21 Eylül Dünya Alzheimer Günü nedeniyle Türkiye Alzheimer Derneği tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında, dikkat çekici açıklamalar yapıldı. Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, Brezilya’da 8 bin 160 kişi ile yapılan bir araştırmada ortaya çıkan beslenme ve beyin sağlığı ilişkisi hakkında bilgiler verdi.
Bunama hastalığının önlenmesinde en etkili beslenme şeklinin Akdeniz tipi beslenme olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bilgiç, Brezilya’da 8 bin 160 kişi ile yapılan bir çalışmanın sonuçlarını aktardı. Ultra işlenmiş gıdaların bunamalarda izlenen zihinsel sorunlara yol açtığını aktaran Prof. Dr. Bilgiç, “Günlük olarak tüketilen gıdaların % 20’sinden fazlasını salam, sosis, cips, hazır çorba ve gıdalar, meşrubat, pakette satılan dondurma ve şekerlemeler gibi ultra işlenmiş fabrika üretimi gıdalar oluşturuyorsa bellek sorunları ve diğer zihinsel gerilemelerin ortaya çıkma riski artıyor.” bilgisini verdi ve beyin sağlığı için bu gıdalardan uzak durulmasını önerdi.
Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Bedia Samancı, yüksek tansiyon ve bunama ilişkisi ile ilgili yapılan yeni bir çalışmadan bilgiler aktardı:
"Son veriler, COVID-19 ile ilişkili 6 aydan uzun süre devam eden koku alma sorununun, ‘beyin sisi’ adı verilen, özellikle dikkat ve konsantrasyon eksikliği ile ilişkili olduğunu göstermektedir.” bilgisini aktaran Doç. Dr. Samancı, bu durumun virüsün koku ile ilişkili bölgelerde oluşturduğu hasar ve bu hasarın beynin ön bölgelerine ilerlemesi ile ilişkili olabileceğini belirtti.
COVID-19 virüsünün, bunama hastalarında tıpatıp izlenen şekilde koku alma sorunu ve beyin bölgelerinde enflamasyon ismi verilen bir yangıya yol açtığından söz eden Doç. Dr. Samancı, sözlerine şöyle devam etti: “Bu gözlemler COVID-19 geçiren ve koku alamayan kişilerde demans riskinin yüksek olabileceğini düşündürtmekte ama bu şimdilik sadece bir varsayım.”
Sosyoekonomik şartların bunama riskine olan etkileri ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulunan Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Türker Şahiner, “Yapılan çalışmalar fakir semtlerde büyüyen ve düşük ücretlerle çalışan kişilerde bunama riskinin daha yüksek olduğunu ve bu kişilerin zihinsel işlevlerde gerileme gösterdiklerini ortaya koymuştur.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Sosyoekonomik seviyesi düşük bireylerin (gelir/varlık, işsizlik oranları, araba/ev sahipliği ve hane halkı aşırı kalabalıklığı gibi parametreler ile ölçümlendiğinde) daha iyi sosyoekonomik statüye sahip bireylere (ki bunlar yüksek genetik riskli bireyler olsa bile) kıyasla yaşlılıkta demans geliştirme olasılığı önemli ölçüde daha yüksek saptanmıştır. Bu bulgular ışığında; yoksulluğun ortadan kaldırılması ve daha adil bir gelir dağılımı ile tüm dünyada bunama riskinin de azaltılacağı aşikardır.”