ANKARA (İHA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, 2020'lere doğru birincil enerjide dışa bağımlılığın yüzde 80 - 85'lere geleceğinin öngörüldüğünü ancak, yerli kaynak kullanımı ile bunu yüzde 70'lerde tutacaklarını kaydetti.
Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen 58. Türkiye Jeoloji Kurultayı bugün MTA'da başladı. 11 - 17 Nisan 2005 tarihleri arasında gerçekleşecek olan kurultaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, Maden İşleri Genel Müdürü Yener Cander, TPAO Genel Müdürü Osman Saim Dinç, TMMOB'ye bağlı oda başkanları ile ilgili kuruluşların temsilcileri katıldı.
Kurultayda bir konuşma yapan Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, yer bilimlerinin doğası gereği birçok bilim dalı ile entegre olarak çalışacak bir konuma sahip olduğunu ve birçok stratejik önemi olan bir alan olduğunu kaydetti. Yer bilimlerinin ülkelerin ekonomisinde de önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Çimen, yer bilimleri ve doğal kaynakların ülkelerin jeostratejik öneminin belirlenmesinde çok büyük rolü olduğunu belirtti. Jeostratejik konumun, ulusal ve uluslararası stratejinin belirlenmesinde çok önemli olduğuna dikkat çeken Çimen, yer bilimlerinin ülkelerin ekonomik ve fiziki güvenliği için de çok önemli olduğunu söyledi. Son doğa felaketlerinin yer bilimlerinin ve bu alana verilmesi gereken önemin ne kadar stratejik olduğunu ortaya koyduğunu kaydeden Çimen, "Geçmiş dönemlerde farklı bakış açıları ve ekonomik olarak jeoloji ihmal edilmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak önümüzdeki dönemde, doğal kaynakların araştırılması ve yer bilimlerinin önemine dikkat ederek, bu alanda geleceğe yönelik olarak, geçmişteki sıkıntıları ortadan kaldıracak bir politika izliyoruz" dedi.
"TÜRKİYE'NİN ENERJİ İTHALATINDA DIŞA BAĞIMLILIĞI YÜZDE 65" Türkiye'nin enerji arz güvenliğini riske sokacak bir dışa bağımlılığa tabi olduğunu vurgulayan Çimen, "Enerji ithalatında dışa bağımlılığımız yüzde 65 oranında. Geleceğe yönelik projeksiyon çalışmaları kapsamında, eğer geçmişteki gibi devam etseydik, 2020'lere doğru birincil enerjide ithalat bağımlılığının yüzde 80 - 85'lere gelmesi öngörülüyor. Ancak bakanlık olarak su, kömür, petrol ve doğalgaz gibi yerli kaynakları azami ölçüde kullanmayı amaçlıyoruz. 2020'lerde bilinen yerli kaynakların tümünün kullanımını öngören bir politika uyguluyoruz. Böylece 2020'lerde dışa bağımlılığın en çok yüzde 70'lerde olmasını öngörüyoruz" diye konuştu.
Özellikle kömür kaynaklarının araştırılmasına büyük önem verdiklerini belirten Çimen, 8.5 milyar ton olarak belirtilen linyit kaynakları ve Zonguldak havzasındaki kömürlerin gelişen teknoloji ile daha da artması için çalıştıklarını söyledi. Çimen, "Kömürde tüm potansiyelin ortaya çıkması için seferberlik yapıyoruz" dedi.
Türkiye'nin hidrolik kaynaklarının enerji üretimindeki yerinin 110 milyar kilowattsaat olduğunu ifade eden Çimen, "Ancak ekonomik olarak değerlendirilebilir su potansiyelimiz bunun çok üzerindedir. Yapılacak çalışmalarla bunun, ilk etapta 150 - 180 hatta 200 miyar kilowattsaat kapasiteye çıkabileceğini söyleyebiliriz" diye konuştu.
