YURTHABER

Bitlis
Şehirler
Şehir Seçiniz
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Düzce
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kilis
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Şanlıurfa
Siirt
Sinop
Şırnak
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

800 yıllık tarihi mezarlar gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor

Bitlis’in Tatvan ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve 13.

Bitlis’in Tatvan ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve 13. yüzyıla ait 800 yıllık mezarlıklar gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.
Tatvan ilçesine bağlı Dalda köyü sınırları içerisinde bulunan ve 13. yüzyıla ait 800 yıllık mezarlıklar gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. 1997 yılında tescil edilmiş ve koruma altına alınmış 13. yüzyıla ait olduğu belirtilen mezarlıklarda gerekli arkeolojik çalışmanın yapılmadığı ve böyle bir tarihin gün yüzüne çıkarılmasının önemine değinen Bitlis Eren Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, "Burası Engesor yani Dalda köyü mezarlığı. Tarihi mezarlıklardan biri burasıdır. Tatvan ilçe sınırları içerisinde bulunuyor bu köy. Tatvan köylerinin birçoğunda bu türden mezarlıklar bulunuyor. Bu mezarlık İslami döneme aittir. Üzerinde bilimsel çalışmalar da yapılmıştır. Prof. Dr. Kadir Pektaş’ın bir çalışması var. ‘Bitlis’in tarihi mezarlıkları ve mezar taşları’ adı altında yayınlanan bir eser. Bu mezarlıkta 13. yüzyıl öncesi ve sonrası dönemine ait çeşitli Müslüman mezarlıkları bulunuyor. Bu mezarlıklarda üç tip mezar mimarisi söz konusu, birincisi şahideli mezarlar, sanduka ve prizmatik sanduka tipi mezarlardır” dedi.
Bu mezarlığın takriben 800 yıl öncesine ait bir mezarlık olduğu için tabii ki zaman içerisinde ne yazık ki tahribatların meydana geldiğini ifade eden Prof. Dr. Demirtaş, “1997 yılında da tescil edilmiş ve koruma altına alınmış. Koruma altına alınması yeterince koruma altına alınmış anlamına gelmiyor. Önemli olan koruma altına alındıktan sonraki muhafaza sürecidir. Bu mezarlığı mutlaka bilimsel kazılar ve restorasyonla daha belirgin bir biçimde gün yüzüne çıkarmamız gerekiyor ki insanların ilgisi artsın. Şu kesin bir şey ki insan bir şeyi tanımadan sevemez, sevmedikçe de koruyamaz” şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler