YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

5. Uluslararası Terörizm Ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu

İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Şüphesiz sayın Başbakanımızın önderliğinde hükümet olarak yürüttüğümüz çözüm süreci de Türkiye'nin kendi realiteleri üzerine inşa

İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Şüphesiz sayın Başbakanımızın önderliğinde hükümet olarak yürüttüğümüz çözüm süreci de Türkiye'nin kendi realiteleri üzerine inşa edilmiş bir süreçtir. Bu, bizim başka ülkelerin deneyimlerinden faydalanamayacağımız anlamına da gelmez" dedi. Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu, Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesindeki Susesi Luxury Resort Otel'de başladı. Sempozyumun açılış oturumunda konuşan Bakan Güler, bugünün dünyasında güvenliği tehdit eden risklerle başa çıkmanın proaktif bir işbirliğiyle mümkün olabileceğine işaret etti. Aynı zamanda küresel ve bölgesel ölçekteki gelişmeleri 21. yüzyıl jeopolitiği açısından değerlendirmenin de önemli olduğunu vurgulayan Güler, stratejik güvenliğin, kısaca risk eksenli düşünme ve güvenlik sorununa farklı açılardan bakabilme yaklaşımı olarak ifade edildiğini anlattı. Stratejik güvenliğin ulusal, bölgesel ve uluslararası güvenlik sorunlarını daha meydana gelmeden, proatif bir yaklaşımla ele almayı gerekli gördüğünü belirten Güler, "Dolayısıyla ekonomik, sosyal ve kültürel alanda olduğu gibi güvenlik alanında da atılacak adımlarda risklerin öngörülmesi, muhtemel etkilerin minimize edilmesine yönelik politika ve stratejilerin önceden belirlenmesi çok önemlidir" diye konuştu. Bakan Güler, stratejik güvenlik açısından hükümet olarak başlattıkları çözüm sürecinin uzun bir geçmişi bulunan terör sorununun kalıcı şekilde sonuçlandırılmasını amaçladığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Terör sorunu olan her ülke bu sorunun sosyal, ekonomik, siyasal ve psikolojik boyutlarını dikkate alarak politika ve stratejiler geliştirmektedir. Diğer bir ifadeyle her sorunda uygulanabilen tek bir model yoktur. Şüphesiz sayın Başbakanımızın önderliğinde hükümet olarak yürüttüğümüz çözüm süreci de Türkiye'nin kendi realiteleri üzerine inşa edilmiş bir süreçtir. Bu, bizim başka ülkelerin deneyimlerinden faydalanamayacağımız anlamına gelmez. Hukuk ve meşruiyet sınırları içinde bütün risklerin farkında olarak, kararlı ve cesaretli bir şekilde bu süreci sürdürmekteyiz. Çözüm sürecinin başarısı, bölgesinde bir istikrar adası olan Türkiye'nin etkinliğini daha çok artıracaktır. Bu da doğrudan ve dolaylı olarak bölgemizin barış ve istikrarına katkı sağlayacaktır." - Suriye'deki gelişmeler Bakan Güler, küreselleşen ve karşılıklı bağımlılığın arttığı dünyada yereldeki bir gelişmenin kendi sınırlarını aşarak başka ülke ve bölgeleri de etkiler hale geldiğini vurguladı. Tunus, Libya ve Mısır'daki gelişmeleri hatırlatan Güler, Suriye'deki gelişmelerin ise ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Güler, Suriye'deki çatışmaların üçüncü yılını tamamlamak üzere olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her geçen gün sayıları artan Suriyeli sığınmacılar ve Suriye'deki radikal grupların nitelik değiştirmesi gibi pek çok konu, bölgesel dinamiklerle doğrudan ilgilidir. Suriye krizinin başından itibaren dünya kamuoyunu uyardığımız bir hususu da burada özellikle belirtmek isterim. Suriye'deki iç çatışma uzadıkça bu ülke, radikal gruplar ve terör örgütleri için bir çekim merkezi haine gelmiştir. Bazı batılı ülkelerin, 'Suriye'de Esed rejimi yıkılırsa El Kaide gibi yapılar güçlenir' şeklindeki yaklaşımları bugün gelinen noktada karşılık bulmamış, tam tersine çatışmanın uzaması bu tür radikal grupları güçlendirmiştir. Dahası bu örgütler sadece Suriye ve yakın komşular için değil, aynı zamanda dünya için de güvenlik riski oluşturmaktadır." Güler, Türkiye olarak Avrupa ülkelerinden gelen terörle mücadeledeki işbirliği taleplerine hep olumlu cevap verdiklerini bildirdi. Türkiye'nin yıllardır terörün her çeşidiyle mücadele ettiğini dile getiren Güler, "Bizim açımızdan terörün bir ayrımı yoktur. Hangi ideoloji, ırk, din ya da düşünce adına kim yaparsa yapsın bu değişmez, terörist teröristtir. Öte yandan Suriye'deki kardeşlerimizi de tabi ki burada kaderleriyle başbaşa bırakmamız mümkün değildir" dedi. Konuşmaların ardından sempozyuma katılanlar, "aile fotoğrafı" çektirdi. Bu yılki teması "Stratejik Güvenlik Yaklaşımları" olarak belirlenen ve 35'i Türkiye'den, 32'si ise yurt dışından olmak üzere 67 üniversite ve 7 uluslararası kuruluştan katılımın olduğu sempozyum, 8 Aralık'ta sona erecek.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler