HABER

5 soruda Suriye Zirvesi

Viyana'da yapılacak Suriye Zirvesi'ndeki başlıca oyuncular Rusya ve İran, ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye. Masada kimler yok? Başlıca sorunlar ne? Görüşmeler sonuç vermezse neler yaşanacak? 5 soruda Viyana Zirvesi.

5 soruda Suriye Zirvesi

Zirvenin temel amacı, Suriye'nin üçte birini kontrolü altına alan IŞİD'i yenilgiye uğratmak. Masadaki başlıca oyuncular Suriye lideri Beşar Esad'ın en büyük destekçileri Rusya ve İran. Muhalif grup ise ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye. İran dışındaki tüm ülkeler geçtiğimiz hafta Viyana'daki ilk görüşmelerde yer aldı.

Peki kim orada olmayacak?

Esad yönetimi ve Suriyeli muhalifler zirvede yer almayacak. Bu iki tarafın da toplantıya katılmaması, aslında görüşmelerin amacını da yansıtıyor. Bu savaşan tarafları bir araya getiren bir toplantı değil.

Ülkede yaşananlarda dahli olan dış güçler, sorunu kendi aralarında çözmeye çalışacak. İlerleme kaydedilirse, taraflar Suriye'de savaşan müttefiklerini anlaşmayı kabul etmeye ikna etmek, ya da daha büyük bir olasılıkla zorlamak zorunda kalacak.

Geçen haftaki görüşmelerden sonra toplantı bölge ve Avrupa ülkelerini de içine alarak genişlemeye devam ediyor.

Zirve, sadece başlıca ülkelerin görüşmeleri olmaktan çıktı ve Suriye'deki çatışma üzerinde nüfuzu bulunan tüm ülkeler konferanstan çıkabilecek herhangi bir sonucu desteklemeleri için sürece dahil edildi.

Davet edilen ülkeler arasında muhalifleri destekleyen Ürdün, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri var.

Aynı zamanda İran'la müttefik Irak hükümeti ve Esad'a yardım için milis gönderen Şii Hizbullah güçlerinin üslendiği Lübnan da masada olacak.

Sorunlar ne?

Zirvedeki başlıca ve en tartışmalı konu Esad'ın geleceği. Katılımcılar 2012 Cenevre Bildirisi'ni diriltmeye çalışıyorlar. Bildiride Suriye'nin politik bir dönüşüme gitmesi kararı alınmıştı. Bu anlaşmaya göre ülkede özgür ve şeffaf seçimler yapılacaktı.

Bildirinin İran dışında Amerika ve Rusya başta olmak üzere birçok devlet tarafından imzalanmasının üzerinden 40 ay geçti. Fakat uygulamaya geçmesi için hala adım atılmadı.

Bildirinin yürürlüğe girmesini engelleyen başlıca sorun, Esad'ın Suriye'nin değişiminde nasıl bir rol oynayacağıydı. ABD Esad'ın değişimin bir parçası olmasına sıcak bakarken, dönüşümün Esad'ın düşüşüyle tamamlanacağını savunuyor.

Suudi Arabistan Esad rejiminin hemen düşmesini isterken, son dönemde bu sert tutumunu yumuşatmaya başladı. Suudi Dışişleri Bakanı Adel al-Jubeir Çarşamba günü Esad'ın ''belirli bir süre'' içinde koltuğu bırakması gerektiğini söyledi.

İran ve Esad ise rejimin düşmesinin gerekli olmadığını düşünüyor. Esad geçtiğimiz yıl iç savaşın ortasında yapılan seçimleri kazanmıştı.

Batı ülkeleri her ne kadar seçim sonuçlarını hileli olarak nitelendirse de, Esad'ın görev süresi 2021'e kadar devam edecek. Geçtiğimiz hafta Esad ile görüşen Rusya Meclisi üyeleri Esad'ın "erken bir seçime sıcak baktığını ve tekrar adaylığını koyacağını" iddia etti.

Esad cephesinden yapılan açıklamaya göre ise "terör tamamen yok olmadan herhangi bir seçim olmayacağı" belirtildi.

Peki zirve amacına ulaşmazsa neler yaşanacak?

İran'ın davet edildiği zirvenin amacına ulaşamaması mümkün. Suudi Dışişleri bakanı görüşmelerden sonuç alımazsa başka yöntemlere başvuracaklarını açıkladı.

Olası yöntemler hakkında bilgi vermese de, Suudiler'in muhalif gruplara askeri yardım yapabileceği düşünülüyor. Muhalifler de bu duruma sıcak bakıyor.

Suriyeli bir eylemci şöyle konuşuyor: ''Esad'a yapılan her yardım muhaliflere yapılan yardım olarak geri dönüyor.'' Eylemciler ve muhalif gruplar, İran'ın zirveye davet edilmesini şiddetle kınıyor.

Batı destekli Suriye Ulusal Koalisyonu'ndan bir üye, zirvenin İran'ın katılmasının ardından başarısızlıkla sonuçlanacağını ve yeni bir kargaşayı doğuracağını düşünüyor.

Muhaliflerin bir araya gelememesi de sorun teşkil ediyor.

Suriye Ulusal Konseyi kendisini muhalefetin başlıca temsilcisi olarak görmesine rağmen, cephede savaşanlar üzerinde herhangi bir etkisi yok. Ülkedeki muhalif profili, laik ulusalcılardan İslamcı militanlara kadar geniş bir yelpazeye sahip. Birçoğu farklı gruplar içinde yer alıyor ve uluslararası arenada da farklı destekçiler için çalışıyor.

Fakat hepsinin ortak bir noktası var: İran ve Rusya'dan nefret ediyorlar. Bu iki ülkenin Suriye'de elini güçlendirecek ve açık bir şekilde Esad'ın gidişiyle sonuçlanmayacak herhangi bir çözüme karşılar.

Görüşmeler sonrası ortaya neler çıkabilir?

Görüşmelerden somut bir anlaşma sağlanması olası görünmüyor ve belirsizlik hakim. Obama yönetimi Suriye'nin laik, çoğulcu ve demokratik bir yönetime geçmesi için tüm ülkelerin birleşmesi gerektiğini defalarca yineledi. Tüm taraflar Suriye'de kurulacak demokratik bir yönetim için hemfikir olsa da, bunun nasıl hayata geçirileceği konusunda görüş ayrılıkları var.

ABD ve müttefikleri demokrasiye Esad iktidarı ile ulaşılamayacağını savunurken, İran ve Rusya da çoğunluğu Sunni'lerden oluşan eylemcilerin bu hedefi gerçekleştirmekte yeterli olmayacağını savunuyor.

Beş yıldan beri birbirlerini katleden Suriyeli Aleviler, Şiiler, Sunniler ve diğer mezhepler arasındaki nefret ortadayken kimin böylesine bir birlik ve çoğulculuğu getirebileceğini tahmin etmek zor.

Adının açıklanmasını istemeyen Birleşmiş Milletler diplomatlarına göre, görüşmeler en iyi ihtimalle 2012 Cenevre bildirisine taahüdün, bu kez İran'ın da katılımıyla tekrarlanması bekleniyor. Ama bu da 2012'yle kıyaslandığında çok da bir ilerleme sayılmaz.

Yeni bir hayalkırıklığı daha mı?

Suriye'deki iç savaşı siyasi uzlaşmayla sona erdirmek için girişilen hiçbir çaba sonuç vermedi. Çeşitli uluslarası konferanslar ve Birleşmiş Milletler'in gözlemci misyonu başarısız oldu.

Birleşmiş Milletlerin deneyimli iki diplomatı yaşadıkları hayal kırıklığı nedeniyle görevlerinden istifa etti. Viyana zirvesi de benzer bir şekilde çökebilir.

İyimser bir yaklaşım ise Rusya'nın Esad'a bağlı kalmayacağı ve İran'ın oyun değiştirebileceği.

Viyana'da elde edilebilecek en büyük başarı, Suriye'deki çatışmaları bir vekalet savaşına dönüştüren güçler arasında bir ölçüde güven teşkil edilmesi olabilir.

Suriye'deki savaşın bu kadar uzun sürmesinin nedeni hem Esad yönetimine, hem de muhaliflere gelen dış destek.

En Çok Aranan Haberler