İSTANBUL (AA) - ELİF KÜÇÜK - Anne karnında hidrosefali ile spina bifida teşhisi konulan ve dünyaya gözlerini açtıktan sonra 9 ay boyunca yanlış tedavi uygulandığı iddia edilen 6 yaşındaki Asaf Adıgüzel, ömür boyu sürecek tedavisi için yardım eli bekliyor.
Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde yaşayan Adıgüzel ailesinin evladı Asaf'a, aşırı beyin omurilik sıvısının beyindeki boşluklarda birikmesi ve kafa içindeki basıncı artırmasıyla ortaya çıkan "hidrosefali" ve fetal omurilik kanalının tamamen kapanmaması nedeniyle "spina bifida" tanısı henüz anne karnındayken konuldu.
Adıgüzel çiftine, bebeklerinin yaşama ihtimalinin düşük olduğu, yaşasa dahi sakat kalma riski bulunduğu, bu nedenle aldırılması gerektiği söylendi.
Bu kararı onaylamayarak birbirlerine ömürleri yettiğince evlatlarının yanında olma sözü veren Adıgüzel çifti, oğulları Asaf'ı 2013 yılında kucaklarına aldı.
Minik Asaf'ın zorluklarla dolu yaşam mücadelesi, doğduğu ilk gün spina bifida rahatsızlığı nedeniyle alındığı omurga ameliyatıyla başladı.
- Yaşamının ilk 9 ayında 14 ameliyat geçirdi
Ailenin, yanlış tedavi uygulandığı iddiasında bulunduğu Asaf, yaşamının ilk 9 ayında 14, toplamda ise 17 ameliyat geçirmek zorunda kaldı.
Beyninde biriken sıvının tahliye edilmesi için ömür boyu vücudunda taşımak üzere şant cihazı yerleştirilen Asaf'ın ailesi, son çare olarak özel hastanedeki bir hekime başvurdu.
Tedavi masraflarının yüksek olması nedeniyle zorluk yaşayan Adıgüzel ailesi, çocukları Asaf'ın ömür boyu sürecek tedavisi için destek bekliyor.
- "Kalbi atıyordu, evladımızdı, bir parçamızdı"
Baba Cüneyt Adıgüzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Asaf'ın hastalıklarıyla o doğmadan önce mücadele etmeye başladıklarını söyledi.
Eşinin 2,5 aylık hamileyken gittiği rutin kontroller sırasında doktorunun Asaf'ta rahatsızlık olduğunu anladığını ve tetkikler sonucunda spina bifida olmasından şüphelendiğini belirten Adıgüzel, 3,5 aylıkken hastalığının tamamen anlaşıldığını aktardı.
Ayrıca, Asaf'ın beyninde aşırı derecede su toplandığını öğrendiklerini anlatan Adıgüzel, "O zaman Kocaeli'deki bir devlet hastanesindeydik ve tedaviler orada devam ediyordu. Doktor heyetine girdim. Heyet çocuğun alınması gerektiğini, doğduğu zaman ya da anne karnında ölebileceğini söyledi. Ben, bu durumun anneye bir zararı olup olmadığını kendi doktorumuza sordum. Bir zararı olmadığını ancak çocuğun sakat ya da prematüre doğabileceğini anlattı. Ancak biz çocuğu aldırmayı kabul etmedik. Sonuçta onun kalbi atıyordu, evladımızdı, bir parçamızdı. Her ne olursa olsun ömrümüz yettiğince onu kabullendik." diye konuştu.
- "Doğduktan 1 saat sonra ameliyat edildi"
Sonraki süreçte iç hastalıkları uzmanı ile beyin ve sinir cerrahisine sevk edildiklerini dile getiren Adıgüzel, şunları kaydetti:
"Asaf doğduktan yaklaşık 1 saat sonra spina bifida ve skolyoz nedeniyle ameliyat edildi. 15 gün sonra doktoru kendisine şant takmadığını, belindeki ameliyatın sonucunda kafasında büyüme olursa onu da takacağını söyledi. İlk etapta her şey çok güzel ilerliyordu. Sonrasında şant takılmasına karar verildi. Şant takıldıktan sonra enfeksiyona yol açtığı ve kafasında şişkinlikler meydana geldiği için çocuk sürekli ameliyat geçirmeye başladı. 9. ayına kadar toplamda 14 ameliyat geçirmiş oldu.
Bir gün eşim doktorumuzun Asaf'ın ameliyatlarına girmediği ve ameliyatı asistanlarına yaptırdığından şüphelendiğini söyledi. Çünkü her kontrole gittiğimizde doktor, 'Bu çocuğa ne yaptınız?' diye asistanlarına soruyordu. 14. ameliyatından önce asistanlarına doktoru sordum. Ancak kendisinin ameliyatta olmayacağını söylediler. Bunu duyunca çok gerildim, eşimin dedikleri doğru çıkmıştı. Asaf'ın gereksiz tedaviler ve tecrübesiz insanlar nedeniyle sürekli gereksiz yere ameliyat olduğunu anladım. Fakat o an başka şansımız yoktu, çocuğumuz ameliyat olmazsa beyin basıncının yükselmesinden dolayı ölecekti. Ben de çocuğumu kurtarayım sonrasında başımın çaresine bakarım diye düşündüm."
- "9 aylıkken ağırlıktan kafasını tutamıyordu"
Adıgüzel, Asaf'ın Kocaeli'deki son ameliyatının ardından kendisine İstanbul'daki özel bir hastanede görev yapan beyin ve sinir cerrahının önerildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Öneri üzerine doktordan randevu aldım. O zaman maddi durumum da çok iyiydi. Doktorumuzla ilk görüşmemizde Asaf'a şu ana kadar yapılan bütün tedavilerin yanlış olduğunu, takılan şant cihazının beynindeki sıvıya göre düşük kalitede olduğunu söyledi. Asaf, burada yeni bir operasyon geçirdi ve bunu başarıyla tamamladı. Daha sonra önceki ameliyatlardan kalan mevcut yaraları tedavi edilmeye başlandı. Çocuğum doktorumuza ilk başvurduğumuzda yani 9 aylıkken ağırlıktan kafasını tutamıyordu. Ameliyattan yaklaşık 6-7 ay sonra kafasını taşıyabilmeye başladı ve erken konuştu."
Adıgüzel, Asaf'ın önceki ameliyatlarda yapılan yanlış müdahaleler nedeniyle ayaklarındaki hareket kabiliyetini yitirdiğini ileri sürerek, yoğun bir fizik tedavi programının ardından şu anda sağ ayağında istemli, sol ayağında ise hafif hareket olduğunu söyledi.
- "Maddi imkanlarım artık sınırın sonuna geldi"
İstanbul'daki ilk ameliyatının ardından Asaf'ın sağlık durumunun normal seyrine döndüğünü ve yılda 1 kez rutin kontrollerini yaptırdıklarını anlatan Adıgüzel, temmuz ayında Asaf'ın başında yeniden bir şişlik oluştuğunu fark etmeleri üzerine doktorlarına başvurduklarını belirtti.
Adıgüzel, yapılan tetkikler sonucunda Asaf'ın şant cihazının yüzde 50 çalışmadığının anlaşıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Şantın değişmesi gerekiyordu ancak ameliyat sırasında Asaf'ın enfeksiyonu olduğu anlaşıldı ve ameliyat tamamlanamadı. Bir süre enfeksiyon tedavisi gören Asaf, daha sonra şant ameliyatına girdi. Bu aşamada hastanedeki süreç uzadı ve maliyet de arttı. Maddi imkanlarım artık sınırın sonuna geldi. Krizden dolayı iş değiştirmiştim. Şu anda bir yerde sözleşmeli olarak çalışıyorum ve maaşım eskisine oranla düştü. O nedenle, Asaf'ın yeniden ameliyat olması gerektiğini öğrendiğimde önce İstanbul'daki bir araştırma hastanesine başvurdum. Orada meşhur bir profesör vardı. Çocuğun durumunu anlattığım asistan hocanın bu ameliyata girmeyeceğini söyledi. Ben de ağzım bir kere yandığı için kabul etmedim. Arkadaşlarıma telefon açtım, bir şekilde ameliyat parasını toparladık ancak enfeksiyon durumu gelişince ihtiyaç arttı ve durum farklılaştı. Bu ameliyatın bir daha tekrarlanma olasılığı da var yani Asaf'ın durumu bugünlük değil. Arkadaşlarım durumu bildikleri için benim haberim olmadan, sosyal medya hesaplarından oğlumun hikayesini paylaşmışlar ve Kocaeli'deki yerel gazetelere durumu anlatarak yardım talebinde bulunmuşlar."
- "Evladıma daha güzel bir gelecek hazırlamak istiyorum"
Baba Cüneyt Adıgüzel, cuma günü taburcu olacaklarına değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Oğlum inatçıdır, hiç pes etmez. O umutla hayata sarıldı. Hayati riski vardı ama Allah'a şükür 30 Temmuz'daki ameliyatı güzel geçti. Bu anlattıklarımın hepsi evrakta bellidir. Ziyaret etmek isteyen olursa cumaya kadar burada olacağız. Ben evladıma daha güzel bir gelecek hazırlamak istiyorum. Bu nedenle sağlıklı olması lazım. Sağlığı için emin ellerde olması gerekiyor. Benim ekonomik durumum ne kadar böyle gider bilmiyorum ama Asaf'ın durumu böyle devam edecek. Gönlünde evlat sevgisi olan, engelli yaşamlara destek olmak isteyen kişilerden destek bekliyorum. Yaşadıklarımızdan dolayı gönlüm oğlumu şu anki doktorumuzdan başkasına emanet etmeye elvermiyor."