Türkiye Taş Kömürü Kurumu'nun (TTK) ekonomiye bir yük olarak tanımlandığını belirten Çimen, "Bu dönemde taş kömürünün tam potansiyelinin değerlendirilmesi için TTK'nın yeniden yapılandırılması çalışmalarını yaptık. TTK'nın yeni aramalar ve alınan yeni tedbirlerle önümüzdeki dönemde büyük bir taş kömürü üretimi gerçekleştireceğini düşünüyoruz" dedi. Ayrıca, Zonguldak havzasını rodövans karşılığı özel sektör kullanımına açtıklarını da hatırlatan Çimen, "Önümüzdeki 5 - 6 yılda, o alanda rodövans ve TTK üretimi ile 5 - 6 milyon ton üretim potansiyeli yakalayabileceğiz" dedi. TKİ'yi de üzerindeki atıl durumdan kurtaracaklarını bildiren Çimen, TKİ'yi, linyit kaynaklarını santrallerde ve sanayide kullanmak için bir atılım içine soktuklarını söyledi. Çimen, "Tüm bu gelişmeler herkesin ve bizim şikayetçi olduğu aşırı ve gereksiz ithalatı önleyen bir sonuç doğuracak. Ayrıca, iş adamlarına daha çok iş, işsizlere de iş ve ülkeye ekonomik katkı sağlayacaktır" dedi.
"HEDEFİMİZ TPAO'YU BÖLGEDE DAHA CİDDİ BİR ATILIM YAPMAYA HAZIR HALE GETİRMEK" Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın da (TPAO) büyük bir atılım içinde olduğunu belirten Çimen, "Özellikle Batı ve Doğu Karadeniz'de petrol ve doğal gaz arama çalışmaları, yeraltı zenginliklerinin ortaya çıkarılmasındaki kararlı çalışmaların ilk sinyalleridir ve bunun devamı gelecektir. Arama bütçesi 2002 yılında 40 milyar dolar olan TPAO'nun bütçesi 2003 yılında 70 milyon dolar, 2004'te 150 milyon dolar 2005'te 230 milyon dolar olmuştur. 230 milyon dolar TPAO'nun son 15 yıllık arama bütçesinin bile üzerindedir. TPAO bu atılımı Türkiye'nin ekonomik olarak yeniden yapılandığı, ekonomik hedefleri tutturmaya çalıştığı bir ortamda yapmıştır" şeklinde konuştu.
Yurt içi ve dışında TPAO'nun gıpta edilecek bir durumda olduğunu ifade eden Çimen, "Hedefimiz TPAO'yu bölgede daha ciddi bir atılım yapmaya hazır lağımlılığa tabi olduğunu vurgulayan Çimen,hale getirmektir. TPAO, sadece Türkiye içinde değil, bölgesel bir aktör olarak çalışmalarını sürdürmektedir" diye konuştu.
Yeni Maden Kanunu'nun madencilerin karşılaştığı birçok sorunu hafifletecek ve çözecek nitelikte olduğunu belirten Çimen, "Belki mükemmel ve ideal değil ama mükemmel ve ideal olmak için bazı kademelerden geçmek gerekir. Maden sektöründen son derece olumlu sinyaller alıyoruz. Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne (MİGM) yapılan ruhsat başvurularının artışına bakınca, yansımaların olumlu olduğunu görüyoruz" dedi.
Tüm bu düzenlemelerin sektörle iyi bir iletişim içine sokulmadığı durumda, sadece kağıt üzerinde kalacağını belirten Çimen, MİGM'nin de madencileri yardımcı olmak üzere, ruhsat alanında bürokrasiyi azaltmak ve iş takipçiliğini ortadan kaldırmak için çağa uygun bir çalışma ortaya koyduğunu söyledi. Çimen, madencilerin artık elektronik ortamda, kendi sahalarını soruşturabildiklerini, müracaat yapabildiklerini ve ruhsat işlemlerini takip edebildiklerini kaydetti. Yeraltı kaynaklarından azami ölçüde yararlanmak için çalıştıklarını belirten Çimen, "Ama bu sadece kamunun yapacağı bir iş değil. Özel sektör ve diğer kuruluşlarla sinerji yaratmalıyız. Hiçbir gizli ajandamız yok. Sadece yerli kaynakların daha çok kullanımı için çalışıyoruz" diye konuştu.