Ailesi ve akrabaların yaşadığı Şazibey Mahallesi Ali Sezai Bulvarı'nda yer alan Ebrar Sitesi'nde yıllarca ikamet eden 32 yaşındaki Tuzcu, arkadaşının, sitedeki binaların olası depremde yıkılabileceği yönündeki uyarısından etkilenerek afetten 5 gün önce taşındı.
Yıkılan Yavuz Apartmanı'nda, depremden saatler önce ziyaret edip ayrıldığı ailesini son kez gören Tuzcu, 22 bloktan oluşan ve yaklaşık 1400 kişiye mezar olan sitede babası Ali, annesi Kamer, kız kardeşi Seda, erkek kardeşi Talip ve babaannesi Hatice Tuzcu'nun da aralarında bulunduğu 69 yakınını kaybetti.
Akrabalarının Onikişubat ilçesi Cücelli Mahalle Mezarlığı'ndaki kabirlerini ziyaretinde yeniden yaşadığı hüznüne duaları ve gözyaşları eşlik eden Tuzcu, afetin birinci yılını geride bırakırken yitirdiği sevdiklerinin hatıralarını zihninde diri tutuyor.
"HER ŞEYİNİ ALIP GÖTÜRÜYOR, SADECE ZİHNİNDEKİLER KALIYOR"
Tuzcu, AA muhabirine, 6 Şubat'taki depremlerde ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Depremden 5 gün önce taşındığı Ebrar Sitesi'nin yerle bir oluşuna şahitlik ettiğini anlatan Tuzcu, hemen hemen bütün akrabalarının aynı sitede farklı bloklarda ikamet ettiğini söyledi.
Tuzcu, depremin ardından 11 gün boyunca kendi hurda şirketlerine ait iş makineleriyle akrabalarının cenazelerini aradığını aktardı.
Depremin bütün sevdiklerini kendisinden ayırdığını dile getiren Tuzcu, "Annemi, babamı, kız ve erkek kardeşimi, babaannemi ve yakınlarımı kaybettim. Normalde birisi evde vefat etse bir sürü eşyası, fotoğrafları, anıları kalır ama hiçbir şeyleri kalmadı. Bir tane dahi fotoğrafı kalmadı." diye konuştu.
Tuzcu, sadece sosyal medyadaki fotoğraflara ulaşabildiğini, evlerindeki albümlerin, özel eşyaların da enkazda yitip gittiğini belirterek, "Deprem daha ağır bir şeymiş. Her şeyini alıp götürüyor, sadece zihnindekiler kalıyor." dedi.
İki amcası ve halasının depremden sonra sadece 1 evladının kaldığını ifade eden Tuzcu, annesini ve babasını kaybeden 5 yeğeninin de kendisine emanet olduğunu kaydetti.
"KEŞKE AİLEMİ VE HERKESİ BURADAN TAŞISAYMIŞIM"
Akrabalarını kaybettiği sitenin yakınlarından geçerken hüzünlendiğine işaret eden Tuzcu, şöyle konuştu:
"Bir yıldan beri buraya gelemiyorum. Yan yoldan, aşağı yoldan geçerken yutkunamıyorum. Tarifsiz bir şey. Boğazım düğümlenerek geçiyorum. Arkadaşımın uyarısında sonra keşke ailemi ve herkesi buradan taşısaymışım. Pişman olduğum nokta bu. Onların buradan çıkmasını sağlayamadım. Elimde imkanlarım olsaydı da onları da çıkarmış olsaydım."
Tuzcu, depremin ardından çok sıkıntılı günler geçirdiğini ve baba emaneti iş yerinde hayata tutunmaya çalıştığını sözlerine ekledi.