Olay, Cihanbeyli ilçesinde 2018 ile 2020 yılları arasında meydana geldi. İlçedeki ilkokulda eğitim gören, 1'i erkek 8 öğrenci, iddiaya göre, sınıf öğretmenleri Gülşen E. ile aynı okulda görev yapan eşi Ahmet E.’nin aralıklarla işkencesine ve cinsel istismarına maruz kaldı. Öğretmen çift, pandemi döneminde Karatay ilçesine tayin oldu, farklı okullarda göreve başladı. Tayin sonrası Gülşen E.’nin sınıfına aynı okulda görev yapan Ş.D. adlı kadın öğretmen, girmeye başladı. Öğrencilerin Gülşen E.'yi kastederek 'O bize vururdu, döverdi' sözleri üzerine öğretmen Ş.D., hem sınıftaki kendi kızı ile hem de diğer öğrencilerle görüştü. Öğrenciler, öğretmen çiftin işkence ve cinsel istismarda bulunduğunu öne sürdü, durum velilere bildirildi. Veliler, öğretmen çift hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık, soruşturma kapsamında şu an yaşları 10 ile 11 arasında değişen çocukların ifadesine başvurdu. Yapılan soruşturma sonucu 4 Ekim 2021'de öğretmen çift hakkında iddianame hazırlandı.
İddianamede öğretmen çiftin Gülşen E.'nin sınıfındaki 8 öğrenciyi tuvalete kilitleyerek, ağızlarını ve ellerini bantladığı, lavaboda su ile boğmaya çalıştığı, yazamadıkları harfleri kafalarına kalemle çizdiği, çöp kovasına oturtup arkadaşlarının üzerlerine çöp atmaya zorladığı, bıçakla korkuttuğu, okul bodrumuna kilitlediği, sopayla dövdüğü, saçlarını kesip yutturmaya çalıştığı belirtildi. Ayrıca Ahmet E.'nin kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu öne sürüldü. Gülşen E. hakkında 'işkence' suçundan toplam 120 yıla kadar, eşi Ahmet E.'ye ise 'işkence' ve 'cinsel istismar' suçlarından 132 yıla kadar hapis cezası istenen iddianame, Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Davanın dün görülen 2’nci duruşmasına tutuksuz yargılanan Gülşen E. ve eşi Ahmet E., katılmazken, taraf avukatları ise yer aldı. Öğretmen çiftin avukatı Beytullah Çetin, mahkemeye çiftin üstün başarı belgelerini sunarak, müvekkillerinin başarılı birer öğretmen olduklarını söyledi. Çetin ayrıca duruşmaların gizli görülüp, haber yasağı getirilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de bu talebi reddederek, Konya Milli Eğitim Müdürlüğü’nün öğretmen çift hakkında yürüttüğü soruşturmanın mahkemeye sunulması, tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı erteledi.
Davada çocukların savunuculuğunu üstlenen Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) avukatları, duruşma çıkışı açıklama yaptı. Avukat Damla Yılmaz, “Biz sanıkların tutuklu yargılanmasını talep ettik ancak mahkeme reddetti. Sanıkların avukatı, sanıkların itibarlarının zedelenmesi gerekçesiyle dosyanın basına kapalı olarak yürütülmesi talebinde bulundu. Mahkeme başkanı tarafından da bu talep, alenilik ilkesi gereği reddedildi” dedi.
Avukat Elif Zehra Türkmen ise “Yargılamanın başından bu yana çocukların ikincil örselenmesi düşünülmeden hareket edilmiştir. Yargılamanın uzun sürmesi hem aileleri hem de çocukları mağdur etmektedir. Davada öğretmenlerin başarı belgesi sunulmuştur. Yargılama konusuyla ilgisi olmayan bu belgelerin sunulmasının dosyaya ne faydası olduğunu anlayamamaktayız. Biz çocuklarımızın her zaman yanındayız” diye konuştu.
Bir önceki duruşmada tutuksuz yargılanan çiftten Ahmet E., kendilerine iftira atıldığını öne sürerek suçlamaları kabul etmemiş, Ahmet E., ifadesinde, ''Daha önce verdiğim ifadeler doğrudur. Hepsi bana ve eşime zarar vermek için yapılan iftira. Bize zarar vermek istediklerini düşünüyorum. Kimseyle husumetimiz yok. Okulumuzda Ş.D. isimli bir öğretmen çalışıyordu. Onun yönlendirmesiyle yapıldığını düşünüyorum. Mağdur öğrencilerin isimlerini bilmemin sebebi ise eşime notları sisteme girmesi için yardım ettiğim için hatırlıyorum. Hepsi iftira" demişti.
Eşi Gülşen E. ise, Ş.D. adlı öğretmenin kıskançlık sonucu iftira attığını öne sürerek, "Bu olayların şimdi neden gündeme geldiğini anlamıyorum. 2022 yılının ocak ayında o okuldan iyi bir şekilde ayrıldım. Ben okuldan ayrılana kadar bir sorun yoktu. Ş.D. bu iftiraları yapmış olabilir. Ayrıca aramızda bir husumet yoktu. Kocamla bizi kıskanıyordu muhtemelen. Mağdur öğrencilerin 2,5 yıl boyunca öğretmenliğini yaptım. Bu bize atılmış büyük bir iftiradır" şeklinde konuşmuştu.
(DHA)