, rehberlik, sosyal hizmetler, sosyoloji ve çocuk gelişimi formasyonuna sahip personeller katıldı.
Program öncesi açılış konuşmasını yapan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Adnan İpekdal, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın en önemli hizmet alanlarından bir tanesi ailedir. Dolayısıyla toplumumuzun temel taşı ve en küçük yapı birimi olan ailenin ayakta kalabilmesi toplumumuzun devamlılığı açısından büyüklüğünü arz ediyor. Bu çalışmaların verimli ve faydalı olabilmesi için de halkımız tarafından bu çalışmalara ilgi gösterilmesi gerekiyor. Samsun’da yapmış olduğunuz bölge eğiticilerin eğitilmesi toplantısında daha sonra eğer evlilik adayı gençlerimiz ve çiftlerimiz bu tip eğitim programlarına ilgi gösterirlerse o zaman toplantılar ve eğitimler amacına ulaşmış olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
AİLE, TÜRK TOPLUMUNUN EN BÜYÜK MANEVİ GÜCÜ
TBB’ye bütün belediyelerin üye olduğunu belirten TBB Genel Sekreter Yardımcısı ve İçişleri Bakanlığı Baş Kontrolörü Cevdet Sökmen, “Birliğimizin görevleri arasında belediyelerimizin menfaatlerini korumak, belediyelerin her alanda oluşacak eğitim ihtiyacını karşılamak, onlara rehberlik, hukuki destek sağlamak, yurt içinde ve yurt dışında belediyeler arasındaki işbirliğini deneyim ve uygulama örneklerinin paylaşımını geliştirmek ve yaygınlaştırmakta yer almaktır. Birliğimiz bu faaliyetlerini yürütürken, belediyelerimizin de görev ve sorumluluk alanlarını ilgilendiren konularda bakanlıklarla, kamu kurum ve kuruluşlarımızla üniversitelerle, birliklerimizle de ortak işbirliği yürütmektedir. Çünkü bu işbirliği içersinde bilgi ve deneyimlerimizi bir araya getirerek daha fazla sinerji elde edeceğimizi düşünüyoruz. Bu kapsamda Avrupa Birliği Bakanlığımız ile ‘Belediyeler AB’ye Hazırlanıyor’, Milli Eğitim Bakanlığımız ile ‘Okullar Hayat Olsun’, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile ‘Kent Gez’ ve ‘Kentsel Dönüşüm’ ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ‘Kent Yaşamında Ulaşılabilirlik’ ve ‘Evlilik Öncesi Eğitim Programı’ konulu ortak projeler yürütmekteyiz. Aile müessesesi yüzyıllar boyunca Türk toplumunun en büyük manevi gücünü oluşturmuştur. 3 kıtada 600 yıl hüküm sürmüş bir imparatorluğun ve bir asra yaklaşmış cumhuriyetimizin temelinde örf, adet ve inançlarına bağlı aile yapısının büyük rolü olmuştur. Dinimiz aileye büyük önem vermiştir. Çünkü aile her kişinin huzur bulduğu ortam, hem neslin devamı için bir vesile, hem de kişiyi günah sayılan çeşitli kötülüklerden koruyan bir kurumdur. İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler oluşturup, aranızda sevgi ve rahmet var etmesi Allah’ın varlığının belgelerindendir. Bunda ‘düşünen insanlar için dersler vardır’ ayeti ve ‘en olgun imana sahip mümin huyu en güzel ve ailesine karşı en nazik lütufkar olanıdır’ hadisi ailenin kutsallığını anlayabilmemiz için bize yol gösterici olmaktadır. Çiftler boşanma niyetiyle evlenmemektedir. Ancak ne yazık ki günümüzde evlilikler kısa sürmektedir. Eşlerin birbirine karşı tahammülü gün geçtikçe azalmaktadır. Sağlıklı bireylerin yetiştiği huzurlu aile bireylerin hazırlanması için evlilik öncesi eğitim bu anlamda büyük bir önem taşımaktadır” diye konuştu.
