YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

50 Yabancı, 30 Yerli Bilim İnsanı Değerlendirdi

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün "Dilleri ve Kültürleri Yok Olma Tehlikesine Maruz Türk Toplulukları" konulu...

50 Yabancı, 30 Yerli Bilim İnsanı Değerlendirdi

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün "Dilleri ve Kültürleri Yok Olma Tehlikesine Maruz Türk Toplulukları" konulu uluslararası sempozyumu "son seslerin kaybolmadan kayıt altına alınması" kararıyla sonuçlandı.

'Son Sesler Duyulmadan' sloganıyla yola çıkan Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, ABD'den Moğolistan'a, Afganistan'dan Kırım'a Çin'den Moldova'ya kadar uzanan ülkelerden 50'si yabancı, 30'u da yurtdışından ve yurt içinden yerli bilim insanına ev sahipliği yaptı. Rusya Federasyonu Kalmık Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Valantin Ivanovich Rassadin, ileri derecede diyabet hastası olması ve yürümekte zorlanmasına rağmen sempozyuma katılarak çalışmalarını aktardı. Sempozyumda Dünya'nın dört bir köşesinde dağınık vaziyette kalmış, nüfusları azalmış ve daha çok da içinde bulundukları baskın kültürlerin etkisine maruz kalarak asimile olmaya yüz tutmuş Türk topluluklarının dil ve kültürleri, doğrudan alanda çalışma yapmış bilim adamları tarafından ele alındı.

YOK OLMA TEHDİDİ ALTINDAKİLER

Çalkandular, Çulımlar, Dolganlar, Duhalar, Fü-Yu Kırgızları, Duhalar, Hakaslar, Hotanlar, İli Salırları, İli Uygurları, Tofalar, Karaylar, Kırımçaklar, Kumandı, Litvanya Tatarları, Lopnor Uygurları, Nogaylar, Pamir Kırgızları, Sarı Uygurlar, Sibirya Tararları, Soyotlar, Şorlar, Telengitler, Teleütler, Tubalar, Urumlar, Yurt Tatarları gibi adını dahi ilk kez duyduğumuz toplulukların maruz kaldığı yok olma tehlikesine dikkat çekildi.

Sempozyumun açılışında konuşan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Öcal Oğuz, kaybolma tehlikesi yaşayan dil ve kültürler konusunda UNESCO'nun son kırk elli yıldan beri çalışmalar yürüttüğünü, bu bağlamda Türk topluluklarının da Dünya kültür mirası çerçevesinde değerlendirilerek haklarında araştırma ve derlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti. Açılışta konuşan Enstitü Müdürü Doç.Dr. Yunus Koç, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün disiplinler arası bir yaklaşımla sadece Türk toplulukları değil tüm Dünya'daki kaybolma tehlikesi yaşayan diğer toplulukları da araştırma konuları arasına alacağını belirtti.

ÇULIM AĞZI 50 KİŞİ KALDI

Sempozyuma katılmak üzere özellikle ABD, Almanya, Azerbaycan, İspanya, Ukrayna, Rusya, Çin, Polonya ve İran'dan gelen bilim adamları kaybolma tehlikesi altındaki Türk dillerinin bugünkü durumu, lengüistik ve kültür özellikleri ile bu Türk lehçelerinin eski Türkçeyle olan ilişkilerini ortaya koymuşlardır. Sempozyumda konuşan diğer bir araştırmacı Valeriya Lemskaya ise Çulım Türk ağzını konuşan sayısının 50'nin altına düştüğünü belirterek kayıt ve derleme işlemlerinin hızla gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti. Çin'deki Özbeklerin sosyo-kültürel durumunu ortaya koyan Adalaiti Abdulla ise alanda yapılan kayıt ve derlemeler ile sosyolengüistik verileri bilim adamları ile paylaştı.

PROF. TUNCER'DEN TAM DESTEK

3 gün boyunca süren sempozyumun kapanış oturumunda konuşan Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Murat Tuncer, söz konusu topluluklarla ilgili çalışmalara yönelik her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurguladı. Prof. Tuncer, "Bu sempozyum kaybolma tehlikesi altındaki Türk dillerinin çeşitli çalışmalarla kurtarılabileceğini göstermiştir. Bunun için formüller ortaya koymuştur" dedi.

BİRLİK ARZ EDERDİ, DAĞILDI

Oturumun değerlendirme bölümü, Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Dursun Yıldırım'ın başkanlığında gerçekleşti. Prof.Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof.Dr. Semih Tezcan ve Prof.Dr. Marcel Erdal sempozyum ile ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Ercilasun, Türk lehçelerinin tarihte bir birlik arz ederken bugün çeşitli etkenler nedeniyle tehlike ile karşı karşıya bulunduğunu ve bu lehçelerle ilgili olarak dokümantasyon çalışmalarına hız kazandırılması gerektiğine işaret etti. Prof. Ercilasun, "Bu dillerde Eski ve Ana Türkçe ile ilgili çalışmalarda da önemli veriler bulunabileceğini düşünüyorum" dedi.

TÜM DİLLER ÖNEMLİ

Prof.Dr. Semih Tezcan bu tehlikedeki Türk dillerine verilecek önem kadar diğer dünya dillerine de bir bilim adamı hassasiyetiyle yaklaşılması gerektiğini belirterek, "Tehlikedeki tüm diller en az diğeri kadar önem taşıyor. Her dil için yapılacak dokümantasyon çalışmaları önem taşıyor" diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler