Böbrekte alarm zilleri çalıyor! Ülkemizde her 7 kişiden biri böbrek hastası, üstelik sayı hızla artıyor. Dünyada salgın halinde ilerleyen ve sinsi seyrettiğinden çoğunlukla böbrek yetmezliği evresinde ortaya çıkan hastalığa günlük hayatımızdaki yanlış alışkanlıklarımız da davetiye çıkarıyor. Özellikle aşırı tuz tüketimi ülkemizde çok önemli bir sorun. Sağlık Bakanlığı da tuzla mücadele kapsamında önemli tedbirler alıyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Prof. Dr. Ülkem Çakır, kronik böbrek hastalığı nedeniyle günümüzde 70 bin kişinin diyalize bağlı yaşamak zorunda olduğunu belirtirken, her 10 kronik böbrek hastasından sadece birinin hastalığının farkında olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Çakır, bu çok ciddi hastalığa dikkat çekmek için her yıl Mart ayının ikinci perşembesi kutlanan ‘Dünya Böbrek Günü’ kapsamında çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kronik böbrek hastalığı küresel bir salgın halini alan çok önemli bir sorun. Tüm dünyada erişkinlerin yaklaşık % 10’u böbrek hastası. Vücudumuz için hayati öneme sahip olan, görünüm itibariyle kuru fasulyeyi andıran, her biri ortalama 10 cm boyunda ve 150 gram ağırlığında olan böbreklerimiz pek çok nedenle yıpranıp yetersiz hale gelebiliyor. Türk Nefroloji Derneği’nin gerçekleştirdiği CREDIT çalışması, ülkemizde her 7 kişiden birinin kronik böbrek hastası olduğunu ortaya koyuyor. Kronik böbrek hastalığının sıklıkla sinsi şekilde seyrettiğini, düzenli tarama yapılmadıkça erken evrelerde teşhisinin zor olduğunu belirten Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Prof. Dr. Ülkem Çakır, “Kronik böbrek hastalığı ilerleyici bir hastalık. Ülkemizde her 10 kronik böbrek hastasından sadece biri hastalığının farkında. Erken tanısının düşük olması nedeniyle, hastalık sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresinde kendini gösteriyor” diyor.
Böbrek hastalarının sayısı hızla artıyor
Ülkemizde diyalize bağlı veya böbrek nakli yapılmış yaklaşık 70 bin hasta var. Üstelik sayı hızla artıyor. Sağlık bütçesinin % 5’i bu hastalar için harcanıyor. Dünyada son dönem böbrek yetmezliği gelişen hastaların yaşamını sürdürebilmesi için diyaliz ve böbrek nakli tedavisi şart. Bu tedavilerin global maliyeti de 1 trilyon doları aşıyor. Buna karşın kronik böbrek hastalığı basit ve ucuz kan ve idrar testleri ile kolaylıkla teşhis edilebilirken, erken evrede saptandığında tedavi edilerek ilerlemesi engellenebiliyor veya geciktirilebiliyor. Riskli kişilere yönelik etkin tarama ve tedavi ile de hastalığın gelişimi önlenebiliyor.
Ölüm ve maluliyet riski 10-30 kat fazla!
Kronik böbrek hastalarında ölüm ve maluliyet riskleri sağlıklı bireylerden 10-30 kat daha fazla. Hastalığın olumsuz sonuçlarını engellemenin en etkin yolu, tedaviden çok engelleyici tedbirler. Bunun için ulusal ölçekli bir hastalık yönetimi modelinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu bağlamda sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin toplum tarafından benimsenmesi ve uygulanması hastalığın büyük oranda kontrolünü sağlamak açısından önem taşıyor. Gerek dünyada gerekse ülkemizde bu çok önemli soruna karşı farkındalığı artırmak amacıyla 2006 yılından bu yana Mart ayının ikinci Perşembe günü “Dünya Böbrek Günü” olarak kutlanıyor. 12 Mart Dünya Böbrek Günü’nün bu yılki sloganı “Herkes için böbrek sağlığı”. Prof. Dr. Çakır “Tüm dünyada giderek yaygınlaşan bir sağlık sorunu olan böbrek hastalıklarının önlenmesinde ve tedavi edilmesinde ne yazık ki her birey aynı olanaklara sahip değildir. Ülkelerin değişen ekonomik koşulları ve yetersiz sağlık politikaları nedeniyle ciddi bir sağlık sorunu haline gelen böbrek hastalıkları anlamsız yere kişileri çaresiz bırakmaktadır. 2015 yılı böbrek gününün teması; böbrek hastalıklarının önlenebilir ve tedavi edilebilir olduğunun özellikle hükümetler ve kanun yapıcılar nezdinde farkındalığının arttırılmasıdır” diyor.
Kronik böbrek hastalığı önlenebilir!
Enfeksiyon, kanama, yanlış ilaç hatta çok sık ağrı kesici kullanımı ile beslenmeden sigara ve aşırı alkole birçok yanlış alışkanlık nedeniyle böbreklerde işlev bozukluğu meydana gelebiliyor. Özellikle şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları ve obezite sorunu olanlar ile ileri yaştaki kişiler ve ailesinde böbrek hastalığı bulunanlar risk altında. Risk unsuru taşıyanların böbreklerini düzenli kontrol ettirmesinin şart olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çakır, kronik böbrek hastalığının önlenebilir bir hastalık olduğunu belirterek “Bunun için düzenli egzersiz yapılmalı, sağlıklı beslenmeli ve ideal vücut ağırlığımızı korumalı, tuzu azaltmalı, yeterli su içmeli, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmalıyız” diyor.