HABER

8 Türk'ün öldürüldüğü NSU davasında flaş gelişme

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Almanya'da 8 Türk'ün öldürülmesiyle ilgili Neo Nazi davasında şüpheli Beate Zschaepe hakkında ömür boyu hapis cezası istendi. 2000 ile 2007 yılları arasında 8 Türk, 1 Yunan ve 1 Alman’ı öldürmekle suçlanan aşırı sağcı çetenin sağ kalan tek üyesi Zschaepe (38) hakkında ömür boyu hapis cezası istendi. Almanya’da 1.5 yıldır gündemi meşgul eden Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) hücresinin sağ kalan tek üyesi olan Beate Zschaepe (38) bugün yeniden hakim karşısına çıktı.

Almanya yakın tarihinin en önemli davası olarak nitelendirilen NSU davasında sona geliniyor.

Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren, ancak bağlantıları bugüne kadar aydınlatılamayan aşırı sağcı terör hücresi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü davasında şüpheli Beate Zschaepe hakkında ömür boyu hapis cezası istendi.

Ne yaşanmıştı?

İlk cinayet 9 Eylül 2000'de Nuremberg yakınlarında bir standda işlendi.

Silahlı iki kişi bir çiçekçinin yüzüne ateş açtı.

Enver Şimşek'e sekiz el ateş açıldı, altısı isabet etti. İki gün sonra hastanede öldü. Kullanılan silahlardan biri Çek yapımı bir silahtı, 11 yıl bir aradan sonra Beate'nin teslim olmasıyla bulunan silah.

Benzer cinayetler altı yıl boyunca devam etti. Biri hariç, kurbanların hepsi Türk'tü.

Theodoros Boulgarides adlı anahtarcının da muhtemelen Türk olduğu düşünülmüştü.

En son cinayet ise 25 Nisan 2007'de kadın polis memurunun vurulması oldu.

Beate hariç kimse bu cinayetin maksadını bilmiyordu. Bu cinayetin belki kişisel bir husumet yüzünden, belki de silah ele geçirmek amacıyla işlenmiş olabileceği düşünülüyordu.

Çifte intihar ve Beate'nin teslim olmasının ardından, cinayetlerle böbürlenen korkunç bir video ortaya çıktı. Kimileri bunu Beate'nin gönderdiğini düşünüyor. Videoda Pembe Panter müziği eşliğinde kurbanların cesetleri gösteriliyor ve cinayetlerin arkasındaki "örgüt" açıklanıyordu: Nasyonal Sosyalist Yeraltı.

Polis daha önce cinayetlerin Türk mafyası tarafından işlendiğini düşünüyordu. Bu nedenle kurbanların aileleri acılarına rağmen sorgulamaya tabi tutuluyor ve potansiyel suçlu görülüyordu. Oğlunun öldürüldüğü alanı temizleyen bir anne bile şüpheleri üzerine çekmişti.

Ailelerden birini temsil eden avukatlardan Mehmet Daimagüler, "Almanya'da yeraltında fazla yaşayamazsınız; destek aldığınız insanlar olması lazım; ben de bu grubu kimlerin desteklediğini bilmek istiyorum" diyor.

Bu avukat aslında Münih'teki dava ile ilgili hoşnutsuzlukları dillendiriyor. Bu davanın bir kadına yöneltilmiş birkaç suçlamadan öte bir şey olduğu düşünülüyor.

En Çok Aranan Haberler