İnfertilite (kısırlık) sorunu yaşayan aileler sağlıklı bir bebeğe sahip olabilmek için büyük bir mücadele vermektedirler. Çiftlerin çocuk sahibi olmalarını engelleyen sebeplerden kurtulmak için atmaları gereken en önemli adım, problemin ne olduğu konusunda mümkün olduğunca fazla bilgilenmektir. Bunun için çiftler öncelikle bu durumu iyice araştırmalı ve kendileri hakkında yeterince bilgiye sahip olmalıdırlar. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi Klinik Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Seval Taşdemir, Mynet okurları için yazdı.
Kısırlık sorunu çoğu zaman baskılar ve çeşitli çekinceler nedeniyle arkadaş yada aile çevresiyle rahatça paylaşılamaz. Son yıllarda kısırlık sorunu yaşayan çiftlerin sosyal hayatın içerisinde karşılaştığı sıkıntılar açısından oldukça fazla yol kat edilmiş olmasına rağmen maalesef hala birçok çevrede kısırlık bir tabu olarak görülüyor.
Son dönem yapılan araştırmaların ortaya çıkardığı sonuçlara göre her altı çiftten biri infertilite sorununu yaşıyor. Peki çevremizde bu kadar sık karşılaştığımız infertilite (kısırlık) tam olarak nedir?
Genç bir kadının düzenli cinsel ilişkide bulunduğu taktirde gebe kalma şansı %20'dir. Korunmayan çiftlerin bir çoğu ilk 6 ay içinde hamile kalır. Basit olarak kısırlık bir yıl süresince çiftin herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmamasına rağmen gebeliğin elde edilememesi durumudur. Çiftlerde infertilite erkek, kadın veya her ikisindeki problemlere bağlı olabilir. İnfertil çiftlerin %30'u erkeğe bağlı, %30'u kadına bağlı nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamamaktadır. Çiftlerin %40'ında ise infertilite eşlerin her ikisindeki problemlere bağlıdır. Erkek eşte sperm sayısının, hareketliliğinin yada normal yapıdaki spermlerin azalması ve menide hiç sperm olmaması infertilite nedenleridir. Ayrıca iktidarsızlık ve geriye boşalma da infertiliteye yol açabilir. Kadın eşte ise yumurtlamanın olmaması, endometriozis (karın içine kanamalar yapan bir hastalık), Fallop tüplerinin tıkalı olması ve rahimde myomların bulunması infertilite nedenidir.
Çiftlerde kısırlık problemiyle karşılaşma oranı sürekli olarak artış göstermektedir. Değişen hayat şartları, evlilik yaşının yükselmesi ve çiftlerin geç çocuk sahibi olma isteği sorunun yaygınlaşmasının nedenlerindendir. Kadınların ileri yaşlarda anne olma isteği ve erkekte sperm kalitesinin düşmesi kısırlık artışının en önemli sebeplerindendir. Modern hayata bağlı olarak değişen yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol kullanımı, teknolojik gelişmeler, stres, iş ve çalışma çevresi sperm kalitesinin düşmesinin genel nedenleri olarak sıralanabilir. Şehir merkezlerinin yanı sıra kırsal kesimde de aynı sorunla karşılaşılmaktadır. Tarımsal ilaçlamalarda kimyasalların fazla kullanılmaya başlanması burada kırsal bölgelerde yaşayan insanları olumsuz yönde etkilemektedir.
Stresin Üreme Sağlığına Etkileri
Stresin kadın ve erkek infertilitesi üzerindeli etkisi azımsanmayacak kadar fazladır. Üreme hormonlarını salgılayan hipofiz bezi duygusal değişikliklere ve strese son derece duyarlı olduğundan stres kadınlarda adet düzenini bozar. Kısa süren duygusal değişiklikler ve stres geçici problemlere de neden olur. Daha uzun süreli stres üreme hormonlarının dengesini bozar. Bu durum da stresin artmasına neden olduğundan sürekli bir kısır döngü oluşur.
Yapılan değişik çalışmalarda stresin gebe kalabilmeyi zorlaştırdığı gösterilmiştir. Kadınlarda depresyon ve anksiyete, kalp hastalıklarına ve yeme bozukluklarına yol açmanın yanında üreme sağlığını da olumsuz etkiler. Stres kurtulmak için destek gruplarına katılan kadınlarda gebelik oranlarının arttığı saptanmıştır.
Kısırlık tedavisi gören bazı çiftlerin psikolojik olarak etkilenerek strese girdikleri belirlenmiştir. Stres bu tedavilerin başarısını olumsuz etkiler. Bazı çiftler sıkıntı ve kabuslardan yakınır, bu çiftler genellikle kısırlık ve tedavisi hakkında konuşmaktan kaçar. Tedavi sırasında etkilenen çiftlerin doğumdan sonra bebeği benimsemesinde de problemler görülebilir. Durumunuzu ve tedavinizi konuşmak sizi rahatsız ediyorsa bu durumu hekiminizle paylaşın. Hekiminiz sizi rahatlatabilecek önerilerde bulunacaktır.
Yaşantınızda sizi strese sokan nedenlerin belirlenmesi stresten kurtulmak için atılacak ilk adımdır. Çalışma yaşamınız ile ilgili problemler, aile bireyleri ile olan problemler, yalnızlık, başarısız olma kaygısı, suçluluk duygusu, fazla rekabet ve cinsel hayatınızdaki problemler strese neden olur. Çoğu zaman kontrol edebileceğiniz ve çözüm bulabileceğiniz sıkıntılar birikerek sizi strese sokar. Kendinize biraz daha fazla zaman ayırmak, zevk aldığınız uğraşlara zaman ayırmak, ılık banyo ve masaj alınabilecek basit önlemlerdir.
Streste olduğunuzun fakında mısınız?
Günlük hayatın yoğunluğunda gergin ve yorgun hatta mutsuz olmak bir süre sonra yaşantınızın doğal bir parçası haline gelebilir. Birçok çift hekime başvurana dek ne kadar gergin ve stresli olduklarını fark etmezler.
Ne kadar streslisiniz?
- Kendinizi sürekli yorgun hissediyor musunuz?
- Uykuya dalmakta güçlük çekiyor musunuz?
- Sık sık başınız ağrıyor mu?
- Adetleriniz düzensiz mi?
- Sık sık vajinal enfeksiyon ve uçuk enfeksiyonu geçiriyor musunuz?
- İş arkadaşlarınıza ve ailenize gösterdiğiniz tolerans azalıyor mu?
Bu sorulardan bir veya birkaçına evet cevabını vermeniz streste olabileceğinizi gösterir.
Stresten kurtulabilirsiniz;
Düzenli beslenme, hafif egzersiz, yeteri kadar dinlenmek ve sizi rahatlatan zevk aldığınız uğraşlara vakit ayırmanız stresin fiziksel bulgularını ve üreme sağlığınıza olan olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilir. Depresyon tanısı ile ilaç tedavisi gerektiğinde infertilite tedavisine ara verilmesi ve depresyon tedavisi bittikten sonra yeniden başlanması uygun olur.