ANKARA (ANKA)-Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Bolu’da bir ailenin, “Çocuğumu 5 yaşında okula göndermek istemem ben ” sözüne karşı, “Öyle bir mecburiyet yok. Taban 60 ay, tavan 72 ay. 5 yaşını dolduran çocuk 60 ayı bitirmiş olan çocukları da ilköğretime gönderebilirsiniz, size bağlı. Göndermezseniz kimse size niye göndermediniz demeyecek. 72 aylık çocuklar mecbur gidecek” yanıtı verdiğini söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TBMM’de, Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaretinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun yeni teşvik sistemi ile ilgili sorusuna Bakan Ergün, “Sistem ana hatlarıyla tamamlandı. Başbakanımıza da sunuldu. Uygun bir zamanda kamuoyuyla paylaşılması noktasına gelmiş olduk” şeklinde cevap verdi.
Milli Eğitim Bakanı’nın “yeni teşvik sisteminde eğitime de önemli bir teşvik verileceği” yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Ergün, “Özel sektörün de meslek lisesi açabilmesi için çalışmalarımız var. Özel sektör meslek lisesi açtığında bu teşvik kapsamında değerlendirilecek. Diğer işletmeler teşvikten nasıl yararlanıyorsa, işletme süresince de ona birtakım özel teşvikler uygulanacak. Ne gibi; Milli Eğitim Bakanlığının meslek liselerinde öğrenci başına yapmış olduğu bir harcama var. Öğrenci başına bir bedel ödenecek. Öğrencilerden bir bedel alınmayacak özel meslek liselerinde o bedel Milli Eğitim Bakanlığı kaynaklarından bir teşvik olarak özel meslek liselerinde uygulama imkanımız olacak, bunun üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.
Basın mensuplarının “Yani özel okul olacak ama öğrenci ödemeyecek, devlet ödeyecek” sözüne ise Ergün, “Devlet ödeyecek, meslek okulu olduğu için” yanıtını verdi.
Haziran ayında bir saha araştırması olacağını hatırlatan Ergün, “Sanayinin işgücü ihtiyacını araştıran bir çalışma. Bu araştırma Haziran ayında sonuçlanacak. Mesleki eğitimin tam olarak ihtiyaçlarını ortaya çıkarma imkanımız olacak” dedi.
CHP Genel Başkanı’nın gündeme getirdiği organize sanayi bölgelerinde meslek okulları açılması konusundaki taleplerin hatırlatılması üzerine de Bakan Ergün, “O gündeme getirdiğinde biz yapmıştık zaten” diye konuştu.
-YERLİ OTOMOBİL-
Ergün, “Yerli otomobil konusunda size ulaşan bir firma var mı, biz de bunu yapacağız diyenler var mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Aslında Türkiye’de üretim yapan firmaların büyük bir bölümü bu konuda çalışma içindeler. Türkiye’de başka markaların üretimini yapan aktörlere, bunların Türk ortaklarına diyoruz ki, ortaklarınıza şunu da teklif edin ya müstakil olarak kendiniz yapın ama mevcut ortaklarınıza da şunu teklif etmelisiniz 'sizin markanızı burada üretmek için size partner olduk şimdi yeni bir ortaklık yapacağız bizim markamızı üretmek için siz bize partner olun', bunu OYAK’ın Renault’ya çok rahat bir şekilde teklif edebilmesi lazım, FIAT’a Tofaş’ın çok rahat bir şekilde teklif edebilmesi lazım, Koç grubunun aynı zamanda Ford’a çok rahat bir şekilde bunları teklif edebilmesi lazım.”
“Koç dışında bu işle sizinle görüşen grup oldu mu?” sorusuna ise Ergün, “Somut projelerden bir tanesi diyelim Karsan bir adım attı, Karsan tasarımını yaptı, testlerden geçirdi. Dizaynını yaptı, bu ürünü markalaştırma yolunda üretim safhasına geldi” cevabını verdi.
-“TEMMUZ AYINDA TÜRK AKADEMİSYENLERİ KURULTAYI DÜZENLEYECEĞİZ”-
Türkiye’nin yurt dışında çok sayıda akademisyeni olduğuna işaret eden Bakan Ergün, “Ama bunlar biraz dağınık. Kendi başınalar. İlk defa hükümet olarak biz bu konuyu ele aldık. Dünyadaki akademisyenlerimizi hem kendi ülkelerinde bir araya getiriyoruz hem de onları yılda bir defa aralarından seçerek Türkiye’de bir araya getireceğiz. Mesela önümüzdeki Temmuz ayında bunların arasında ilk defa 100 tanesini seçip Türkiye’de Türk Akademisyenler Kurultayı düzenleyeceğiz” diye konuştu.
-“BİLİM VE TEKNOLOJİ ATAŞELİKLERİ OLUŞTURULACAK”-
Bakan Ergün, ilk etapta 3 ülkede Bilim ve Teknoloji ataşelikleri oluşturulacağını belirterek, “Dışişleri Bakanlığımızla protokolü hazırladık, bazı ülkelerde Bilim ve Teknoloji ataşelikleri oluşturuyoruz. 2 tane Amerika’da, 1 tane Almanya’da, 1 tane Japonya’da oluşturacağız” dedi.