5 EVLİLİKTEN 1’İ AYRILIKLA SONUÇLANIYOR
5 evlilikten 1’inin ayrılıkla sonuçlandığını ifade eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Ömer Bozoğlu, “Toplumsal sürecimizde aile yapımızla ilgili değerlerimize baktığımızda istatistiki veriler modernleşme ve vekaletleşmeyle birlikte aile yapılarında bazı değişikliklerin var olduğu ve sürdürülemeyip, boşanmayla sayılarında artışların olduğunu görüyoruz. 2000 yılından bu tarafa doğru baktığımızda onlu yıllar olarak değerlendirdiğimizde her yıl ortalama 500 bin ile 600 bin arasında değişen evliliklerin gerçekleştiğini görüyoruz. Çünkü toplumsal olaylarla ilgili bir değişimden söz etmek ancak 10’lu 20’li yıllara baktığımızda buradaki değişkenler üzerinden konuşabiliriz. Bu 600 bin’e yakın evliliklerin içersinde yine son 10 yıla baktığımızda 100 bin ile 120 bin arasında değişen boşanmaların var olduğunu görüyoruz. Yani 5 evlilikten 1’inin ayrılıkla sonuçlandığını görüyoruz. Çünkü her ayrılma aslında iki çiftin arasındaki ayrılık gibi gözükse de çarpan etkisiyle baktığımızda iki kişi arasında kalmayıp, ailenin diğer üyelerini de etkileyen bir süreç olduğunu görüyoruz. Yine boşanan çiftlerden yüzde 80’inin yine böyle bir kurum çatısı altında istekli oldukları ve yine bu yöndeki yaşamlarını devam ettirme kararlılıkları içersinde olduklarını görüyoruz ve yüzde 80’inin ikinci bir evlilik gerçekleştirdiğini, farklı bir oranda yüzde 15’e yakın da yine boşanmış olan çiftlerden aynı boşandığı eşle ikinci evliliği gerçekleştiren çiftlerin var olduğunu görüyoruz. Boşanmaların yüzde 40’ının evliliğin ilk 5 yılında gerçekleştiğini, bunlarında da yüzle 50’sinin de ilk 1 - 2 yıl içersinde meydana geldiğini görüyoruz. Yani ilk yılların risk oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu riskli olan dönemi sağlıklı yönetebilecek bir bakış açısı geliştirebilirsek bu yöne olumlu bir katkı sağlamamız mümkün olabiliriz. Evlenecek olan çiftlerle ilgili bir müfredat çalışmasını bu yılbaşında başlayarak ilk pilot uygulamalarını Ankara’da ilçe belediyelerimizle birlikte yürüttük. Buradan almış olduğumuz sonuçlar bu eğitimlere katılan çiftlerin ilk başlangıçta çok istekli olmadıklarını ama eğitim faaliyetinin içersinde olduktan sonra ve eğitimler tamamlandıktan sonra bunun gerekliliğine inandıklarını ve bunun aktif bir şekilde her çifte ulaştırılmasının faydasından söz etmişlerdir. Yine diğer yapılan araştırmalarda da evliliklerin içinde boşanmaya götüren sebepler nelerdir diye baktığımızda, pek çok neden var ama bunların iletişimsizliğin ve eşler arasındaki sorunları ve riskleri yönetememe yönünün öne çıktığını görüyoruz. Tüm boşanmalara yönelik yapmış olduğumuz tüm istatistiki ve çalışmalara göre tek bir nedene bağlanamayan pek çok nedeni olan bir süreçten söz etmek mümkündür. Evin büyüğünün yani annelerin, babaların aile içersindeki müdahalelerinden tutun, çocukla yaşanan sorunlara alkol, kumar, madde bağımlılığı gibi aldatma gibi pek çok değişkeni içinde barındıran sorunların var olduğunu görüyoruz. Sorun alanlarını bugüne kadar insanoğlu olarak bulduğumuz en etkin ve en yetkili çözüm hayatımızın şekillenmesinde ve hayatımızda farlılık oluşturmak da en etkin aracı eylem eğitimdir. Çünkü her işin başı eğitimle bir çözüm diyoruz. Çünkü hayatımızdaki farklılıkları oluşturmada eğitim olmazsa olmazımızdır. 2011 yılında yapmış olduğumuz Türkiye’de aile yapısı araştırmasında çiftlere şöyle bir soru yönelttik. Eşler olarak bir sorun yaşadığınızda kimden destek alırsınız? Bu soruya yüzde 62.8’i hiç kimseden destek almam cevabını veriyor. Sorunlar 4 duvar arasında iki kişi arasında çözülmeye çalışılıyor ve ne kadar çözülebilirse. Burada bizim mutlaka destek veren kurumları daha etkin ve daha yaygın bir şekilde toplumun her kesiminde bilinir kılma yönünde çalışmalarımızı hızla yaygınlaştırıyoruz” şeklinde konuştu.
AİLE ÇOK ÖNEMLİ
Aileni çok önemli olduğuna vurgu yapan Samsun Vali Yardımcısı Haluk Şimşek şunları söyledi:
“Yaklaşık 23 - 24 yıldır Türkiye’nin birçok yerini gezdim. Bizim toplum yapımızda aile çekirdektir. Bu çekirdek aile yapımız, bizim geçmişimizden gelen örf, adet ve dini inanışlarımızdan hepsinin hamuruyla oluşmuş bir yapıdır. Yeni normlara uyarken bazı sorunları hep beraber yaşıyoruz. Bu yeni normları kendi özümüzü kaybetmeden, kendi aile yapımı temellerimizi kaybetmeden uyarlamamız lazım. Bazı aldığımız şablonlar bize birebir uymayabilir. Ama o şablon o ülkelerde çok güzel işleyebilir bizim toplum yapımıza uymayabilir. Bunları da elememiz ve özümsememiz lazım, kendi içimizde değerlendirmemiz lazım. Bizde aile çok önemlidir. Ailenin yapısında ailenin büyükleri ve çocuklarda çok önemlidir. Biz kaç yaşına gelirsek gelelim bizim çocuklarımız bizim için her zaman çocuk, anne ve babamıza göre de biz hep çocuğuz. Bu sistem bizim aile yapımızın geninde var bunu değiştirme yapımız yok. Bu yüzden bütün ilişkilerimizi buna göre harmanlamamızda fayda var. Ailemizde ne kadar mutlu ve huzurlu olursa, toplumumuzda o kadar mutlu ve huzurlu olur. Artık öyle bir çağda yaşıyoruz ki açık toplum olduk. her taraftan topluma saldırılar var. Bunlara karşı bireylerin ve ailenin kendini koruyabilmesi için aynı sistemi kullanmamız lazım. Dünya kadar dizi var. Bu dizilerde bu ailenin bütünlüğünün öneminin işlenmesi lazım. Maalesef bizim gördüğümüz en popüler olan dizilerde tam tersi şeyler görüyoruz ve yaşıyoruz. Çocuklarımız bunu hep izliyor. Bunların etkisinde kalmaması mümkün değil. İnternet denen şeyler var. Sosyal paylaşım siteleri var. Bunlarda açık toplumun belki nimetleri ama bunlarında getirdiği sıkıntılar var. Bunları da değerlendirmekte fayda var diye düşünüyorum. Bunlara karşı bir önlem almak mümkün değil ama onları ‘daha faydalı halde nasıl kullanabiliriz’, bütün aile bireylerin ‘bunların etkisinden nasıl faydalı yönde yararlandırabiliriz’ diye çalışmaklarda yapmak diye düşünüyorum.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz