Olay, dün akşam saatlerinde ‘155 Polis İmdat’ hattına yapılan ihbar ile ortaya çıktı. Eşinden 18 ay önce boşanan Fikriye Mungan (39), eltisi Şadiye Y.’nin 1992-1994 yılları arasında doğum yaptığını ve çocuğun 10 yıl önce vefat eden kayınpederi Abdi Y. tarafından canlı canlı gömüldüğünü iddia ederek şikayetçi oldu. Gece karanlığında Mungan’ın gösterdiği ağacın dibinde tespit çalışması yapan polis ekipleri, sabah erken saatlerde kazı çalışması başlattı.
“BU ÇOCUKTAN BİRŞEY OLMAZ DEYİP, GÖMELİM DEDİ”
20 yıldan bu yana olayı anlatmaması için eski eşi ve eşinin ailesinden sayısız tehdit aldığını iddia eden Fikriye Mungan; “Bundan 20 yıl öncesinde 1992-1994 yılları arasında eltimin çocuğu 7 aylıkken evin önünde düştü. Canlı doğduğunu gördük, dünyanın havasını teneffüs ediyordu. Şahısların hepsi ordaydı. Bende ordaydım. Kayınpederim, ‘Bu çocuktan bir şey olmaz deyip gömelim.
Erken doğum yaptığı için yaşamayacak belli’ dedi. Çocuğu kordonlarıyla birlikte yeşil bir poşetinin içine koydu. Çapayı küreği alıp ‘Buraya gömelim’ dedi. ‘Hocaya haber verelim’ dedik. ‘Onca merasime gerek yok. Ben buraya gömeceğim’ dedi. Poşetin ağzını da kapatarak 40-50 santimetre derinliğinde çukur kazıp, buraya gömdü. Kayınpederim yaptı bunu. Kendisi de 2003 yılında vefat etti. Ben bu aileden çok çektim. Özellikle o olaydan sonra çok tehdit aldım. Bir şeyleri kaybetmemek için sesimi çıkaramadım çok korktum. Beni boşandırdılar. Artık kaybedecek bir şeyim kalmadı, vicdanımın sesini dinledim ve söyleme gereği duydum” dedi. Eltisi Şadiye Y’ye olayı polise anlattığını söylediğinde hiçbir tepki almadığını ifade eden 2 çocuk annesi Fikriye Mungan, eşinin ailesinin bu olay nedeniyle birkaç kez kocasıyla arasını bozmaya çalıştığını ve zaman zaman ayrılık yaşadıklarını öne sürdü. Mungan, eski kayınpederi Abdi Y.’nin ise 2003 yılında vefat ettiğini sözlerine ekledi.
Nazilli Cumhuriyet Savcısının talimatıyla Nazilli Belediyesi Fen İşleri ekipleri tarafından yapılan kazıda, poşet parçaları ortaya çıkarıldı. Delil torbasına konulan poşet parçalarında çocuk kalıntısına rastlanılmazken, bulunan parçalar İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Olayda söz geçen aile tüm iddiaları reddetti. (İHA)