-4+4+4 TEKLİFİ-
“4+4+4 teklifini nasıl buldunuz, eleştirilere nasıl bakıyorsunuz?” sorusuna Ergün, “Mevcut sistemde bir esneklik yok. Katı bir sistem. Zaten bilimsel bir temele de dayanmıyor. 28 Şubat sürecinin bir sonucu olara parlamentoda nasıl tartışıldığını biliyoruz. 8 yıllık kesintisiz eğitim referanduma sunuldu ki bu referanduma sunulsun diye bir teklif getiriliyor. Bu tepeden inme, 28 Şubat sürecinde süreci yönetenlerin, ‘yeni kuruldu hükümet ilk görevlerinden bir tanesi budur’ diyerek parlamentodan geçmiş bir şey. Bilimsel alt yapısı olan bir şey değil. Eğitim sisteminin restore etmek veya yükseltmek veya mesleki eğitimi güçlendirmek gibi amaçlardan son derece uzak. Tek bir amacı var, ‘bu gidişatın önünü kesmemiz lazım, durum çok vahim, eğer imam hatip liseleri böyle giderse, filan düşüncedeki siyasi partilerin oyları yüzde 65’lere ulaşacak, bu da Türkiye için büyük bir tehlike olacak, o zaman bu işin önü muhakkak kesilmesi lazım.’ Tek bir gaye ile adeta yapılan bir iş bu” dedi.
-“BİZİM TOPLUMUMUZ KENDİNE GÖRE DİNDARLIĞI ÖNEMSEYEN BİR TOPLUM”-
İtirazların olduğunu ifade eden Ergün, “Ne manaya geliyor itirazlar, şimdi bu yeni getirilen sistem imam hatiplerin de önünü açıyor, herkesin önünü açsın ama imam hatiplerinkini kapatsın. Böyle bir zihniyetle hareket edilemez. O da bir meslek lisesi, onun da önünün açık olması icap eder. Bizim toplum kendine göre dindarlığı önemseyen bir toplum. Dini konulara karşı hassasiyeti olan bir toplum. O zaman bu toplumun bu konuda beklediği hizmetler var. Nitelikli din hizmeti sunulacak. Nitelikli din hizmeti sunma görevi devlete ait bir görevdir. Nitelikli din eğitimi yapılacak, bu da devletin gözetimi altında yapılması gereken bir husus. Bunun için nitelikli din eğitimine ihtiyaç var. Dini bilgilerin büyük bir bölümü bugün çok eski zamanlara dayanan bilgiler. O zamanlardan bugüne transfer olmuş bilgiler. Bugüne göre bu bilgilerin yeniden toplumun ihtiyaçlarına göre kurgulanması gerekiyor. O zaman ilahiyat fakültelerinin güçlenmesi icap etmiyor mu? Herkesin önü açık olsun, bunun önü kapalı olsun, biz kapatmıştık, bin yıl bir daha açılmayacaktı şimdi niye açmaya çalışıyorsunuz gibi bir yaklaşım doğru bir yaklaşım olmaz” diye konuştu.
-“BELKİ GENEL KURUL'DA BİRAZ DAHA ŞEKLİ DEĞİŞECEK”-
Dün Bolu’da olduklarını ve bir ailenin, “Benim çocuğum 5 yaşında okula göndermek istemem ben çocuğumu” dediğini ifade eden Ergün, aileye “Hanımefendi öyle bir mecburiyet yok. Esnek bir sistem getiriliyor. Taban 60 ay, tavan 72 ay. 5 yaşını dolduran çocuk 60 ayı bitirmiş olan çocukları da ilköğretime gönderebilirsiniz size bağlı. Göndermezseniz kimse size niye göndermediniz demeyecek, ama göndermek isterseniz 60 ayını bitirmiş çocuğunuzu okul size ben bunu almam demeyecek. Üst sınır 72 ay. 72 aylık çocuklar mecbur gidecek” yanıtı verdiğini kaydeden Ergün şöyle devam etti:
“Sistem bu, 'ben böyle olduğunu bilmiyordum'. Niye bu tarafı tartışılmıyor ki, başka tarafı tartışılıyor ve işin özü kaçırılmış oluyor. Parlamentoda getirilen kanun teklifleri isterse tasarı olarak gelsin eğer içinde eksik görülen hususlar varsa onlar tamamlanacak. Yanlış görülen hususlar varsa onlar düzeltilecek. Nitekim bu tasarıda da bu teklifte de bunlar olmuştur. Teklifi veren arkadaşların verdikleri gibi komisyondan çıkmıyor ki, alt komisyon yeni bir şekil veriyor. Belki Genel Kurula gelecek, Genel Kurul’da biraz daha şekli değişecek, parlamentoda tartışa tartışa olacak bu hadiseler. En isabetlisi bizim de göremediğimiz noktaları Komisyonda arkadaşlar gösteriyor. Bazen bir köşe yazarı gösteriyor."